Güncel çağrışımlar, palimpsest projeler
Diğer
26 Aralık 2024
Cumhuriyetimizin yüzüncü yıldönümü dolayısıyla iktidar tarafından ortaya atılan “Türkiye Yüzyılı” kavramı, daha önce ABD’de kullanılan “Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi”ni çağrıştırıyordu. Bir cumhurbaşkanından çok AKP Genel Başkanı söylemiyle konuşan RTE’nin Fetih duasıyla başladığı dünkü Meclis konuşması ise o soyut Osmanlılık özentilerinden biri gibiydi. Kötü yüreğim, ataların “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olma” sözünü buldu çıkardı zihnimde. Gerçi Dimyat Suriye’de değil ama, çok da uzak sayılmaz.
Bu yazının asıl esbab-ı mucibesi, Cumhurbaşkanlığı başdanışmanlarından Mehmet Uçum’un X’te yayımladığı 22 Aralık 2024 tarihli yazısı. Başlık daha ilk anda bizim BOP adıyla bildiğimiz Büyük Ortadoğu Projesi’ni çağrıştırıyor: “MERKEZ AFRO-AVRASYA (ORTA-DOĞU) HUKUKU!” (ünlem ve büyük harfler Uçum’a ait).
“(Orta-Doğu)” biçiminde bir açıklama eklenmiş olmasa belki başlığın Büyük Ortadoğu Projesi’yle bağlantısı hemen ayan beyan olmazdı. Ancak, yazı okundukça bağlantı güçleniyor ve palimpsest kavramını akla getiriyor. Anlaşılan, “Eş Başkan” tartışmalarının ardından savunulacak yanı kalmayıp unutulmaya bırakılan BOP için kılık değişikliği şart olmuş. Eh, Uçum da eski tezi yeni bir adlandırmayla, görünüşü kurtaracak argümanlara büründürerek açıklıyor.
Açıklama Suriye’de olup bitenlerden “halk devrimi” terimiyle söz edilerek başlıyor ve söylem, sanki bu “devrim” tamamlanmış gibi bir havada devam ediyor.
Hemen söyleyeyim, Suriye’de olup bitenler hakkında ilk elde hiç değilse Irak ve Nikaragua örnekleri düşünülmeden hüküm vermek ve havalara girmek akıl kârı gibi görünmüyor.
Uçum’un yenilenmiş fikrinin asıl tezi ise “Orta-Doğu (Ortadoğu) adlandırması oryantalisttir” argümanıyla başlıyor. Elhak doğru: Edward Said’in ünlü kitaplarında gösterdiği üzere, tarihsel açıdan, bırakınız “Orta”, “Yakın” ya da “Uzak” olanını, “Doğu (Şark)” sıfatının bizzat kendisi de Avrupamerkezci, yani oryantalisttir, Avrupa’yı merkez alarak ortaya atılmış ve “Doğu” dediği yerleri “Batı (Garp)” dediklerinin karşısında ikincillikle damgalamıştır. Ve biz “Doğulu”lar, Avrupa’nın dünyaya kabul ettirdiği tarihsel terime uyarak “Doğu”yu kendimizden başlatmak gibi bir tuhaflığı seçegelmiş, yani kendimizi oryantalizmin tuttuğu aynaya göre tanımaya çalışmışızdır.
Bu kavram çiftinin, emperyal çıkışının yanında sayısız örnekte mutlakçı bir yüzeysellikle kullanıldığını da........
© T24
visit website