15 Temmuz
15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden
8 yıl geçti. Hadise sıcaklığını kaybettikçe, pusudakiler kafalarını daha fazla uzatıp “tiyatro”, “kumpas” gibi iftiralarını daha fazla seslendirir oldular. Elbette 15 Temmuz’un bir “tiyatro”, bir “kumpas” olduğu iddialarını ciddiye alıp cevap verecek değiliz. Esasen, darbe yargılamaları için hazırlanan iddianamelerden herhangi birini alıp okuyan kişi, darbenin FETÖ tarafından hazırlandığını ve uygulandığını hiçbir şüpheye mahal kalmadan görecektir. Fakat 8 yıldır, artan şekilde, şimdilerde içerden de taraftar bularak, FETÖ’cülerin darbeyi inkâr etmeleri, üzerinde durulacak bir konu.
FETÖ’cüler 15 Temmuz darbesinin faili olduklarını 16 Temmuz sabahından beri çok yoğun şekilde inkâr ediyorlar. Bunun çok açık gerekçeleri var.
Birincisi, darbenin püskürtülmesi ve başarısız olması Fetullahçıların küresel faaliyetlerini tehdit etti. Darbe başarılı olsaydı, Fetullahçılar, Türkiye’nin bir “diktatörden” kurtulduğu, “demokrasiye” geçiş yaptığı propagandasını yapacaklar, en başta Batılı ülkelerin nezdinde “kahraman” olacaklardı. Ama darbe başarısız olunca, üstelik arkasında bir katliam ve yıkım bırakınca, doğal olarak inkâr yoluna gittiler. Bu inkâr, ABD ve Avrupa’da karşılık buldu. Faaliyetlerini buralarda sürdürüyorlar. ABD’den aldıkları destekle bazı ülkelerde halen ayakta kalmaya, tutunmaya çalışıyorlar. Ne kadar çok inkâr edebilirlerse, o kadar çok kendilerine iş taşere edileceğini biliyorlar. Karşılığını da alıyorlar.
Fetullahçıların darbeyi inkâr etmelerinin bir başka sebebi de nasıl kof, pısırık ve beceriksiz bir örgüt olduklarını aynada görmeleriydi. 80’lerden 2010’lara kadar 40 yıl boyunca başta TSK, Emniyet ve MİT olmak üzere devletin en kritik kurumlarında örgütlendiler. Spordan medyaya, finanstan ticarete,........
© Yeni Şafak
visit website