menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Baykuş

9 0
16.10.2025

Yani meramlarını birbirlerine anlatabiliyor ve anlaşabiliyor; bazen de, bazı kimselere misafir olup, bir şeyler anlatmaya çalışabiliyorlar.

Bununla birlikte, “O’nu yedi semâ ile arz ve bütün bunlardaki zevi’l-ukul tesbih eder ve hatta hiçbir şey yoktur ki onu hamdiyle tesbih etmesin”1 ayetine göre müsebbihtir, her hepsi.

Her mahlûkun bir dili, bir dileği var, kendince.

İnsanların da hiç susmayan dili var. Bunu biliyoruz.

Dileği ne, bilinmez.

Rahmanî ise, ne âlâ; şeytanî ise, onda vebal, onundur.

Dağın taşın, otun çöpün; yerde meskûn varlıkların istisnasız hepsinin zikrettiği Zât’ı anlamamak, anmamak, “insan”lığa yaraşmaz. Çünkü insan, iman ile, sairlerin sultanı.

Bu sultanlık bilmek, bulmak; yolunda, yolcu olmak şartıyla!

Kurdun kuşun dilini........

© Yeni Asya