Muhalefet gereksiz mi? Olmamalı mı? Olursa eleştirmemeli, iktidara tek söz söylememeli mi?

Türkiye’de bir kısım iktidar seçkinleri böyle düşünüyor ve bu ön kabulden hareketle gazetesine manşet atıyor, seçim meydanında konuşuyor, TV’lere demeç veriyor.

Kısaca muhalefetsiz demokrasi istiyor.

O nasıl olacak ya da oluyorsa, zihnindeki sistem bu.

Hâlbuki demokrasilerde, iş başındaki hükûmetlerin ne yaptığı ya da yapmadığı ile ilgili en iyi takipçi muhalefettir.

Bütçe görüşmelerini biz ayrıntıları ile nereden bilelim.

İktidar, hepimize ait olan devletin kasasını, yasalara uygun mu, yoksa çiğneyerek mi harcıyor, işinde gücünde milyonlarca insan nasıl takip etsin de en ayrıntısına kadar bilip ortaya çıkarsın?

Ayrıca muhalefet yoksa krala muhtacız demektir. Bu durumda kral istediğini yapar. Kimsenin gıkı çıkmaz değil, çıkamaz.

Muhalefet varsa, iktidarın her zaman alternatifi, dolayısı ile de halkın her zaman bir çıkış kapısı, ümidi var demektir.

Kurallarına uygun yönetildiğinde demokrasi, insan onuruna yakışır en iyi yönetim biçimidir.

Türkiye’de temel sorun işte tam da buradan başlıyor.

“Kurallar”dan.

Yerel seçimlere gidiyoruz değil mi?

Herkes taraftarı olduğu parti ya da grubun adayına güzelleme yapıyor. Yapsın hakladır.

Peki, seçimlerin hilesiz, açık, herkesin gözü önünde yapıldığından ne kadar eminiz?

Yani kurallar, yerli yerinde çalıştırılıyor mu?

Yoksa trafolara “kedi girip” o kuralları karanlığa boğuyor mu?

Ne kadar Arap, Afgan, Rus, vs. ev satın alıp yurttaş olan seçmenimiz var?

Soru işareti.

Neden boş arazilerde seçmen kayıtlı?

Gene soru işareti.

Niçin seçimde parmak boyasından kaçıyorsunuz?

Tam suskunluk.

Polis, asker gibi kamu görevlileri kaç sandıkta oy kullanıyor?

Hiç ses yok.

Ne demiştik, demokrasi kurallar ve kurumlar rejimidir?

Yüksek Seçim Kurulu kurum, yukarda saydıklarımız da kuraldır. Buna göre gerisini buyurun siz söyleyin lütfen.

Muhalefet, rejimin nefes borusudur. Onun sesini kıstıkça rejim boğulur. İşte bu sebeple yukarıdaki soruları ve daha başkalarını muhalefet yüksek sesle sormalıdır.

Bir şey daha: Muhalefet, önce mecliste siyasi partiler; sonra toplumda sivil toplum kuruluşlarıdır.

Özgür basındır.

Dikkat buyurun, sadece “basındır” demiyoruz, “özgür basındır” diyoruz.

Demokrasinin ve güçlü devletin ayrıcalığı, “Özgürlük” kavramındadır. Özgürlük alanı daraldıkça, gerçeklerin kaybolma olasılığı artar. Buradan “Özgür irade” kavramına geçmemiz gerekir. Özgür irade. “Hiçbir baskıya maruz bırakılmaksızın kişinin ortaya koyduğu iradedir.”

Kaliteli demokrasi, öncelikle demokrasi ve yurttaşlık bilinci gelişmiş, eğitimli kişilerin, özgür iradesiyle sandığa gidip oy vermesiyle olur. Bu sebeple demokrasi ile bilinç, bilinçle özgürlük, özgürlük, bilinç ve irade kavramlarıyla eğitilmişlik arasında doğrusal bir ilişki vardır.

İyi eğitimden kasıt, siyasal yurttaş yetiştirmek, yani demokrasinin vatandaşlarını ortaya çıkarmak demektir.

Demokrasi işlemiyorsa veya yürütülemiyorsa temel sebebi budur.

Muhalefetsiz demokrasi olsun isteyen iktidar çevresi ve seçkinlerinin, asıl anlatmak istediği, şudur: Biz keyfi yönetim istiyoruz. Kimse ayağımıza dolanmasın. Halkı nasıl uyutuyorsak, bırakın uyusunlar. Kimse ayıktırmağa çalışıp, pişirdiğimiz aşa su katmasın.

Demokrasinin varlık nedeni muhalefettir. Dolayısı ile seçimlerde kayıp eden yoktur. Halkın kimine muhalefet, kimine iktidar görevi vermesi söz konusudur.

Şurası unutulmamalı, muhalefetin güçsüzleştiği rejimlerde, halk perişan olur. Çünkü muhalefet umuttur ve çıkış kapısıdır.

QOSHE - Muhalefetsiz demokrasi - Ahmet Gürsoy
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Muhalefetsiz demokrasi

32 2
11.01.2024

Muhalefet gereksiz mi? Olmamalı mı? Olursa eleştirmemeli, iktidara tek söz söylememeli mi?

Türkiye’de bir kısım iktidar seçkinleri böyle düşünüyor ve bu ön kabulden hareketle gazetesine manşet atıyor, seçim meydanında konuşuyor, TV’lere demeç veriyor.

Kısaca muhalefetsiz demokrasi istiyor.

O nasıl olacak ya da oluyorsa, zihnindeki sistem bu.

Hâlbuki demokrasilerde, iş başındaki hükûmetlerin ne yaptığı ya da yapmadığı ile ilgili en iyi takipçi muhalefettir.

Bütçe görüşmelerini biz ayrıntıları ile nereden bilelim.

İktidar, hepimize ait olan devletin kasasını, yasalara uygun mu, yoksa çiğneyerek mi harcıyor, işinde gücünde milyonlarca insan nasıl takip etsin de en ayrıntısına kadar bilip ortaya çıkarsın?

Ayrıca muhalefet yoksa krala muhtacız demektir. Bu durumda kral istediğini yapar. Kimsenin gıkı çıkmaz değil, çıkamaz.

Muhalefet varsa, iktidarın her zaman alternatifi, dolayısı ile de halkın her zaman bir çıkış kapısı, ümidi var demektir.

Kurallarına uygun yönetildiğinde demokrasi, insan onuruna yakışır en iyi yönetim biçimidir.

Türkiye’de temel sorun işte tam da buradan başlıyor.

“Kurallar”dan.

Yerel seçimlere gidiyoruz değil mi?

Herkes taraftarı olduğu........

© Yeniçağ


Get it on Google Play