Süleymaniye Külliyesi’ni ziyaretimize eşlik eden kış güneşi bizlere sıcaklığını ikram ederken, bizler günümüzün birkaç saatini bu muazzam eserin mümkün olduğunca çok parçasını ziyaret etmeye çalıştık. Kâh Süleymaniye Medreseleri’nin önünden geçen caddeleri arşınlayıp yüzyıllarca bu medreselerde ilim tahsil eden talebeleri yad ettik. Kâh Süleymaniye Kütüphanesi'ndeki binlerce yazma eserin sadece tarihi eser vasfına bürünmesine hayret ettik ve kâh uzun yıllar Süleymaniye Doğumevi olarak hizmet veren şifahanenin içinde yaşanan mutluluklar aklımıza gelerek yüzümüzü bir gülümseme kapladı. Kısacası Süleymaniye Külliyesi pek çok yaşanmışlıkların adresi olarak da tarihteki yerini de çoktan almıştır. Süleymaniye Külliyesi’ne bu külliyenin banisi olan Kanuni Sultan Süleyman Han'ın camii haziresinde bulunan türbesine uğramadan elveda demiyoruz. Kanuni Sultan Süleyman çıktığı on üçüncü seferi olan Zigetvar Seferi sırasında 71 yaşında olduğu halde bu dünya sahnesinden elini eteğini çekti. Yaklaşık 46 sene süren saltanatının hemen hemen 12 senesi at üzerinde seferlerde geçmiştir. Camiinin kıble cihetinde bulunan türbe sekizgen plan üzerine inşa edilmiş olup, kubbesi çift cidarlıdır. Türbe içi ise devrinin en nadide örneklerinden olan çiniler ile bezenmiştir. Türbede Kanuni Sultan Süleyman ile beraber, Sultan II. Süleyman, Sultan II. Ahmed, Mihrimah Sultan, Saliha Dilaşub Valide Sultan, Rabia Sultan ve Asiye Sultan son uykularını uyumaktadırlar. Bu türbeye komşu olan diğer türbe ise Kanuni Sultan Süleyman tarafından hanimi Hürrem Sultan için inşa ettirilmiş olup, türbede Hürrem Sultan dışında Şehzade Mehmed ve ismi belirlenememiş bir hanim sultanin da kabri bulunmaktadır. Türbelerin içinde bulunduğu hazire ise son dönem Osmanlı ricalinin ve Gümüşhanevi Tekkesi şeyhlerinin kabirlerine ev sahipliği yapmaktadır. Son olarak bu fevkalade eserin mimarin olan büyük deha Mimar Sinan'ın külliyenin sol cihetine düşen türbesine uğrayıp kendisini bir Fatiha ile yad ederek Süleymaniye'ye veda ediyoruz.

Küçükpazar: Mimar Sinan Türbesi'nin yanından aşağı inen Fetva Yokuşu’ndan kendimizi aşağı doğru salıyoruz. Fetva Yokuşu ismini yokuşun sonunda bulunan müftülük ve burada verilen fetvalardan almaktadır. Yokuş aşağı inerken Süleymaniye’nin yukarıdan bizlere yolunuz açık olsun diye fısıldadığını duyar gibi oluyoruz. Yokuşun sol tarafından kubbe kurşunlarına vuran güneş gözlerimizi kamaştırırken, parıldayan kubbelerin davetine icabet ediyor ve bu kubbeli yapıya meraklı gözlerle yaklaşıyoruz. Kapıdaki tabelasında Hilye-i Şerif ve Tesbih Müzesi yazan yapının yüzyıllarca ilim yaymış ve binlerce talebenin ilim tedris etmiş olduğu Siyavuş Paşa Medresesi olduğunu ögreniyoruz. Medrese geçirdiği güzel bir restorasyon sonrasında hilye ve tesbih meraklılarını ağırlamaya devam etmekte. Siyavuş Paşa Medresesi’nden ayrılıp yolumuza devam ederken Kepenekçi Sinan Camii’nin yanından geçerek yürüyüşümüze devam ediyoruz. Camii yakınında bulunan Kepenekçi Medresesi’nin virane hali semtin de aynası gibi. Semtte bulunan çoğu bina kaderine terkedilmiş durumda. Son günlerini yasayan ahşap evler, kötü durumda olan tarihi çeşmeler, delik deşik yollar ve kimliğini yitirmiş bir semt. İstanbul'un turistik bölgelerine bu kadar yakın olup da vurdumduymazlığa maruz kalmış bir mahal. Sokak aralarından geçerek Kıble Çeşmesi Sokağa atıyoruz kendimizi. Mahalle aralarındaki sessizlik birden yerini karmaşaya ve kalabalığa bırakıyor. Bu sokak türlü türlü şeylerin satıldığı bir açık çarşı hüviyetinde. Burada helvacıdan, saraca kadar her türlü dükkân mevcut. Saracın ne olduğunu bilmeyen ya da hiç duymamış olan dostlarımıza saraçların koşum takımlarından, zincire ve urgana kadar büyükbaş ya da koşum hayvanlarının ihtiyacı olacak çeşit çeşit şeylerin satıldığı yer olduğunu söyleyelim. Cadde üzerinde bulunan Kantarcılar Camii ilginç minaresi ile oldukça bakımlı bir eser. Sokakta ilerlediğimizde Haliç Metro Köprüsü üzerimizden geçiyor ve bu kısımdan itibaren sokağın ismi semte de adını veren Küçükpazar Sokağa dönüşüyor. Küçükpazar Sokağa sağ taraftan katılan Küçükpazar Karakol Sokak ismiyle bizlere tarihi bir anekdotu da hatırlatıyor. Küçükpazar Karakolu tarihe dünyanın ilk sahte karakolu olarak geçmiş bir oluşumdur. Semt gezimizi bir Fatih devri eseri olan Üçmihraplı Camii’ni ziyaret ederek tamamlıyoruz. Küçükpazar ve Süleymaniye İstanbul'un ortasında olup da İstanbul gibi olmayan, unutulmuşluğun ve umursamazlığın yok etmeye çalıştığı iki semt olarak 2024 Türkiye'sinde can çekişmeye devam etmekteler. Dertlerine deva olacak bir doktorun bu iki mazlum semtin yaralarına ilaç olması dileğiyle kalın sağlıcakla diyoruz.

QOSHE - İstanbul'un tarihi semtleri (17) - Şafak Evcen
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İstanbul'un tarihi semtleri (17)

13 0
10.03.2024

Süleymaniye Külliyesi’ni ziyaretimize eşlik eden kış güneşi bizlere sıcaklığını ikram ederken, bizler günümüzün birkaç saatini bu muazzam eserin mümkün olduğunca çok parçasını ziyaret etmeye çalıştık. Kâh Süleymaniye Medreseleri’nin önünden geçen caddeleri arşınlayıp yüzyıllarca bu medreselerde ilim tahsil eden talebeleri yad ettik. Kâh Süleymaniye Kütüphanesi'ndeki binlerce yazma eserin sadece tarihi eser vasfına bürünmesine hayret ettik ve kâh uzun yıllar Süleymaniye Doğumevi olarak hizmet veren şifahanenin içinde yaşanan mutluluklar aklımıza gelerek yüzümüzü bir gülümseme kapladı. Kısacası Süleymaniye Külliyesi pek çok yaşanmışlıkların adresi olarak da tarihteki yerini de çoktan almıştır. Süleymaniye Külliyesi’ne bu külliyenin banisi olan Kanuni Sultan Süleyman Han'ın camii haziresinde bulunan türbesine uğramadan elveda demiyoruz. Kanuni Sultan Süleyman çıktığı on üçüncü seferi olan Zigetvar Seferi sırasında 71 yaşında olduğu halde bu dünya sahnesinden elini eteğini çekti. Yaklaşık 46 sene süren saltanatının hemen hemen 12 senesi at üzerinde seferlerde geçmiştir. Camiinin kıble cihetinde bulunan türbe sekizgen plan üzerine inşa edilmiş olup, kubbesi çift cidarlıdır. Türbe içi ise devrinin en nadide örneklerinden olan çiniler ile bezenmiştir. Türbede Kanuni Sultan Süleyman ile beraber, Sultan II. Süleyman, Sultan II. Ahmed, Mihrimah Sultan, Saliha Dilaşub Valide Sultan, Rabia Sultan ve Asiye Sultan son uykularını uyumaktadırlar. Bu türbeye komşu olan diğer türbe ise Kanuni Sultan Süleyman tarafından hanimi Hürrem Sultan........

© Yeni Söz


Get it on Google Play