Rize Müftülüğünün Cuma’da hutbede halka ilân yapılması için imamlara bir talimatname gönderdiğini öğrendik. İçeriği şöyle:

“Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımlarıyla 05 Kasım 2023 Pazar günü saat 14.00’te Rize Cumhuriyet Caddesi Kentsel Dönüşüm alanında toplu açılış töreni düzenlenecektir. Cuma’da cemaatinize duyurmanız rica olunur.”

Yeni sisteme göre cumhurbaşkanı aynı zamanda parti başkanı olduğuna göre siyasi görüşü farklı olan cemaati kızdıracak, cemaat arasındaki uhuvvet ve ihlasa zarar verecek ve cemaatin bir kısmını dinden ve namazdan soğutacak böyle bir talimatın dinde ve hukukta yeri nedir?

Dinde yeri yoktur.

Zira siyasetin en büyük bir meselesi, İslâm dininin en küçük bir meselesine bile denk değil.

Siyaset, ancak “dine hizmetkâr edildiğinde” mana ifade eder. Din siyasete âlet edildiğinde ise durum değişir.

Din kisvesi ile dini siyasetine âlet etmeye çalışan AKP gibi siyasal İslamcı partilerin, en az bir din düşmanı kadar dine zarar verdiği açık.

Bediüzzaman’ın en temel maksadı “siyaseti dine âlet ve tabi etmek” idi. Ancak 1918 yılında Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi üzerinden şahit olduğu “partizan siyaset”ten sonra ve bilhassa 1923 sonrasında siyasetin fena cihetinden dolayı, “siyaseti dine alet etmenin” mümkün olmadığını görmüş ve şeytandan Allah’a sığındığı gibi siyasetten de Allah’a sığındığını ifade etmiştir.

Bundan dolayı Bediüzzaman aktif siyasetten uzak durmuş ancak çok partili hayata yeniden geçildiğinde “Kur’ân ve İslâmiyet ve vatan hesabına” ve “bütün kuvvetiyle ve talebeleriyle, dersleriyle” Demokrat Parti’nin iktidarda kalmasını sağlamaya çalışmıştır.

Onun nazarında siyaset bir sanat ve bir araç, din ise asla feda edilemeyecek kadar mukaddes.

Hukukta da yeri yoktur.

İlgili mevzuata göre müftünün vazifesi; İslâm dininin inanç, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, ibadet yerlerini ve dinî müesseseleri yönetmek ve din görevlilerinin hizmetlerini düzenleyip denetlemektir.

Yani vazifesi “irşad” ve şu duyurusu bu kapsamda değil.

Müftü bu eylemi ile “disiplin suçu” işlemiş midir?

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun yedinci maddesi gereği “Devlet memurları …herhangi bir siyasi parti, kişi veya zümrenin yararını veya zararını hedef tutan bir davranışta bulunamazlar; görevlerini yerine getirirlerken dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi ayırım yapamazlar; hiçbir şekilde siyasi ve ideolojik amaçlı beyanda ve eylemde bulunamazlar ve bu eylemlere katılamazlar.”

Bu kanunun 125/E hükmünün “a” ve “b” bendine göre de “İdeolojik veya siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükün ve çalışma düzenini bozmak” ile “…siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart, bant ve benzerlerini basmak, çoğaltmak, dağıtmak veya bunları kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek” gibi eylemler disiplin suçu olarak tanzim edilmiş.

Ve bu eylemler “devlet memurluğundan çıkarma” cezasını gerektiriyor.

Ezcümle bizce müftünün bu işgüzarlığı hukuken de bir disiplin suçu ve riskli!

Elbette icabına Diyanet İşleri Başkanlığı bakmalıdır ve bakacaktır.

Varsa ve kaldıysa…

QOSHE - Müftülüğün vazifesi irşad iken… - Hakan Özlen
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Müftülüğün vazifesi irşad iken…

12 0
15.11.2023

Rize Müftülüğünün Cuma’da hutbede halka ilân yapılması için imamlara bir talimatname gönderdiğini öğrendik. İçeriği şöyle:

“Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımlarıyla 05 Kasım 2023 Pazar günü saat 14.00’te Rize Cumhuriyet Caddesi Kentsel Dönüşüm alanında toplu açılış töreni düzenlenecektir. Cuma’da cemaatinize duyurmanız rica olunur.”

Yeni sisteme göre cumhurbaşkanı aynı zamanda parti başkanı olduğuna göre siyasi görüşü farklı olan cemaati kızdıracak, cemaat arasındaki uhuvvet ve ihlasa zarar verecek ve cemaatin bir kısmını dinden ve namazdan soğutacak böyle bir talimatın dinde ve hukukta yeri nedir?

Dinde yeri yoktur.

Zira siyasetin en büyük bir meselesi, İslâm dininin en küçük bir meselesine bile denk değil.

Siyaset, ancak “dine hizmetkâr edildiğinde” mana ifade eder. Din siyasete âlet edildiğinde ise durum değişir.

Din kisvesi ile dini siyasetine âlet etmeye çalışan AKP gibi siyasal İslamcı partilerin, en az bir din düşmanı kadar dine zarar verdiği açık.

Bediüzzaman’ın en temel maksadı........

© Yeni Asya


Get it on Google Play