Şeki: İslâm kardeşliğinin ve tarihin izinde bir yolculuk
Azerbaycan seyahatimiz son derece verimli ve kardeşlik ruhunun zirve yaptığı bir havada geçti. MTO Azerbaycan temsilcimiz Vuqar Azizov ile değerli eşi Firuze Hanım kardeşimin samimiyetleri ve ailelerinin gönüllerimizin fetheden kardeşlikleri, Bakü’de Semira Yusifova kardeşimin ve ailesinin güzel ev sahiplikleri, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki sınırların çoktan aşıldığının bir metaforu oldu.
Azerbaycan seyahatimiz, Türkiye’nin nereye nasıl gitmesi gerektiğini, Türk ve İslâm dünyası ile ilişkilerini nasıl kurması gerektiğini gösteren çarpıcı ipuçlarını yakaladığımız güzel bir seyahat olarak iz bıraktı bizde. MTO Bursa temsilcimiz Nuri Gür Bey kardeşimin duyarlı, incelikli ve nefis kaleminden Azerbaycan seyahat izlenimlerimizi paylaşmaya devam ediyorum.
***
ŞEKİ’NİN DİRİ/LTİCİ İSLÂMÎ RUHU
Yolculuğumuz, adeta tarihin altın sayfalarında bir gezintiye çıkmak gibiydi. Azerbaycan’ın kuzeybatısında yer alan Şeki, İpek Yolu’nun ruhunu taşıyan, köklü bir geçmişe sahip bir şehir. Komünizmin yıkıcı etkisinden kalan Müslüman kimliğinde Selçuklu’nun ihtişamı, Osmanlı’nın zarafeti ve İslam dünyasının birleştirici ruhu sizi kucaklıyor. Bu yolculuğun ana motivasyonu, İslam kardeşliğinin izlerini sürmek, gönül bağlarını güçlendirmekti. Şeki’nin her köşesinde, geçmişten günümüze süzülen hikâyeler, ibret verici dersler ve samimi insanlarla karşılaştık. Yolculuğun her anında tarih, kültür ve kardeşlik adeta iç içe geçti.
İlk durağımız Cuma Mescidi oldu. Şeki’nin ruhunu anlamak isteyenlerin mutlaka görmesi gereken bu ibadethane, Selçuklu mimarisinin zarafetini yansıtan bir yapıya sahip. 18. yüzyıl öncesinde inşa edilen bu cami, Sovyetler döneminde zulmün ve taassubun gölgesinde, bir spor salonu olarak kullanılmış. Ancak bugün, yeniden bir ibadet ve ilim merkezi olarak........
© Yeni Şafak
visit website