SGK’nın sensörleri SUT kapsamına almasını talep ediyoruz!
Diğer
19 Şubat 2024
Tip 1 diyabet, insülinin hormonunun dışardan iğne veya insülin pompası ile alınması gereken, hayat boyu süren bir sorundur (Biz şeker hastalığı demekten kaçınıyoruz. Bunun yerine Tip 1 diyabetli çocuklar veya insülin eksikliği olan çocuklar diyebiliriz) ve ülkemizde 18 yaş altında 30bin civarında tip 1 diyabetli çocuk yaşamaktadır. İnsülin hormonu dozunun hassas bir şekilde ayarlanabilmesi, kan şekeri yükseklik ya da düşüklüklerinin saptanabilmesi için kandaki glukoz düzeyini bilmeye ihtiyaç vardır. Uzun yıllardır kan şekeri ölçümü glukometre ismi ile bilinen aletlerle parmaktan bir damla kan alınarak ölçülmektedir ve bu ölçüm o andaki şeker düzeyini gösterir. Bu zahmetli bir yöntemdir (Örneğin gece uykuda çocuğun parmağını delmenin zorluğunu ve üzücülüğünü düşünün) ve fotoğraf çekmek gibi sadece o andaki durumu gösterir; yani glukozun 24 saatlik seyri hakkında bilgi vermez.
Son yıllarda bütün dünyada ve ülkemizde kullanımı artan sensörler ise doku sıvısından, her beş dakikada bir (günde 288 kez), acısız ve kan glukozuna yakın bir şekilde ölçüm yapabilmektedir. Bu özellikleri nedeniyle sensörler, “Sürekli Glukoz İzlem Sistemi-CGMS) olarak da bilinmektedir. Sensörler sayesinde glukoz seyrini video çeker gibi izlemek, yükseklik ve düşüklükleri önceden tahmin etmek ve buna göre erken davranmak, alarmlar sayesinde uyarılmak ve akıllı telefonlar üzerinden ailelerin çocuklarının glukozunu uzaktan izlemesi mümkündür.
Sensörler sayesinde tip 1 diyabetlilerin glukoz sonuçlarını iyileştirmek ve HbA1c ismi verilen izlem parametresini düşürmek, kan şekeri düşüklüklerini önlemek ve esas uzun dönemdeki diyabete bağlı organ hasarlarının önüne geçmek kolaylaşmaktadır. İngiltere’de sensörlerin Ulusal Sağlık Sistemi tarafından ödenmesi kampanyasına liderlik eden Prof. Partha Kar, sensörlerin Tip 1 diyabetliler için “hayat değiştirici” olduğunun altını çiziyor ve sensörlerin “Tip 1 diyabet bakımı için ileriye doğru atılmış büyük bir adım olduğunu ve onlara daha sağlıklı bir yaşam sürme, hastaneye yatma riskini ve diyabetle ilişkili hastalıkları ve dolayısıyla sağlıklı hizmetleri üzerindeki yükü azaltma şansı vereceğini, böylece vergi mükelleflerinin ödediği paranın karşılığının verilmesi anlamı taşıyacağını ve önümüzdeki yıllarda ulusal sağlık sisteminin milyonlarca dolar tasarruf etmesini sağlayacağını” belirtiyor.
Sensörler tip 1 diyabetli çocukar için ayrıca çok önemlidir, çünkü onların önünde diyabetle geçecek çok uzun bir süre bulunmaktadır ve 40’lı yaşlardan sonra sökün edebilecek komplikasyonların önlenmesinde sensörlerin paha biçilmez bir rolü olduğu bilinmektedir. Bunların dışında sensörler tip 1 diyabetli çocuk ailelerinin gece kan şekeri düşüklüğü korkusu olmadan uyumasını, diyabeti korku ile değil, bilgi ile yönetmesini sağlıyor. Önceki yılllarda İsveç ve Çekya’dan, yakın zamanda ise ABD’den yayınlanan çalışmalar, sensörlerin tip 1 diyabet tanısından itibaren kullanılmasının “iyi bir glukoz dengesi mirası” oluşturduğunu, ailelerinin diyabetin dilini anlamasını ve kabullenmesini sağladığını ve tanıdan hemen sonra sensörlere eşit erişimin tüm çocuklar için HbA1c'yi iyileştirmek için bir ilk adım olabileceğini göstermektedir.
Günümüzde sensörlerin başta 18 yaş altındaki diyabetli çocuklar ve gebe diyabetliler olmak üzere tüm tip1 diyabetlilerin hakkı olduğu ve devletlerin sensörlere eşit erişimi sağlaması konusunda tam bir uzlaşma vardır. Sensörlerin evrimi, daha küçük, transmitter gerektirmeyen, cep telefonları ve kol saatlerinde verilerin görüntülendiği, uzaktan izlemin mümkün olduğu, hipo ve hiperglisemide parmak ölçümlerine yakın ölçüm yapan, insülin dozu gibi kararları güvenle vermeye imkân sağlayan, vücuttan kolay........
© T24
visit website