Ankara neden nefes alamıyor?
Ankara, başkentlik unvanını taşıyan bu gri dev, bir zamanlar Anadolu'nun kalbiydi. Selçuklu'nun zarif kubbeleri, Osmanlı'nın taş işlemeleriyle süslü sokakları hayal edin. Bir estetik, bir ruh, bir hikâye.
Ama bugün? Gökyüzünü delen beton kuleler, gri bir sis perdesi gibi şehri sarıyor. Neden Selçuklu mimarisi yok derseniz, cevap basit: Unutuldu. Ya da daha doğrusu, silindi. Şehir planlaması uğruna, tarihî doku bir bir kurban edildi. Betonlaşma, şehrin ölüm fermanı gibi yayılıyor. Sokaklar daralıyor, gölgeler uzuyor, nefesler kısalıyor. Bu, sadece Ankara'nın değil, Türkiye'nin birçok şehrinin trajedisi. Peki, neden? Ve asıl soru… Nasıl kurtulacağız?
Betonlaşma, modernliğin kılıfında gizlenen bir canavar. Her yeni apartman, her katlı otopark, toprağı yutuyor. Yeşil alanlar eriyor, parklar beton yığınlarına dönüşüyor. Sonuç? Şehirler boğuluyor. Hava kirliliği artıyor, su kaynakları tükeniyor, ama en kötüsü, İnsan ruhu eziliyor. Trafik, bu beton cehenneminin taç........© Yeni Ankara





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein
Joshua Schultheis
Rachel Marsden