Dahası, bu seçimde kimin kazandığı kadar, kimin kaybettiği de önemli bir mesele halini aldı. Biz bu yazıda, bazı azgınlıklar sebebiyle “kaybeden siyaset”in feriştahına dikkat çekmek istiyoruz.

Güya her şeyi en iyi bilen, en iyi yapan, ülkede ve dünyada onun gibisi olmayan denilen “şahıs merkezli siyaset”in feriştahı…

*

Ey siyasetin sözde feriştahı!

Farkındasın, yahut değilsin; o, seni ilgilendirir. Ama, şu artık gizlenemez bir gerçek ki: On beş yılı aşkın süredir çok canlar yaktın. Çok haneler yıktın. Sayılamayacak kadar çok kulun hakkına girdin. Aldığın âhların haddi-hesabı yok.

Bütün bu âhlar ve günâhlar öyle bir yekûn tuttu ki, altından kalmak mümkün görünmüyor.

*

Doğrusu, sana çokça ikazlar yapıldı, dinlemedin. İşine gelene kulak verdin, işine gelmeyene hiç kulak asmadın.

Tarafgir siyasetin dikâlasını yaptın, yıllarca. Muvafık taraftaki şeytana melek diyen, muhalif taraftaki meleğe şeytan diyen şarlatanları yakında tutup onlara prestij sağladın. Bu tür adamların sayısı öyle bir çoğaldı ki, içinde bulundukları daireyi ağırlaştırıp adım adım bütünüyle aşağı doğru çekmeye başladılar.

Artık finişe doğru giden bu inişin en acar hızlandırıcıları yine onlardır. Kolay kolay söküp atamazsın. Adeta kan emici sülük gibi yapışıyorlar.

Paçandan tutup aşağılara çekmeye çalışanları çalıştırmanın da bir vebâli, bir faturası olsa gerek.

*

Yıllar yılı trol ve troliçelerden medet umdunuz. Onları yakınınızda tuttunuz. Propaganda silâhıyla ve türlü aldatmalarla iş göreceğinize, sürekli olarak başarı sağlayacağınıza inandırdılar. Oysa, o benciller daha çok kendilerini düşünüyorlar.

Aynı sünepe kimseler, şimdikilerin adına “algı operasyonu” dedikleri o “evlâd-ı nâmeşrûa”nın gücüyle hakka-hakikata vasıl olacağınıza da canhıraş bir şekilde sizi inandırmaya çalıştılar.

Açık konuşalım; onlar sizi, siz de onları kullanmanın hesabı içine girdiniz. Ama, bu yanlış hesap, bir gün illa ki bozulacaktı. Ve, nihayet bozulmaya başladı. Bunu son siyasî zelzelede gördük. Acaba siz de bunu görüyor musunuz? Yoksa, enkazın ağırlığından göremez bir halde misiniz? Onu şimdilik kestiremiyoruz. Ama, bu sebepten dolayı da sosyal fay hatlarında bir hayli enerji birikmiş durumdaydı. 31 Mart depremini tetikleyen bir sebep de budur.

*

Emektarların, emeklilerin, dar gelirlilerin hal-i pürmelâlleri ortada. Onlar sizin için eldeki bütün kredileri harcadılar. Son yirmi senede, gelir imkânları hep geriye doğru gitti. İster altın, ister dövize göre hesaplayın; aradaki fark uçurum kadar derinleşti. Bir kısmı o uçurumdan aşağıya düşüp per-perişan oldu. Sefil bir hayata mahkûm olanların sayısı ürkütücü boyutta. Geri kalanların da artık mecâli kalmadı.

Ne emektarlar, ne yatırımcılar, önünü göremez bir hale geldi. Yarına dair bir güvenleri de kalmadı. Vatandaşın serbest hareket alanı daraldığı gibi, manevra imkânı da alabildiğine kısıtlandı.

Bu dairede biriken dert ve acıların da büyük bir yekûn tuttuğunu her muhakeme sahibi rahatlıkla bakıp görebilir.

*

Tabiî, 31 Mart zelzelesini tetikleyen daha başka sebepler de var. Misâl, Gazze meselesindeki tutarsızlıklar. Nas ve faize dair birbirini tekzip eden haller. Enflasyon canavarının bir türlü durdurulamaması. Demokrasinin ruhuyla bağdaşması mümkün olmayan imtiyazların kullanılması. Vesaire…

Bütün sebeplerin içtimaı ile, siyasî zelzele kaçınılmaz hale geldi. Şüphesiz ki, siyasetin feriştahına rağmen, şu büyük sarsıntının artçıları da gelmeye devam edecek. Yakında hep birlikte görürüz, siyaset âleminin “bezelye tarlası”na nasıl döndüğünü…

QOSHE - Siyasî zelzele - M. Latif Salihoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Siyasî zelzele

25 25
03.04.2024

Dahası, bu seçimde kimin kazandığı kadar, kimin kaybettiği de önemli bir mesele halini aldı. Biz bu yazıda, bazı azgınlıklar sebebiyle “kaybeden siyaset”in feriştahına dikkat çekmek istiyoruz.

Güya her şeyi en iyi bilen, en iyi yapan, ülkede ve dünyada onun gibisi olmayan denilen “şahıs merkezli siyaset”in feriştahı…

Ey siyasetin sözde feriştahı!

Farkındasın, yahut değilsin; o, seni ilgilendirir. Ama, şu artık gizlenemez bir gerçek ki: On beş yılı aşkın süredir çok canlar yaktın. Çok haneler yıktın. Sayılamayacak kadar çok kulun hakkına girdin. Aldığın âhların haddi-hesabı yok.

Bütün bu âhlar ve günâhlar öyle bir yekûn tuttu ki, altından kalmak mümkün görünmüyor.

Doğrusu, sana çokça ikazlar yapıldı, dinlemedin. İşine gelene kulak verdin, işine gelmeyene hiç kulak asmadın.

Tarafgir siyasetin dikâlasını yaptın, yıllarca. Muvafık taraftaki şeytana melek diyen, muhalif taraftaki meleğe şeytan diyen şarlatanları yakında tutup onlara prestij sağladın. Bu tür adamların sayısı öyle bir çoğaldı ki, içinde bulundukları daireyi ağırlaştırıp adım adım bütünüyle aşağı doğru çekmeye başladılar.

Artık finişe doğru giden bu inişin en acar........

© Yeni Asya


Get it on Google Play