Ne güzel söylemiş yüzyıllar öncesinde gönüllerin insanı, gönüllere hitap eden Yunus Emre; “Bilmek olmak değildir, olmaya bak olmaya.”

Herhalde bunu bu çağda daha iyi algılayabiliyoruz. Örneğin, televizyona yüzlerce insan çıkıyor sabah akşam konuşuyorlar. Hani halk arasında bir deyim var ya; “ağzı olan konuşuyor” diye.. Profesörü konuşuyor, akademisyeni konuşuyor uzmanı konuşuyor hatta hiçbir unvanı olmayan bile konuşuyor. Konuştukları konu hakkında da çok ciddi bilgi sahipleri olduğunu farz edersek bile bilmek olmak olmuyor.

Günümüzde herkes her şeyi biliyor artık herkes üniversite mezunu. Hatta elimizdeki telefonlarla bilgi artık bir tık uzağımızda.. Bilginin bu kadar saçıldığı bir çağda, bilgi bombardımana tutulduğumuz bir dönemde faydasız bilgiye de ulaşıyoruz. Peygamber efendimizin üzerinde özellikle durduğu; “Allah’ım bana faydalı ilim ver” buyurmuştur..

İnsan kendini iki şeyle tanımlar. Bir okudukları bir de seyrettikleri. Her önümüze geleni bilgi diye alırsak beynimiz bilgi çöplüğüne dönüşür. Dolayısıyla süzgeçten geçirmemiz gerekiyor. Bilgi sahibi olmak ve ilim sahibi olmak çok başka kavram var. Bir de bilgiyi bilince dönüştürüp irfan sahibi olmak. Bu da tadından yenmeyen bir kavram..İrfan sahipleri ilmi içselleştirmişlerdir iliklerine kadar yaşamışlardır. Aslında olgunlaşmışlardır olmuşlardır. İnsan var bir de insanı kamil var değil mi?

Dünya kadar bilgi birikimimiz olabilir. Kur’an-ı Kerim bu tarz insanlara “Kitaplar dolusu yük taşıyan merkebe” benzetiyor. Çok şey bilmek olgun insan kamil insan olmak anlamına gelmiyor..

Marifet bildiklerimizi uygulayabilmekte. Yoksa bildiklerimiz bizim için bir yük olmaktan öteye geçmez. Dedelerimizi hatırlayalım, bildikleri birkaç ayet birkaç hadis belki oysa ‘Allah’ deyince gözleri dolardı. Çünkü onlar bilmeyi olmakla birleştirmişti. Ağızlarından çıkan her dua kabuldü çünkü bilgileri onları şımartmamıştı..

Bizim derdimiz “olmak” olmalıdır, olgunlaşmak olmalı.. İyi bir insan olma yolunda gayret sarf etmek olmalıdır..

Ne diyordu Yunus Emre: İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır.. Bilgiyi bilince dönüştürdüğümüz güzel bir ömür nasip olur dileğiyle..

QOSHE - BİLMEK Mİ, OLMAK MI? - Medine Ekmekci
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

BİLMEK Mİ, OLMAK MI?

3 0
02.12.2023

Ne güzel söylemiş yüzyıllar öncesinde gönüllerin insanı, gönüllere hitap eden Yunus Emre; “Bilmek olmak değildir, olmaya bak olmaya.”

Herhalde bunu bu çağda daha iyi algılayabiliyoruz. Örneğin, televizyona yüzlerce insan çıkıyor sabah akşam konuşuyorlar. Hani halk arasında bir deyim var ya; “ağzı olan konuşuyor” diye.. Profesörü konuşuyor, akademisyeni konuşuyor uzmanı konuşuyor hatta hiçbir unvanı olmayan bile konuşuyor. Konuştukları konu hakkında da çok ciddi bilgi sahipleri olduğunu farz edersek bile bilmek olmak olmuyor.

Günümüzde herkes her şeyi biliyor artık herkes üniversite mezunu. Hatta elimizdeki telefonlarla bilgi artık bir tık uzağımızda.. Bilginin bu kadar saçıldığı bir çağda, bilgi bombardımana........

© Yeni Meram


Get it on Google Play