Tolkien’in Hobbit isimli eserinde “cüceler” için “dwarfs” değil de “dwarwes” kelimesini kullanması çok ağır eleştirilir. Onu ukalaca eleştirenler, Oxford İngilizce sözlüğüne atıf yaparlar ve kelimenin doğrusunun sözlükte “dwarfs” olduğunu delil gösterirler.

Tolkien ise bu eleştirileri oldukça sakin karşılar ve şöyle karşılık verir: “Oxford Dictionary’i de ben yazdım…”

Bugünlerde, tereciye tere satmak kabilinden olan bu meşhur hikâyenin bir benzerini yaşıyoruz. Malumunuz, Anayasa Mahkemesinin Can Atalay hakkında verdiği ihlal kararı sonrası, Ağır Ceza Mahkemesinin karara uyup uymayacağı merak konusuydu.

Ağır Ceza Mahkemesi topu Yargıtay’a atınca kamuoyu “iktidar yargısı yine hukuku çiğneyecek galiba” demeye başlamıştı.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa’nın emredici hükmüne rağmen karara uymadı, bir de üstüne, kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu.

Bu skandal karar adeta, tereciye tere satılmasıydı. Yavuz hırsızın ev sahibini bastırmasıydı. Küçük balığın büyük balığı yutmasıydı. Yan hakemin orta hakeme kırmızı kart göstermesiydi…

Evet, Yargıtay 3. Ceza Dairesi; ihtisas alanı anayasa olan Anayasa Mahkemesini, anayasayı ihlal etmekle suçladı. Tekerleme gibi olduğunun farkındayız.

Hukuk camiasında; “yan hakem orta hakeme nasıl kırmızı kart gösterebilir, böyle saçma şey mi olur” tartışmaları yapılırken işin aslı sonradan ortaya çıktı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP kanadından Yargıtay 3. Ceza Dairesine destek açıklamaları gelince anlaşıldı ki yan hakemi orta hakeme saldırtan ve tribünleri kışkırtan birileri var.

Birileri istiyor ki hakemler birbiriyle kavga etsin, tribünler tahrik edilsin ve hakemler sahadan kovulsun.

Yeni anayasa tartışmalarının yaşandığı bugünlerde, Yargıtay 3. Ceza Dairesi kullanılarak çıkarılan bu yargı krizinin arka planında, “hakemsiz maça çıkmak” isteği yatıyor.

Doksanlı yıllarda mahalle aralarında yapılan maçlarda kale direği yoktu. İki taş konulur, kale olurdu.

Kötü niyetli taraf, köşelerden gol yerse “taş üstü” der, yukarıdan gol yerse “kalecinin boyunu geçti” der, neredeyse her gole itiraz ederdi. Maçın hakemi de olmayınca, oldu bittiye getirir, maçı kazanırdı.

Ülkeyi “doksanlı yıllara” götüren Erdoğan, çıkardığı bu yargı kriziyle gözünü hakemlere dikmiş durumda.

Şimdi diyeceksiniz ki hakemler zaten hep Erdoğan lehine karar vermiyorlar mıydı? Erdoğan’ın bu krizden hedeflediği şey nedir?

Birinci hedef, kamuoyunda “hakemle kazandı” algısını tamamıyla yok etmek ve sistemi değiştirerek meşruiyetini sağlamlaştırmak elbette.

İkinci ve daha önemli hedef ise şu:

İstikbalde, adil maç yöneten “Avrupa Kokartlı Hakemler” gelip Erdoğan ve onun gibiler kaybetmeye başlayınca akıllara şu soru gelecek: “Nasıl olmuş da böyle vasat bir takım yirmi yıldır maç kazanmış?”

İşte o zaman nazarlar maziye, yani AKP’nin müzesindeki kupalara çevrilecek. Erdoğan’ın derdi, müzesindeki kupaları ve logosundaki yıldızları korumak.

Ne diyordu şarkıda; yıldızlar da kayar durmaz yerinde…

QOSHE - AKP’nin müzesindeki kupalar - İbrahim Aktaşcı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

AKP’nin müzesindeki kupalar

4 1
14.11.2023

Tolkien’in Hobbit isimli eserinde “cüceler” için “dwarfs” değil de “dwarwes” kelimesini kullanması çok ağır eleştirilir. Onu ukalaca eleştirenler, Oxford İngilizce sözlüğüne atıf yaparlar ve kelimenin doğrusunun sözlükte “dwarfs” olduğunu delil gösterirler.

Tolkien ise bu eleştirileri oldukça sakin karşılar ve şöyle karşılık verir: “Oxford Dictionary’i de ben yazdım…”

Bugünlerde, tereciye tere satmak kabilinden olan bu meşhur hikâyenin bir benzerini yaşıyoruz. Malumunuz, Anayasa Mahkemesinin Can Atalay hakkında verdiği ihlal kararı sonrası, Ağır Ceza Mahkemesinin karara uyup uymayacağı merak konusuydu.

Ağır Ceza Mahkemesi topu Yargıtay’a atınca kamuoyu “iktidar yargısı yine hukuku çiğneyecek galiba” demeye başlamıştı.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa’nın emredici hükmüne rağmen karara uymadı, bir de üstüne, kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu.

Bu skandal karar adeta, tereciye tere satılmasıydı. Yavuz hırsızın ev sahibini bastırmasıydı. Küçük........

© Yeni Asya


Get it on Google Play