Allah’ın her günü ölüm kusan o topraklarda yaşayan mü'minlerin sağlam itikadı ve kuvvetli dirayeti, aklı sönmemiş, vicdanı çürümemiş dünya insanlarını derinden derine düşünmeye sevk ediyor. İşin aslını öğrenmeye başladığında ise, kimi Kurân’ı okuyup mesajını öğrenmeye, kimi de İslâmın cihanşümûl mesajını kısa sürede idrak ederek Müslüman olmaya karar veriyor.

Amerika ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere, dünyanın hemen her yerinden bu meyanda haberler ve hatta detaylı görüntüler gelmeye devam ediyor.

Siyonizmin bitmeyen katliâmına rağmen, Müslüman nüfusunda herhangi bir azalma olmuyor. Tabiî, bu müsbet gelişmeye bakıp da Filistin dâvâsını takip etmekte gevşememeli, asla rehavete düşülmemeli. Zira, bu kudsî dava ayrı bir mesele, dünyadaki müsbet gelişmeler kategorik olarak ayrı bir mesele halinde mütalaa edilmesi gerekiyor.

*

Bilindiği gibi, İslâmın doğuşundan bu yana her milletten, her dinden ve dahi her türlü dinsiz kimselerden Müslüman olanlar var.

Bu değişmez bir kaide olarak, geçmişte böyle olduğu gibi, aynı durum günümüzde ve gelecekte de aynen devam edecek.

Bu durum, biz kullara Allah bir ihsânıdır, lütf û keremidir. Ne kadar şükretsek azdır.

*

Son gelişmeler bir yana, bir de geçmişten günümüze türlü sebeplerle Müslüman olanlar var. Bilhassa yurt dışına ve daha çok ecnebi ülkelere gittiğimizde, bu hususu pür dikkat ve merakla öğrenmeye çalışıyoruz.

Evet, dış seyahatlerde ilgili kimselere en çok sorduğumuz ve cevabını-izahını da en çok aradığımız öncelikli suâlimiz budur: Bugünün medenî insanları nasıl Müslüman oluyor? Onları imân ve hidayet dairesine çeken öncelikli sebepler nelerdir? Dahası, nasıl bir merhaleden sonra Müslüman olmaya karar veriyorlar?

Neden bu suâller? Çünkü, bu mühim suâllerin hakikatli bir cevabı-izahı bilindiği takdirde, hem her ferdin ıslâhına örneklik teşkil etmesi, hem de dünya çapında imân ve İslâm hakikatlerinin ilânât ve hakimiyeti açısından, pek büyük bir merhale katedilmiş olacağına inanıyoruz. Evet, yaşanmış çarpıcı örnekler, yapılacak hizmetler açısından çok ehemmiyetlidir.

Tabiî, eski zamanlarda, yani geçmiş devirlerde, fertlerin, ailelerin ve kitlelerin İslâmiyetle müşerref olmalarına dair örneklerin haddi hesabı yoktur. Bu tarihî gerçekliği Üstad Bediüzzaman şu sözlerle ifade ediyor: "...Edyân–ı sâire (diğer dinlerin) müntesipleri, mutlaka fevc fevc muhakeme–i akliye ile ve bürhân–ı kat'î ile daire–i İslâmiyete dahil olmuşlar ve olmaktadırlar." (Bediüzzaman’ın Tarihçe–i Hayatı: 74)

Ne var ki, günümüz şartları itibariyle farklı bir durum ortaya çıkmış bulunuyor. Şöyle ki: Günümüzde "Müslüman kimlikli" birçok, hatta pek çok kimse dinden çıkmış ve çıkmaya da devam ediyor. Bunlar gidip dinsiz, deist, ateist, mason, komünist, materyalist, tabiatperest oldular ve olmaktadırlar.

Dolayısıyla, bu zamanda bazı Müslümanlar bile dinden çıkıp imândan sıyrılırlarken, başka dine mensup olanların gelip İslâmın imân ve hidayet dairesine girmesi, elbette ki sevindirici ve bir o kadar da düşündürücü bir gelişmedir.

İşte, muhtelif kimselerden aldığımız mantıklı bir cevap özetle şudur: "Biz, onlara imân ve İslâmiyet hakikatini ilmî izahlarla anlatıyoruz. Yaptığımızı izahlardan bir kısmı ikna oluyor. Ancak, bunlar hemen Müslüman olmuyor, bizi yakın takibe alıyorlar. Söylediklerimizi yaşayıp yaşamadığımıza bakıyorlar. Yani, teoride anlatılanların, pratik hayatta da geçerli olup olmadığına bilhassa dikkat ediyorlar; ondan sonra nihaî karara varyorlar."

Bu da gösteriyor ki, hakikaten bu zamanda "lisân–ı hâl" olan davranış dili, "lisân–ı kàl" olan anlatım dilinden daha etkili, daha tesirlidir. Demek, mü’minler için en mühim mesele, inandığını yaşamaktır.

Finâl: "Eğer biz doğru İslâmiyeti ve İslâmiyete lâyık doğruluğu ve istikameti göstersek, bundan sonra onlardan fevc fevc dahil olacaklardır." (Age: 74)

QOSHE - Beşer zulmeder, Allah hidayet verir - M. Latif Salihoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Beşer zulmeder, Allah hidayet verir

14 27
15.04.2024

Allah’ın her günü ölüm kusan o topraklarda yaşayan mü'minlerin sağlam itikadı ve kuvvetli dirayeti, aklı sönmemiş, vicdanı çürümemiş dünya insanlarını derinden derine düşünmeye sevk ediyor. İşin aslını öğrenmeye başladığında ise, kimi Kurân’ı okuyup mesajını öğrenmeye, kimi de İslâmın cihanşümûl mesajını kısa sürede idrak ederek Müslüman olmaya karar veriyor.

Amerika ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere, dünyanın hemen her yerinden bu meyanda haberler ve hatta detaylı görüntüler gelmeye devam ediyor.

Siyonizmin bitmeyen katliâmına rağmen, Müslüman nüfusunda herhangi bir azalma olmuyor. Tabiî, bu müsbet gelişmeye bakıp da Filistin dâvâsını takip etmekte gevşememeli, asla rehavete düşülmemeli. Zira, bu kudsî dava ayrı bir mesele, dünyadaki müsbet gelişmeler kategorik olarak ayrı bir mesele halinde mütalaa edilmesi gerekiyor.

Bilindiği gibi, İslâmın doğuşundan bu yana her milletten, her dinden ve dahi her türlü dinsiz kimselerden Müslüman olanlar var.

Bu değişmez bir kaide olarak, geçmişte böyle olduğu gibi, aynı durum günümüzde ve gelecekte de aynen devam edecek.

Bu durum, biz kullara Allah bir ihsânıdır, lütf û keremidir. Ne kadar şükretsek azdır.

Son gelişmeler bir yana, bir de geçmişten günümüze türlü sebeplerle Müslüman olanlar........

© Yeni Asya


Get it on Google Play