menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Hilafete geçiş için kaç adım kaldı?!

69 12
04.03.2024

Halifeliğin kaldırılışının 100. yıldönümündeyiz.

Hilafet şimdiki dönem kadar hiç tartışılmamıştı. Daha doğrusu, hilâfet umudu bu derece ayyuka çıkmamıştı. Neden? Saray, “din” kapısını öyle bir açtı ki, “hakikî” din dışında, “din benim” diyen herkes bu kapıdan girdi. Hem Diyanet’e “Tarikat Raporu” hazırlatacaksınız, hem dini çıkarlarına âlet edenlere buyurun yol sizin, istediğiniz gibi bu yolda yürüyebilirsiniz, diyeceksiniz. Şunu kesin bilin: Bu yapılandırma asıl yolu açanı vuracaktır.

Türk devletleri içinde halifeyle ilk temas 1038’de Selçuklu Devleti’nin temeli atıldığında sağlanmıştır.

Halifelik Abbasîlerdeydi. Tarihte “Abbasî halifeliği” olarak geçmesi dikkatinizi çekti mi? Halife bütün Müslümanları temsil etmez mi? Her Müslüman ülke, kendisini halifelik görüyordu.

İbn Haldun, Mukaddime’de Endülüs’te, o kadar çok halifelik sayar ki...

İslâm tarihinde halifelik diye bir müessese aslî anlamda yoktur. Kendilerini Hz. Peygamber’in vârisi görenler, “halife” sıfatını aldıklarında, bütün Müslümanlara söz geçirecekleri hesabını yapıyorlardı. Meselenin özü bu.

Halef selef meselesini biliyorsunuz. Halef yerine geçen, selef yerine geçilendir. Hz. Peygamber İslâm devletinin de başıydı. Vefatından sonra biri bu devletin başına geçecekti. Makam kimseye miras bırakılmış değil. Sen benim yerine geçeceksin, denmemiş. İleri gelenler toplanmış, Hz. Ömer’in de telkiniyle Hz. Ebubekir uygun görülmüş, Hz. Peygamber’e halef olmuş.

Dinî hüviyet yüklemede maksat başka. Başa geçenler kendi yerlerini halk nazarında dine dayandırarak güçlendirmek istiyor. Kimse itiraza kalkmasın; bu işleri biz biliriz.

Halifeliği idealize ettiğinizde her şey mümkün görünüyor. Bunu İbn Haldun da idealize ediyor ama sonra... Her iki örneği de vereceğiz.

Önce şunu söyleyeyim:........

© Yeniçağ


Get it on Google Play