En büyük hatalarımızdan biri yararlı bir alışkanlık kazandıktan sonra eskiye dönmeye kendimizi zorlamaktır. 30 gün boyunca maddî ve manevî kazanımlar kazandıktan sonra diğer 11 ayda bu kazanımları bir kenara bırakmak azim bir hatadır.

Sünnet-i Seniyeye baktığımızda orucun bütün aylara, haftalara, özel günlere bakan uygulamalarının ve teşviklerinin olduğunu müşahede ediyoruz. İlgili hadis-i şerifler incelendiğinde Efendimiz’in (asm) hayatında orucun ayrı bir yeri olduğu hemen fark edilir. Sevapları, kıymeti, ehemmiyetini nazara veren hadisler bu manada bizler için rehber hükmündedir. Bu rivayetlerde ifade edilen müjdelere nail olmak için gayret etmemiz gerekir.

Bu deryadan haftalık ve aylık oruçlarla ilgili iki orucu hatırlatmak istiyoruz. Önce haftalık tutulması gereken oruçla ilgili hadis-i şerife kulak verelim:

“İnsanların amelleri Allah Teâlâ’ya pazartesi ve perşembe günleri arzolunur; ben amelimin arzı sırasında oruçlu olmayı tercih ediyorum.” (Ebû Dâvûd, Savm, 60.)

Amellerin Rabbimiz katına arz olunduğunda oruç tutmak ilahi rahmeti celb etmez mi? O günlerde oruç tutanlara Rabbimiz hayır kapılarını açmaz mı? Pek çok bela ve musibetten muhafaza etmez mi? Bu ve pek çok diğer kazanımlar olmasaydı Efendimiz (asm) o günlerde oruç tutar mıydı?

Şimdi de aylık olarak tutulması gereken orucun hadis-i şerifini takip edelim:

Abdullah İbnu el-Kaysî babasından nakille anlatıyor: “Resulullah (asm), bize eyyam-ı bi’z’de yani ayın onüç, ondört ve onbeşinci günlerinde oruç tutmamızı emrederdi ve ‘Bunlar yıl orucu vaziyetindedir.’ derdi.” (Ebu Dâvud, Savm, 68.)

İlmi olarak bugünlerde vücudumuzda metabolik hareketin fazla olduğu ve orucun Efendimiz’in (asm) hayatı boyunca terk etmediği dört alışkanlığından biri olduğunu hatırlatmak isteriz…

QOSHE - Haftada iki gün mü? Ayda üç gün mü? - Cenk Çalık
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Haftada iki gün mü? Ayda üç gün mü?

4 1
20.03.2024

En büyük hatalarımızdan biri yararlı bir alışkanlık kazandıktan sonra eskiye dönmeye kendimizi zorlamaktır. 30 gün boyunca maddî ve manevî kazanımlar kazandıktan sonra diğer 11 ayda bu kazanımları bir kenara bırakmak azim bir hatadır.

Sünnet-i Seniyeye baktığımızda orucun bütün aylara, haftalara, özel günlere bakan uygulamalarının ve teşviklerinin olduğunu müşahede ediyoruz. İlgili hadis-i şerifler incelendiğinde Efendimiz’in (asm) hayatında orucun ayrı bir yeri olduğu hemen fark edilir. Sevapları, kıymeti, ehemmiyetini nazara veren hadisler bu manada bizler için rehber hükmündedir. Bu........

© Yeni Asya


Get it on Google Play