Pandemi döneminde yaşadığımız uzun süreli tecritler bizi günlük aktivitelerimizden epey bir süre uzaklaştırdı. Bu süreçte en önemsiz saydığımız şeylerin bile insan hayatında ne kadar değerli olduğunu yaşayarak öğrendik.

Özellikle sosyal etkileşimler, sevdiklerimizle geçirilen zaman ve dışarıda yapılan faaliyetlerin önemi, pandemi sırasında kısıtlandığımızda daha belirgin hale geldi.

İnsanlar, bir kahve buluşması, parkta yürüyüş ya da sinema gecesi gibi basit aktivitelerin aslında ne kadar önemli ve değerli olduğunu fark ettiler. Bu süreç, birçok kişinin hayatındaki öncelikleri yeniden değerlendirmesini ve basit zevklerin kıymetini anlamasını sağladı.

Geçirdiğimiz bu küresel pandemiden sonra insanlar sağlıklı yaşama daha bir önem verir duruma geldi sanki. Tabii pandemi gerçekten geçti mi o da tartışılır. Ama şu bir gerçek ki, sağlık olmayınca hayatın hiç tadı tuzu kalmıyor.

Neyse, pandemi bitti dediler, tam özgürlüğümüze kavuşmuştuk ki sağ kolumdan operasyon olmak zorunda kaldım. Gerçekten de bir kolu kaldırmanın bile ne kadar önemli olduğunu yaşayarak gördüm. İnsan eskiden yaptığı en basit hareketleri bile yapamayınca kendisini çok güçsüz ve aciz hissediyor.

Sayın doktorum Taner Bekmezci sayesinde tekrar sağlığıma kavuştum ama öyle hemen ameliyat sonrası olmadı. Kolumun eskisi gibi hareket edebilmesi için çok emek sarf ettim.

Akabinde kolum eski esnekliğine ve gücüne kavuşması için yogaya başladım. Yoga hem iç sağlığıma hem de vücut sağlığıma o kadar iyi geldi ki… Başlarda kaslarım çok gergindi.

Hatta bir ara bu işi yapıp yapamayacağımı sorguladım. Kolum gitmiyor, ayağım gelmiyor, belim bükülmüyor… Yogaya biraz geç başlasam da zararın neresinden dönülse kârdır dedim ve yılmadım.

Yoga Hindistan'da ortaya çıkmış bir uygulama. Zihni, bedeni ve ruhu birleştirmeyi amaçlıyor. Yoga eğitmenlerine göre, zihin ve beden arasındaki uyum, doğru teknikler ve uygun bir ortam sağlandığında, vücudun kendi kendisini iyileştirmesini sağlıyor. Bu sebeple, yogaya sadece fiziksel bir aktivite olarak değil, aynı zamanda tedavi edici bir yöntem olarak da bakabilirsiniz.

Bedensel olarak, yoga esnekliği artırıyor, kas gücünü geliştiriyor. Zihinsel ve psikolojik olarak ise, stresi azaltıp, odaklanmayı ve iç huzuru sağlıyor. Bugünlerde hepimizin ihtiyacı olan akıl sağlığımızı koruyabilmemize gerçekten yardımcı oluyor.

Günlük hayatta karşılaşılan stres ve gerginlikten uzaklaşmak için mükemmel bir araç. Hepimizin bildiği gibi, vücut sağlığı iyi oldu mu akıl sağlığı da onu takip ediyor. Yani yogayı herkese şiddetle tavsiye ediyorum.

Teknolojik hastalıklar

Gün geçmiyor ki yeni teknolojilerle hayatımıza kolaylıklarla birlikte yeni korkular, stres ve endişe unsurları girmesin. Bunlardan biri nomofobi (cep telefonsuz kalma korkusu). Bu terim, ‘no mobile phone phobia’ kelimelerinin kısaltmasından türetilmiş.

Teknolojiye bağımlılığın bir göstergesi sayılabilir. Kişiler, cep telefonlarından ayrı kaldıklarında kaygı, rahatsızlık ve huzursuzluk hissediyorlarmış. Bu durum, günümüzde özellikle gençler arasında giderek yaygınlaşan bir sorun haline gelmiş.

Ne yalan söyleyeyim, ben de telefonu evde unutunca kendimi çölde yapayalnız kalmış gibi hissetmiyor değilim. Hemen aklıma bir sürü kötü senaryo geliyor. Ya yolda bir şey olur da yardım isteyemezsem, ya birine bir şey olur da bana ulaşamazsa... Eskiden ezberimde birçok telefon numarası varken, şimdi sadece çocuklarımın ve kendi telefon numaramı biliyorum çünkü artık bütün numaralar akıllı telefonlarda kayıtlı.

Alarm kurmaktan, hava durumunu kontrol etmeye, haberleri okumaktan, sosyal medyada gezinmeye, fotoğraf çekmekten, banka işlerini halletmeye kadar birçok eylemi telefonla hallettiğimiz için onlara olan bağımlılığımız gün geçtikçe artırıyor.

Nomofobinin belirtileri arasında boş anlarda sebepsiz yere telefon kontrolü, şarj bitmesi endişesi, telefon çekmeyen yerlerde panikleme, yatmadan ve uyandıktan hemen sonra telefona bakma, telefonu unutunca veya taşıyamayınca kaygı ve panik hissi yer alıyormuş.

Nomofobi belirtileriniz varsa ve bununla başa çıkmak istiyorsanız psikologlar dijital detoks yapmanızı öneriyor. Mesela belirli zaman dilimlerinde telefonunuzu tamamen kapatabilirsiniz. Uyumadan en az bir saat önce telefonunuzdan uzaklaşabilirsiniz.

Telefonla geçirdiğiniz süreyi yavaş yavaş kısıtlayarak daha kaliteli vakit geçirmenin yollarını bulabilirsiniz.

***

Teknoloji ile hayatımıza giren başka bir psikolojik rahatsızlık da siberkondri (internette sürekli hastalıkları araştırma), diğer bir ifadeyle ‘dijital teşhis hastalığı’. Siberkondri, internet üzerinden sağlıkla ilgili bilgileri araştırırken ortaya çıkan aşırı endişe durumunu ifade ediyormuş. Bu durum, kişilerin kendi sağlık durumları hakkında internette karşılaştıkları bilgilere dayanarak gereksiz yere kaygılanmalarını ve en kötü senaryoları düşünmelerine yol açıyormuş.

İnternet sayesinde her türlü bilgiye o kadar kolay ulaşılıyor ki; hepimiz zaman zaman kendimizi rahatlatmak için bu yola başvuruyoruz maalesef. Doktora gitmek yerine ‘Önce bir bakayım, bu neymiş, ne iyi gelirmiş’ diyoruz. Oysa hekimler, sağlık sorunlarına internetten teşhis koyup, çözüm bulmanın çok yanlış olduğunu söylüyorlar. İnternet, hastalıklar ve tedavilerle ilgili birçok kaynağı belirsiz, yanlış bilgilerle dolu ve bunları doğru olanlardan ayırt etmemiz çok zor.

Tabii ki internette hastalığıyla ilgili bilgi araştıran herkes bu psikolojik rahatsızlıktan muzdarip değil. Elbette bilgi edinmek isteyebiliriz. Ama bir hastalık söz konusu ise, önce mutlaka bir hekime danışmalıyız.

QOSHE - Dönüşüm zamanı: Pandemi, sağlık ve yoga - Pınar Turan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Dönüşüm zamanı: Pandemi, sağlık ve yoga

24 10
27.02.2024

Pandemi döneminde yaşadığımız uzun süreli tecritler bizi günlük aktivitelerimizden epey bir süre uzaklaştırdı. Bu süreçte en önemsiz saydığımız şeylerin bile insan hayatında ne kadar değerli olduğunu yaşayarak öğrendik.

Özellikle sosyal etkileşimler, sevdiklerimizle geçirilen zaman ve dışarıda yapılan faaliyetlerin önemi, pandemi sırasında kısıtlandığımızda daha belirgin hale geldi.

İnsanlar, bir kahve buluşması, parkta yürüyüş ya da sinema gecesi gibi basit aktivitelerin aslında ne kadar önemli ve değerli olduğunu fark ettiler. Bu süreç, birçok kişinin hayatındaki öncelikleri yeniden değerlendirmesini ve basit zevklerin kıymetini anlamasını sağladı.

Geçirdiğimiz bu küresel pandemiden sonra insanlar sağlıklı yaşama daha bir önem verir duruma geldi sanki. Tabii pandemi gerçekten geçti mi o da tartışılır. Ama şu bir gerçek ki, sağlık olmayınca hayatın hiç tadı tuzu kalmıyor.

Neyse, pandemi bitti dediler, tam özgürlüğümüze kavuşmuştuk ki sağ kolumdan operasyon olmak zorunda kaldım. Gerçekten de bir kolu kaldırmanın bile ne kadar önemli olduğunu yaşayarak gördüm. İnsan eskiden yaptığı en basit hareketleri bile yapamayınca kendisini çok güçsüz ve aciz hissediyor.

Sayın doktorum Taner Bekmezci sayesinde tekrar sağlığıma kavuştum ama öyle hemen ameliyat sonrası olmadı. Kolumun eskisi gibi hareket edebilmesi için çok emek sarf ettim.

Akabinde kolum eski esnekliğine ve gücüne kavuşması için yogaya başladım. Yoga hem iç sağlığıma hem de vücut sağlığıma o kadar iyi geldi ki… Başlarda kaslarım çok gergindi.

Hatta bir ara bu işi yapıp yapamayacağımı sorguladım. Kolum gitmiyor, ayağım gelmiyor, belim bükülmüyor… Yogaya biraz geç başlasam da zararın neresinden dönülse kârdır dedim ve yılmadım.

Yoga Hindistan'da ortaya çıkmış bir uygulama. Zihni, bedeni ve ruhu birleştirmeyi amaçlıyor. Yoga eğitmenlerine........

© Sözcü


Get it on Google Play