Yaz aşkım Mazı ayakta!
Diğer
T24 Haftalık Yazarı
10 Kasım 2024
Daha Eylül ayının sarı yazın habercisi olduğu günlerinde ben de bir muştucu sevinçliğiyle söz etmiştim Mazı’dan.
Uzun zamandır şöyle ailecek bir arada olamamanın özlemini dostlarımızla giderdiğimiz İnceyalı sahilini bırakıp dönmüş olmak bir yaz aşkını geride bırakmak gibiydi.
Mazı’da, bahtiyardık, müteşekkirdik ve minnet duyuyorduk yaradılışın verdiklerine…
Sevdiklerimizle bir rakı kadehine sığdırmış koca dünyayı, sımsıkı tutuyor, neşe içinde yudumluyorduk; dolunayın altında denizin ve gecenin kokusunu.
Ve aslında her yudumda, biraz da umudun esintisi vuruyordu yüzümüze, ürperiyorduk o vakit.
Sırtına yaslanıp yüzümüzü ufka döndüğümüz dağlarında tek bir ağaç kalmamıştı Mazı’da, yanmıştı üç yıl önceki o büyük yangında ve kalan her şeyiyle bizi sarıyor, sardıkça birlikte iyileşiyorduk…
Ne zamandır, aynı göğün altında başka diyarlarda yaşanan onca kötülüğe aldırmadan güvenle uzanıp bir gece geçirmemiştim.
Ne zamandır, yakın - uzak memleketlerdeki sayısız vahşeti, gaspı, bir gece ansızın alıkonulmayı ve pek tabii çalıp çırpmaları aklımdan çıkarıp da bir kapıya kilit vurmadan yatmışlığım yoktu.
Kötülük varlığını kaybetmemişti elbette ama dokunabilecek uzaklıkta olmadığına emindim.
Yaz aşkım Mazı’da, Eylül ayının verdiği o güzel ve garip hislerle 56 yaşıma kadar öyle ya da böyle birikmiş - biriktirmiş olduğum güvensizlik duygusu ve korkularımın yerini alan ümidi anlatmam daha çok sürer ki belki buna içimde bir hesaplaşma bile denilebilir; kötülük ve iyilik üzerine…
Şeytana mahkeme kuracak değilim de demem şu ki, bir insan Mazı’yı ve orada olmanın verdiği duyguları düşündükçe eli ayağı titrercesine, bir oğula ya da kıza ya da bir sevgiliye bir şey........
© T24
visit website