Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar siyanürlü maden faciasının yaşandığı Erzincan İliç’te konuşuyordu:

“Kayan toprağın, 10 milyon metreküp toprağın hepsini şu an kaldırmak istesek en az 400 bin kamyon lazım.”

‘10 milyon metreküp’ dediği toprağın ağırlığı 16 milyon ton.

Yani en az 250 metre yüksekliğinde bir dağ.

Düşünün ki o maden şirketi siyanürle yıkayıp altınını ayrıştırdığı 16 milyon ton toprağı, daha doğrusu çamuru, yeterli önlemleri almadan öylece dağ gibi yığmış ve hiçbir “ilgili kurum” bunu fark etmemiş.

O çamur dağını hiç kimse görmemiş.

Çalışanların, mühendislerin ihmal ve suiistimal ihbarlarını hiç kimse duymamış.

★★★

Bakan Bayraktar devam ediyordu:

“Kimlerin sorumluluğu varsa yargı önüne çıkmasını sağlayacağız.”

Sahi kimlerin sorumluluğu var?

- Mesela Amerikalı şirketi Türkiye’ye getirip kendisine yakın bir şirkete yüzde 20 hisse verilmesini sağlayan, ardından da maden ruhsatını onaylayan CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Bay Kemal mi?

- Mesela CHP’nin yeni genel başkanı Özgür Özel mi?

- Mesela şirkete madencilik ruhsatı veren ve her istediğinde genişletme izni veren CHP’nin gölge Enerji Bakanı Deniz Yavuzyılmaz mı?

- Mesela Çevresel Etki Değerlendirme raporlarını hep olumlu olarak düzenleyip imzalayan CHP’nin gölge Çevre ve Şehircilik Bakanı Gülşah Deniz Atalar mı?

- Mesela iş güvenliği konusunda hiçbir sorun yaşanmadığına dair raporları onaylayan CHP’nin gölge Çalışma Bakanı Gamze Taşçıer mi?

★★★

Bakan Bayraktar “ÇED olmadan genişleme ruhsatı verilir mi?” sorusuna yanıt veriyor:

“Gerekli izinler ilgili kurumlardan alınmış görünüyor.”

Gerekli izinler neler mesela?

- ÇED Raporu: Nereden alınmış? Kesin CHP’li Gülşah Deniz Atalar vermiştir (Eski Bakan Murat Kurum şimdi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı ya... Ona toz gelmesin).

- Maden Ruhsatı ve genişletme ruhsatları: Nereden alınmış? Kesin CHP’li Deniz Yavuzyılmaz imzalamıştır (Bu açıklamayı yapan kendisinin bir dönem yardımcısı olduğu Fatih Dönmez’in ve Bakan Yardımcısı olarak kendisinin hiçbir sorumluluğu yoktur kesin!)

- İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı denetimi: Kesin Gamze Taşcıer’in işidir (Kabinenin kibar bakanı Vedat Işıkhan işi gücü bırakmış o dağ başına gitmiş, tozun toprağın içinde geziyor, daha ne istiyorsunuz?!)

★★★

Bakan Bayraktar devam ediyor:

“İşletmecilik açısından sorunlar var, onu da soruşturacağız.”

Ben anlaşılır şekilde tercüme edeyim:

“ÇED Raporlarıyla, Maden Ruhsatlarıyla, genişletme izinleriyle, olumlu iş güvenliği raporlarıyla her türlü imtiyazla, korumacılıkla o şirketi İliç kırsalında çayıra salan bakanların ve bürokratların hiçbir sorumluluğu yoktur. Bir tek işletmecilik açısından sorunlar var. O da soruşturulur, iki mühendis bir müdür hapse atılır, olur biter.”

★★★

Peki o işletmeciler nerede?

Bakan Bayraktar versin yanıtı:

“Yabancı şirketin yetkilileri hâlâ burada değiller.”

Bak sen terbiyesizliğe!

Hem zorlu hem güçlü müsünüz siz?

Koskoca bakanlar, valiler, başkanlar, siyasetçiler oraya gitmiş, siz kim oluyorsunuz da kimden cesaret alıyorsunuz da aradan 48 saat geçmesine karşın bir yerlerinizi kaldırıp olay yerine dahi gelmiyorsunuz!

Yoksa Bay Kemal mi verdi size bu imtiyazlı gücü?

★★★

Ne diyor Bakan Bayraktar?

“Önce insan, sonra çevre, ondan sonra da katma değerli madencilik.”

(Hani Cem Yılmaz bir reklam filminde tuhaf bir ürünü gösterip yapan ustaya “Doktor bu ne” diye soruyordu ya...)

Ben de Bakan Bey’e soruyorum:

“Bakan bu ne?” 400 bin kamyonla ancak kaldırabileceğiniz o dağ ne?

Hani “çevreye olumsuz etkisi yok” diye rapor imzalamıştınız?

Hani “her çalışanın yaşamı garanti altında” diye rapor etmiştiniz?

Keşke lafı o yana bu yana çevirip kıvranacağınıza durumu tek kelimede özetleseydiniz.

“ÇUVALLADIK” deyiverseydiniz.

Ne siz yorulsaydınız ne de biz ekran karşısında saçımızı başımızı yolsaydık!

QOSHE - Keşke “Çuvalladık” deseydiniz! - Deniz Zeyrek
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Keşke “Çuvalladık” deseydiniz!

425 56
16.02.2024

Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar siyanürlü maden faciasının yaşandığı Erzincan İliç’te konuşuyordu:

“Kayan toprağın, 10 milyon metreküp toprağın hepsini şu an kaldırmak istesek en az 400 bin kamyon lazım.”

‘10 milyon metreküp’ dediği toprağın ağırlığı 16 milyon ton.

Yani en az 250 metre yüksekliğinde bir dağ.

Düşünün ki o maden şirketi siyanürle yıkayıp altınını ayrıştırdığı 16 milyon ton toprağı, daha doğrusu çamuru, yeterli önlemleri almadan öylece dağ gibi yığmış ve hiçbir “ilgili kurum” bunu fark etmemiş.

O çamur dağını hiç kimse görmemiş.

Çalışanların, mühendislerin ihmal ve suiistimal ihbarlarını hiç kimse duymamış.

★★★

Bakan Bayraktar devam ediyordu:

“Kimlerin sorumluluğu varsa yargı önüne çıkmasını sağlayacağız.”

Sahi kimlerin sorumluluğu var?

- Mesela Amerikalı şirketi Türkiye’ye getirip kendisine yakın bir şirkete yüzde 20 hisse verilmesini sağlayan, ardından da maden ruhsatını onaylayan CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Bay Kemal mi?

- Mesela CHP’nin yeni genel başkanı Özgür Özel mi?

- Mesela şirkete madencilik ruhsatı veren ve her istediğinde genişletme izni veren CHP’nin gölge Enerji Bakanı Deniz Yavuzyılmaz mı?

- Mesela Çevresel Etki Değerlendirme raporlarını hep olumlu olarak düzenleyip imzalayan CHP’nin gölge Çevre ve Şehircilik........

© Sözcü


Get it on Google Play