Amel kelimesi üzerinde dikkatlice düşünmek gerekmektedir. Zira biz amel işleriz. Bu amel her ne ise sadece Cenab-ı Rahman’ı razı etmek için olmalıdır. Aksi takdirde o amelin pişmanlık duyulan bir fiile dönüşmesi ihtimal dahilindedir.

İhlasın kıymetini Üstad, kulluğun makbuliyetindeki en önemli özellik olarak görür. “Demek, niyet bir ruhtur. O ruhun ruhu da ihlâstır. Öyle ise, necat ve halâs, ancak ihlâs iledir.”3 der ve “ibadetin ruhu ihlâstır”4 diye kulluğa ve ibadete ayrı bir parantez açmaktadır.

Bu noktada 20. Lem’anın mukaddemesindeki hadisi hatırlamak yerinde olacaktır: “İnsanlar helâk olur; ancak, bilenler hariç. Bilenler de helâk olur; ancak, bildiklerini yaşayanlar hariç. Bildiklerini yaşayanlar da helâk olur; ancak ihlâslı olanlar hariç. İhlâslı olanlar da her an onu kaybetmek gibi bir tehlikeyle karşı karşıyadırlar.”5

Bu hadise dikkatle bakıldığında insanlığın üç farklı süzgeçden geçdiği anlaşılır: İlim, amel ve ihlâs. Kâinattaki en yüksek hakikat olan namaz ibadeti misalinden anlamaya çalışalım. Namaz kılmayı bilmek gerekir. Namaz kılmanın farzları, vacipleri, sünnetleri bilmek yetmez. Zira, teorik bilgi tek başına fayda vermez, pratiğe yani amele dönüşmelidir. Namaz kılmak da yetmez. Namazı baştaki niyete sadık olarak kılmak gerekir. Rıza-i ilahi için yapılmayan ibadetin bir kıymeti yoktur. Yani, kul rızası, mal-mülk ya da makam için kılınan namaz makbul değildir.

Bu üç süzgeçten başarıyla geçmiş bir müslüman yine de kendine güvenmemelidir. Zira son nefese kadar kimsenin bir garantisi yoktur. İhlâsı kaybetmek her an yaşanabilecek bir tehlikelidir. 50 yıl kaza yapmayan bir şoför bir anlık dikkatsizlik neticesinde kaza yapabileceğini göz önünde bulundurmak gerekir.

Ayrıca, “Mesleğimizin esası, a’zamî ihlâs ve terk-i enaniyettir. İhlâslı bir dirhem amel, ihlâssız yüz batman amele müreccahtır.”6 ve “Kutbiyet de verilse ihlâs için hizmetkârlığı tercih eder”7 ifadeleri ihlâs’ın kıymetini ve ehemmiyetini ortaya koymaktadır.

Görüldüğü üzere ihlâs da bir “B” planı yoktur. Aynı ruhunu şefkat vasıtasıyla evladı için feda eden annede olduğu gibi. Bu itibarla ihlâs ve şefkat dünyevî cihetinde en iyi kombinasyonlarının anneler olduğu rahatlıkla müşahede edilmektedir.

Dipnotlar:

1. Müslim, İmâre, 155;

2- Lem’alar, s.178;

3-Mesnevî-i Nuriye, s.60;

4- İşârâtü’l İ’caz, s.136;

5- Keşfü’l- Hafa, 2,3;

6- Tarihçe-i Hayat, s.586;

7- Kastamonu Lâhikası, s.199.

QOSHE - İhlâs penceresinden bakmak - Cenk Çalık
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İhlâs penceresinden bakmak

2 1
09.12.2023

Amel kelimesi üzerinde dikkatlice düşünmek gerekmektedir. Zira biz amel işleriz. Bu amel her ne ise sadece Cenab-ı Rahman’ı razı etmek için olmalıdır. Aksi takdirde o amelin pişmanlık duyulan bir fiile dönüşmesi ihtimal dahilindedir.

İhlasın kıymetini Üstad, kulluğun makbuliyetindeki en önemli özellik olarak görür. “Demek, niyet bir ruhtur. O ruhun ruhu da ihlâstır. Öyle ise, necat ve halâs, ancak ihlâs iledir.”3 der ve “ibadetin ruhu ihlâstır”4 diye kulluğa ve ibadete ayrı bir parantez açmaktadır.

Bu noktada 20. Lem’anın mukaddemesindeki hadisi hatırlamak yerinde olacaktır: “İnsanlar helâk olur; ancak, bilenler hariç. Bilenler de helâk olur; ancak, bildiklerini yaşayanlar hariç. Bildiklerini yaşayanlar da helâk olur; ancak ihlâslı olanlar hariç. İhlâslı olanlar da her an onu kaybetmek gibi bir tehlikeyle karşı........

© Yeni Asya


Get it on Google Play