Varlık yokluk meselesi.

Bütün insanlık âleminin zamanı var olmak ya da varlığı başkalarının elinde olmakla alakalı bir mücadele içinde geçmektedir.

Var olmak iddiası çok büyük, bir o kadar da çetin bir iddiadır.

İspat ister.

Mücadele ister.

Fedakârlık ister.

Her şeyden önemlisi milli bir dünya ve ahiret inancı ister.

Bu gerek şartlardan herhangi bir tanesi olmaz ya da eksik olursa siz var olma mücadelesini eksik olan kısmınızı başkalarının tamamlamasına ihtiyaç duyarsınız.

Bu ihtiyacı karşılamazsanız yok olursunuz. Yok olmamak için bazı tavizler vererek başka devletler, milletler üzerinden eksiğinizi tamamlamak durumunda kalırsınız. O zamanda yok olmazsınız belki ama mahkûm olur, köle konumunda kalırsınız. Sistem, anayasa, kanunlar, bürokrasi, devlete ait kurumlar hep bu ideal için vardır.

Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşasın, Türk milleti kâinat devleti kanatları altında mutlu ve refah içinde yaşasın diye kuruldu bu Cumhuriyet.

Birilerinin oğlu, kızı milletten daha soylu, milletten daha seçilmiş, milletten daha imtiyazlı olmasın diye tek adam rejiminden Cumhuriyet sistemine geçildi.

Mahkeme çağırırsa gideceksin.

Sana bir suç isnat ediliyorsa çıkıp kendini ifade edeceksin.

Ben geleceğin lideriyim, diyemezsin.

Bu devlet senin babanın malı değil.

Yediğinin içtiğinin hesabını vereceksin.

Millet hesabına bakar, inanırsa güvenirse zaten seni iktidara getirir.

Benim dedem, benim babam millete liderlik etti öyleyse ondan sonra ben olmalıyım dersen seni pazarlayan güçlere taviz vermek zorunda kalırsın.

Sen belki başkan, bakan olursun ama köle başkan, köle bakan olarak kalırsın çünkü o kumaş sende yok, eksiksin.

Senin siyasi geleceğin milletin geleceği olmamalı. Milletin geleceği senin, benim, topyekûn halkımızın geleceği olmalı.

Senin benden ya da Mehmet ağadan farkın yok!

Tek farkın başkanın, bakanın oğlu olmandır.

Millet olarak lider aramak yerine liderimizi yetiştirmek ve kendi menfaatlerimiz doğrultusunda geleceğimizi planlamak zorundayız.

Başımıza lider olmak isteyenleri değil, başımıza lider yapacağımız insanları bulmalıyız. Annesini tanımalı, babasını bilmeliyiz. Dedesinin dedemizle Çanakkale'de birlikte mücadele etmiş olduğuna emin olmalıyız. Milletin bir kısmını diğer bir kesimine tercih etmeyeceğinden emin olmalıyız. Dış mihrakların değil milletin önceliklerini esas alması gerektiğini bilerek hareket edeceğine kefil olmalıyız.

Eğer bu kriterleri sağlayabilen birilerini başa geçiremezsek bugün olduğu gibi açlığa, yokluğa, yoksulluğa mahkûm olur, zifiri karanlıklar içerisinde boğuşur kalırız.

Beka meselesi, bir partinin seçimi kaybetmesi değil. Milletin aşını, işini, adaletini, can ve mal güvenliğini kaybetmesidir.

Akıl eden, fikir üreten ve basiret dolu günler diliyorum!

QOSHE - Beka meselesi! - İzzet Yaşar
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Beka meselesi!

25 1
10.02.2024

Varlık yokluk meselesi.

Bütün insanlık âleminin zamanı var olmak ya da varlığı başkalarının elinde olmakla alakalı bir mücadele içinde geçmektedir.

Var olmak iddiası çok büyük, bir o kadar da çetin bir iddiadır.

İspat ister.

Mücadele ister.

Fedakârlık ister.

Her şeyden önemlisi milli bir dünya ve ahiret inancı ister.

Bu gerek şartlardan herhangi bir tanesi olmaz ya da eksik olursa siz var olma mücadelesini eksik olan kısmınızı başkalarının tamamlamasına ihtiyaç duyarsınız.

Bu ihtiyacı karşılamazsanız yok olursunuz. Yok olmamak için bazı tavizler vererek başka devletler, milletler üzerinden eksiğinizi tamamlamak durumunda kalırsınız. O zamanda yok olmazsınız belki ama mahkûm olur, köle konumunda kalırsınız. Sistem, anayasa, kanunlar, bürokrasi, devlete ait kurumlar hep bu ideal için vardır.

Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşasın, Türk milleti kâinat devleti kanatları altında mutlu ve refah........

© Yeni Mesaj


Get it on Google Play