Adil düzene ne oldu?
Türk siyasetinin ekopolitik yönelimlerine dair söylenecekler var. Partiler tümden
küresel sermayeye
tabi bir ekopolitik kurdu. Bir
Vatan Partisi
direniyor. Bir de
Cumhur İttifakı’nın
özü.
Maalesef siyaset olması gerektiği gibi ekopolitik farklılaşmayla değil popülist akım ve retoriklerle çeşitleniyor.
Bir kafa karışıklığına işaret eden bu bulanıklık dahi düzenin değişmeye başladığını göstermeye yeter.
Halk partisi gibi bazısında ekopolitik falan koptu gitti. Eylem-söylem tutarsızlığı içinde bir gidişat sergileniyor. Gelecek partisi zira…
Deva falan iyi gene. Yaramaz ama ne olduğu belli.
Türkiye’de ekopolitik duruşuyla küresel sermaye karşısında kemikleşmiş partiler vardı. Takip edemedim uzun zamandır ancak geçen hafta önüme bir fırsat çıktı.
Sözcü TV’de hemşehrim de olan Sn
Mahmut Arıkan’ı
izledim. Özlem Gürses sordu. “Samimiyet” temalı bir muhalefet söylemiyle soruları karşıladı.
Gürses konuyu ekonomiye getirdi.
Saadet Partisi
ne öneriyor gibi bir soru sordu.
İşte dedim, siyonizm tam gemi azıya almışken Saadet Partisine sorulacak en iyi soru. Ya da belki yegâne soru…
Ama ne fayda, simitler-çaylar havada uçuştu, Sn Arıkan bir kere olsun “
adil düzen
” demedi, diyemedi. Vay be…
Türk siyasetinin geliştirdiği en değerli iki kavramlaştırmadan ikincisini sahipsiz gördüm.
Birincisi
Nizam-ı âlem i’la-yı kelimetullah
… Fatih’ten miras…
Oysa
Erbakan
’ın........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein
John Nosta
Joshua Schultheis
Rachel Marsden