menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

O halde seçmene soralım; Kemal Kılıçdaroğlu'ndan razı mısınız?

20 26
31.05.2024

Diğer

31 Mayıs 2024

Kemal Kılıçdaroğlu, üzerine konuşmak ve netleşmek gereken bir siyasi figürdür bana göre. Üzerine konuşmak, meselenin adını koymak, fotoğrafı netleştirmek önemlidir, çünkü bunları yapmazsak Türkiye'de yaşananlar unutulur, hatta bilgiler yer bile değiştirir.

Biliyoruz, bu sistemin içinde yaşıyoruz!

Karanlıkta kalan siyasetçiler bile bu durumdan istifade ederek aynen devam ederler 'kariyerlerine' -ki ortada siyasi bir kariyer yoktur aslında-. Tek faydalı çabaları, vatandaşın hayatına yansıyacak-iyileştirmeye sebebiyet verebilecek girişimleri, hatta bu tarz meseleleri dahi olmaz, ama emrihak vaki olana kadar siyaset sahnesinde kalmak, koltuk işgal etmek isterler.

Normal koşullarda siyasi hayatta başarı elde edemeyen siyasetçiler 'sahneden' çekilir, çekilmelidir de, bunun için misal 13 sene beklemek gibi bir şansları da olmamalıdır.

Ama bunlar normalde olmasını beklediğimiz siyasetçi davranışıdır.

Türkiye'de ise işler tam tersine yürür.

Bir kere koltuğun, gücün tadını alan; istenmese de, başarı sağlayamasa da kalmak, mevcut ve etkisiz alanını korumak için elinden geleni ardına koymaz.

Siyasi tarihimiz ve mezarlıklarımız bu örneklerle doludur.

Kemal Kılıçdaroğlu da koltuğunu kaybettiği andan beri 'siyaset yapmaya devam' arzusunda olduğunu yaptığı sosyal medya paylaşımlarıyla hissettiriyordu.

Önce biraz karnından 'kırgınlık' sinyalleri verdi, sonrasında ise yekten 'sırtından vurulduğu'nu, 'hançerlendiğini' söyledi.

Onun açıklamaları karşısında da gazeteciler Kılıçdaroğlu'nu sırtından vuranların kimliklerini tespit etmeye çalışmaya, tahminler ortaya atmaya başladı.

Oysa, bu gibi durumlarda bir durup önce görüntüde netlik ayarını yapmak önemli.

Öyleyse yapalım…

Kılıçdaroğlu 13 senelik başarısızlığının ardından partisi tarafından bir başkasının, yani Özgür Özel'in seçilmesiyle genel başkanlık görevini tamamlamış oldu.

Yani doğal seleksiyonun çok geç cereyan eden sonucu olarak CHP'de Genel Başkan değişti.

Final, başarısızlığın sonucuydu.

Şimdi oturup Kılıçdaroğlu'nu konuşma zamanı geldiyse evet tabii konuşalım ama yaratılan konuyu değil, bizlerin de bildiği gerçekleri konuşalım.

Kılıçdaroğlu'nu içeride kim hançerlemiştir veya hançerlenmiş midir bilemem -ve bu tabloda çok da ilgilenmem- zira kendisi sonuç itibarıyla o kadar başarısız bir Genel Başkan oldu ki, onu hançerleyenler sadece hâlâ bir şansı olduğunu sanmasını sağlayanlar olabilir diye düşünüyorum.

Kendisinin uğradığını düşündüğü ihanetleri bir kenara bırakıp sebep olduğu, aktörü olduğu 'ihanetlerle' yüzleşmesi çok daha gerçekçi bir bakış açısı getirir, hem kendisine hem de hâlâ ondan siyasi bir fayda sağlamayı düşünenlere!

Net konuşalım; Kılıçdaroğlu milyonlarca muhalif seçmeni defaatle yolda bırakmış, hayal kırıklığına uğratmıştır. Bir hançer durumu söz konusuysa, bu hançer ancak ve ancak seçmenin sırtına saplanmış olabilir. Bunu da 13 yıllık koltuk inadından, kaybetmeye sebep olacak hamlelerinden, seçimlerinden, kararlarından dolayı Kılıçdaroğlu'na yazmak isteyen olursa çok da haksız sayılmaz! Aksini söyleyebilecek olanların argümanlarını dinlemek isterim. İsterim, ama "Kılıçdaroğlu hiç mi iyi bir şey yapmadı" gibi sahte tesellilere karnım tok. Bir insanın, elbette Kılıçdaroğlu'nun da yaptıklarının baştan sona yanlış olduğu iddia edilemez. Elbette iyi niyetle, iyi şeyler de yaptı. Ancak, siyaset sonuç alma işidir. "Sonuçta başarı getirmeyen iyi şeylerle" avunacaksanız, ömür biter teselli bitmez!

Devam edelim…

2010-2023 yılları arasında CHP Genel Başkanlığı koltuğunda oturmuş ve 'etkisiz muhalefet'........

© T24


Get it on Google Play