Biraz yaşını almış gençlerin kasabanın bu köklü geleneğine karşı isteksiz davranışları ise kasabanın ihtiyarları tarafından kınanır.

Neden ve nasıl başladığı hatırlanamayan ve yüzyıllardır süregelen ve her yıl tekrarlanan bu “piyango” etkinliğini Bay Summers idare etmektedir. Piyango iki aşamalıdır:

Kasabanın kömür işletmesinin başında bulunan Summers, yaklaşık üç yüz haneli bu kasabanın çetelesini tutar. Hane sayısı kadar beyaz kağıdı katlayarak siyah bir kutunun içine koyan Bay Summers, bu kâğıtlardan birisine kömürle bir işaret koyar.

Her haneden bir erkek, hanesini temsilen siyah kutunun önünde sıraya geçer ve Bay Summers nezaretinde kutudan bir kâğıt çeker. Herkes kâğıt çekene dek kâğıtların açılması yasaktır.

Kâğıt çekme merasimi bitince derin bir sessizlik başlar ve herkes piyangonun kime isabet ettiğini öğrenmeyi bekler.

İşaretli kâğıt parçasını bu sene Hutchinson’lar çekmiştir. Kasaba meydanındaki sessizlik Hutchinson ailesinden Bayan Tessie’nin, Bay Summers’a çıkışmasıyla bozulur. Tessie, Bay Summers’a, “kâğıt çekerken kocasına yeterli süreyi tanımadığını, kutudaki kâğıtları dahi karıştırmasına müsaade etmediğini” söyler ve ‘kura’nın yeniden çekilmesini ister.

Tessie’nin itirazları nafiledir. Piyangonun ikinci aşamasına geçilir. Bu kere Hutchinson’lar arasında ikinci bir kura çekilir. Tessie, kocası Bill ve üç küçük çocuğu arasında çekilen bu hususi ‘kura’, Tessie’ye isabet eder ve Tessie kasabalı tarafından taşlanarak öldürülür. Merasim bitince kasabalı evlerine döner ve öğle yemeklerini yerler…

Bahsini ettiğimiz hikâye, Shirley Jackson tarafından kaleme alınan “the lottery” (piyango) isimli eserden.

Hikâye ‘kura’ üzerineydi. Ancak merak etmeyin, biz bu yazının devamında şaibeli ‘kura’lardan söz etmeyeceğiz. Mesela, YSK tarafından çekilen ve partilerin oy pusulası üzerindeki yerlerini belirleyen ‘kura’larda AKP’nin niçin sık sık birinci sırayı aldığından bahsetmeyeceğiz.

Depremzedeler için çekilen konut ‘kura’sının AKP’li Şamil Tayyar ve diğer şöhretli kişilere isabet etmesi de bizi hiç ilgilendirmez. Van Yüzüncü Üniversitesine personel alımı ‘kura’sında aynı ismin iki kere çıkması meselesine gelince, klavyeye basan parmaklarımıza yazık.

Bizim derdimiz, talihlinin ödüllendirildiği bu türden ‘kura’lar değil. Hikâyedeki gibi talihsizin cezalandırıldığı zalim ‘kura’lar.

Peki; hatırlı kişilere asla isabet etmeyen ve ‘kura’ya itiraz edenlerin gözünün yaşına bakılmadığı bu zalim ‘kura’yı çeken kim?

Hikâyemizin Bay Summers’ına, günümüz Türkiyesinde tek adam rejimi karşılık geliyor.

Tek adam rejimi, Bay Summers’ın kömürle kâğıtları işaretlediği gibi, devlet eliyle ve kalemiyle, insanları işaretliyor. Devlet tarafından işaretlenen insanlar, sivil toplum kuruluşları, azınlıklar, meslek odaları, dinî camia ve cemaatler ve daha niceleri ise halk tarafından bir güzel taşlanıyor.

Halk, bu zalimâne düzene -piyango kendisine isabet etmedikçe- itiraz etmediği gibi üstelik başkalarını taşlamaktan menhus bir zevk alıyor. İtiraz etmeye kalkanı da kınamayla susturuyor.

Peki, bu zalim piyangonun çarkı ne zaman kırılacak?

Hikâyemizin talihsizi Tessie Hutchinson bile sistem ile geleneğe değil de ‘kura’nın usulüne itiraz etmişti. Yani ‘kura’, usulüne uygun çekilse ya da Tessie’den başkasına çıksaydı, Tessie itiraz etmeyecek, sesi çıkmayacaktı.

Demek, bu piyangonun çarkını, ancak, nefsimizi düşünerek ‘kura’nın usulüne ve neticesine itiraz etmeyi bırakıp hakkın hatırı için bu zalimâne düzenin kendisine itiraz ettiğimizde kıracağız. İnşallah.

QOSHE - Toptan zulüm; kur’ayla adalet… - İbrahim Aktaşcı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Toptan zulüm; kur’ayla adalet…

8 6
23.02.2024

Biraz yaşını almış gençlerin kasabanın bu köklü geleneğine karşı isteksiz davranışları ise kasabanın ihtiyarları tarafından kınanır.

Neden ve nasıl başladığı hatırlanamayan ve yüzyıllardır süregelen ve her yıl tekrarlanan bu “piyango” etkinliğini Bay Summers idare etmektedir. Piyango iki aşamalıdır:

Kasabanın kömür işletmesinin başında bulunan Summers, yaklaşık üç yüz haneli bu kasabanın çetelesini tutar. Hane sayısı kadar beyaz kağıdı katlayarak siyah bir kutunun içine koyan Bay Summers, bu kâğıtlardan birisine kömürle bir işaret koyar.

Her haneden bir erkek, hanesini temsilen siyah kutunun önünde sıraya geçer ve Bay Summers nezaretinde kutudan bir kâğıt çeker. Herkes kâğıt çekene dek kâğıtların açılması yasaktır.

Kâğıt çekme merasimi bitince derin bir sessizlik başlar ve herkes piyangonun kime isabet ettiğini öğrenmeyi bekler.

İşaretli kâğıt parçasını bu sene Hutchinson’lar çekmiştir. Kasaba meydanındaki sessizlik Hutchinson ailesinden Bayan Tessie’nin, Bay Summers’a çıkışmasıyla bozulur. Tessie, Bay Summers’a, “kâğıt çekerken kocasına yeterli süreyi tanımadığını, kutudaki kâğıtları dahi karıştırmasına müsaade etmediğini” söyler ve........

© Yeni Asya


Get it on Google Play