Ahmed bize ne anlattı?
Diğer
20 Aralık 2025
Avustralya'nın Sidney kentindeki Bondi plajında düzenlenen silahlı saldırıda 15 kişi hayatını kaybetti, 42 kişi yaralandı
Avustralya’da 17 kişinin öldürüldüğü plaj katliamını yapan baba oğul “Müslüman”dı… Sayının daha da artmasını önlemek için saldırganlardan birinin üstüne atlayıp tüfeğini alan da öyle!
Ahmed el Ahmed, Suriyeli göçmen, Avustralya vatandaşı, manav. Yanındaki arkadaşına “ölebileceğini, ailesine haber vermesini” söyleyip bir otomobilin arkasından fırlayıp gitti, “Cesaret Ahmed.”
İlk anlattığı buydu: Bazı anlarda, işte o bir kişinin cesaretine, korkusunu belki yanında taşısa bile, adım atmasına, koşmasına ihtiyacı olabilir bu cehennemi dünyanın. Her zaman ölümüne de olmayabilir; bazen biat etmeyi bırakarak, bazen direnerek, bazen yazarak, bazen konuşarak, bazen başkalarıyla omuz omuza vererek, bazen “gerçekten doğru davranış nedir” diye düşünerek. Bazen de ölümüne.
“Cesaret” çoğu zaman savaş ortamında ölçülür. Elbette orada vardır, çünkü ölmeye öldürmeye gidiyorsundur. Genellikle emir-komuta çerçevesinde tabii. O yüzden de gündelik hayatta epey ihmal edilir; oysa “doğru” için, sadece kendisi için değil, zor durumdakiler adına da doğru olanı yapan, sakınmayan, tereddüt etmeyen, hayatıyla ya da hapisti, işkenceydi, zulümdü, çalınan ömrüyle bedel ödeyenlerin, kalabalıkların baskısına rağmen bunladda ısrar edenin “cesaret”i başka türlü kıymetlidir.
Sonra şunu anlattı, fazla bir şey de söylemeden: Etnik, dini, milli veya kimlik üstünden genellemeler sık sık yanlış olur. Kolaydır, ama yanlıştır. “İki Müslüman Yahudileri katletti… Bir Müslüman çok sayıda Yahudi’nin hayatını kurtardı”nın hangi tarafını genelleyeceksiniz?
ABD’de, bilhassa medya dilinde, “zanlı ya da suçlu” siyahsa, bu özellikle belirtilir. Çünkü “ırk ile suç” arasında servise hazır, kafalarda yeri sabit bir bağlantıyla çoktan tesis edilmiştir. Dilin bu seçici, ayırıcı, ayrımcı kullanımı sık sık kadınların üzerine de boca edilir. Çünkü erkek dilinde ve kafasında da “kadınlara dair önyargı” zaten sağlamdır!
Burası da genellemeler ülkesi: Çok sayıda insan devlet ile o devletin ve iktidarın yönettiği, o sırada o şekilde yönettiği bir ülkedeki insanları özdeşleştiriyor. “Nefret” kusacaksak, ötekilerin hiçbiri kendini kurtaramıyor. Oysa devletler ve iktidarlar ile insanların en azından önemli bir kısmı arasında, zihinsel, düşünsel, ideolojik farklılıklar var. Öyle ya, “kendi........© T24





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Daniel Orenstein
Beth Kuhel