2023’ün sonunda oynanması gereken Galatasaray-Fenerbahçe derbisinin medyada günlerce siyasi tartışmaya dönüşen nedenlerle iptal edilmesi, üniversiteli bir gencin sokakta bayrak taşıyan bir adama yumruk atması ve onu takip eden kutuplaştırıcı siyasi söylemler, sosyal medyada ırkçı söylemlerin ve siyasi akımlar arası tehditleşmelerin artması, farklı görüşteki insanlara şiddet çağrılarının yapılması, ekonomik sorunların artması vs. vs. derken 2024 gergin başladı.

2023’le birlikte geride kalmasını dilediğimiz ama ne yazık ki 2024’e bizimle birlikte taşınan bir sorun da “yargı” krizi oldu. Hukukun üstünlüğü ilkesi demokratik Anayasal rejimlerin temel taşıdır. Demokratik toplumlar için hukukun üstünlüğü, hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin hukuka karşı hesap verebilir olmasını gerektirir ve tartışılmaz bir değere sahiptir. Bu sebeple de bir devletin Anayasa Mahkemesinin kararlarının alt mahkemeleri tarafından uygulanmaması/tanınmaması, sadece Anayasa Mahkemesi yargıçlarının değil, her vatandaşın paylaştığı bir krizdir. Önceden AİHM’nin bazı kararlarının uygulanmamasından ve bunun bizim için nasıl utanç verici bir görüntü olduğundan endişe edilirken, şimdi ise kendi Anayasa Mahkememizin kararlarına uyulması ve kendi Anayasamızın korunması gerektiğini anlatmaya çalışmamız endişe verici elbette.

AİHM demişken… 2023 sonunda AİHM Yalçınkaya kararını açıkladı. Bu karar Yeni Asya gazetesinin yıllardır söylediği bir çok haksızlığı doğruladı ve yine Yeni Asya’nın yıllardır ilan ettiği üzere Türkiye’nin binlerce vatandaşını haksız yere “terör örgütü mensubu” addettiğini tescilledi.

Bu karar büyük bir fırsattı aslında hükümet için. Geç de olsa toplumsal barışın sağlanması için hazırlanmış bir reçete. Şimdilik böyle olmadı, 2024 yılına bir çok mazlum ve onların mazlum eşleri ve çocukları adalet beklentisiyle girdi…

Dünyanın geri kalanı için de işler pek parlak değil. Gazze’deki Filistin halkının katledilmesinin çoktan sona ermiş olmasını umuyorduk ancak 2024’e onların acıları hala devam ederken, hatta artarken girdik.

Uluslararası örgütler dünyayı Gazze’deki kıtlık, salgın hastalıklar ve diğer pek çok kötü durum konusunda uyarırken, İsrail’in saldırıları devam ediyor ve dünya devletleri bunu sessizce izliyor.

Evet, dünya çapında sivil protestolar düzenleniyor ancak dünyanın “güçleri” alaycı bir şekilde izliyor ve hatta zalimlere askeri yardım göndermeye devam ediyor. Dünyanın dört bir yanında, “soykırım yanlısı” hükümetlerin bulunduğu ülkelerde, hepimizin tanık olduğu bu zulüm nedeniyle protestolar düzenleniyor. Kısa vadede güzel gelişmeler olsa bile henüz vicdan rahatlatacak gelişmeler uzak duruyor. Gerçekten de 2024 ağır ve kasvetli başladı. Yine de bazıları yeni yılı tüm güçleriyle kutladı. Dubai süslü havai fişekler ve partilerle aydınlandığında biraz garip hissettirdi ancak bize “dünyada mazlum çok belki ama en azından (!) bazıları mutlu” dedirtti. O şatafata yetişemese bile ülkemizde de kutlamalar oldu.

İnsanların dünlerini unutmak uğruna yaptığı gürültülü patırtılı kutlamaları onlara çok gördüğümüzü düşünebilirsiniz ancak bizi esas düşündüren (ve korkutan) bu görüntüleri gören yüz binlerce mazlum ve onların ne hissettikleri.

Bu doğrultuda Rasullulah’ın (sav) Hz. Muaz’a (ra) onu vali olarak Yemen’e yollarken verdiği tavsiyeyi hatırlamakta fayda var: “(…)Mazlumun bedduasını almaktan kork. Zira Allah’la bu beddua arasında perde mevcut değildir.”

QOSHE - 2024’e insanî bakış - Ahmet Said Aydil
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

2024’e insanî bakış

8 3
09.01.2024

2023’ün sonunda oynanması gereken Galatasaray-Fenerbahçe derbisinin medyada günlerce siyasi tartışmaya dönüşen nedenlerle iptal edilmesi, üniversiteli bir gencin sokakta bayrak taşıyan bir adama yumruk atması ve onu takip eden kutuplaştırıcı siyasi söylemler, sosyal medyada ırkçı söylemlerin ve siyasi akımlar arası tehditleşmelerin artması, farklı görüşteki insanlara şiddet çağrılarının yapılması, ekonomik sorunların artması vs. vs. derken 2024 gergin başladı.

2023’le birlikte geride kalmasını dilediğimiz ama ne yazık ki 2024’e bizimle birlikte taşınan bir sorun da “yargı” krizi oldu. Hukukun üstünlüğü ilkesi demokratik Anayasal rejimlerin temel taşıdır. Demokratik toplumlar için hukukun üstünlüğü, hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin hukuka karşı hesap verebilir olmasını gerektirir ve tartışılmaz bir değere sahiptir. Bu sebeple de bir devletin Anayasa Mahkemesinin kararlarının alt mahkemeleri tarafından uygulanmaması/tanınmaması, sadece Anayasa Mahkemesi yargıçlarının değil, her vatandaşın paylaştığı bir krizdir. Önceden AİHM’nin bazı kararlarının uygulanmamasından ve bunun bizim için nasıl utanç verici bir görüntü olduğundan........

© Yeni Asya


Get it on Google Play