menu_open
Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Farklı bir Atina ziyareti

30 0
16.11.2024

Diğer

16 Kasım 2024

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, geçen hafta cuma günü (8 Kasım) Yunan karşıtı Giorgos Gerapetritis’in davetine icabetle, Atina’ya günübirlik bir çalışma ziyaretinde bulundu. Her iki Bakan göreve geldikleri 1 yılı aşkın süre içerisinde çeşitli vesilelerle bir düzine görüşme yaptılar. Ancak, 8 Kasım’daki görüşme ayrı bir anlam taşıyordu. Türk-Yunan ilişkilerinde temel sorunların bir kenara bırakılarak, suya sabuna dokunmayan iş birliği alanlarına odaklanılmasını öngören pozitif gündemden bu yana bakanlar ilk kez Ege ve Kıbrıs’ı konuştular, ne konuştuklarını da kamuoyu önünde açıkladılar. Eskilerin deyimiyle “esasa müteallik” konulara girdiler. Fidan’ın ve Gerapetritis’in ziyaretten önce gerek “Tanea” ve “Hürriyet” gazetelerinde yayınlanan mülakatlarına, gerek görüşmelerden sonra yapılan ortak basın toplantısındaki ifadelerine bakılacak olursa, her iki ülkenin sorunlara yaklaşımlarında bir farklılık olmadı. Diplomaside buna, “mutabık olmamakta mutabık kalmak” deniliyor. Tabii baş başa görüşmelerde herhangi bir gelişme kaydedilip edilmediğini bilemiyoruz.

Her şeye rağmen 8 Kasım’dan sonra fotoğrafın biraz daha berraklaştığı söylenebilir. Gelinen aşamada iki düğümlenme noktası bulunuyor. Birincisi Ege’de hangi sorunların var olduğu. Yunanistan sadece kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgenin sınırlandırılması sorunu olduğunu iddia ediyor. Türkiye ise birbirleriyle bağlantılı birden fazla ihtilaf bulunduğu görüşünde. İkinci görüş ayrılığı ise, Kıbrıs’ta nihai çözümün nasıl sağlanacağından kaynaklanıyor. Kıbrıslı Rumlar iki kesimli, iki toplumlu Federasyon’da ısrar ederken, Türk tarafı iki devletli çözümü tercih ediyor. Yukarıda kayıtlı başlangıç pozisyonlarında ortak bir zemine ulaşılması halinde, Ege ve Kıbrıs için yeniden masaların kurulması mümkün olabilecek gibi görünüyor.

Ege’de sadece tek bir sorun olmadığı apaçık ortada. Karasularının genişliği ve aidiyeti belli olmayan coğrafi formasyonlar sorunlarını çözmeden kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge üzerindeki anlaşmazlığı tartışmak bile mümkün değil. Uluslararası Adalet Divanı’na gidilmesi için de ortak bir tahkimname üzerinde mutabık kalınması gerekiyor.

Kıbrıs sorununda ise Türk tarafının işi daha zor. Egemen eşitlik ve uluslararası eşit statü gibi yeni parametrelere dayanan farklı bir müzakere pozisyonu var. Kıbrıslı Rumların yanında 30 AB ülkesine ek olarak........

© T24


Get it on Google Play