Bu tür yazıları yazmayı sevmem.

Çünkü gazeteciliği kişiselleştirmeden yapmaya, kampanya haberciliğinden uzak durmaya özen gösteririm. Saçma sapan sataşmalara, haber ya da tartışma konusu şahıslarla atışmalara meydan vermem.

Ancak zaman zaman muhataplarımız, sataşmaları karşısında sessiz kaldığımızda işi öylesine çığırından çıkarır ki biz gazetecilere “uysal koyun” muamelesi yapmaya kalkışırlar.

Böyle durumda da “yeter” diyerek karşılık vermek zorunda kalırız.

Bu karşılık memleket mevzularını ilgilendirdiği için sadece kişisel değil, aynı zamanda kamu yararının da gereğidir.

Şu anda da böyle bir durum yaşıyorum ve bu yazıyı da aynı çerçevede yazıyorum.

★★★

Bu yazımın konusu Maden Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Yüksel.

Kendisini tanımıyorum. Kendisiyle hayatımın hiçbir yerinde yolum kesişmedi.

Eski bir kamu çalışanı ve müfettişmiş.

İliç’teki maden kazası olduğunda, ben SÖZCÜ Televizyonu’nda ilgili sivil toplum kuruluşlarının, gazetecilerin zaman zaman doğaya çevreye zerre saygısı olmayan maden şirketlerine destek olduğunu, danışmanlık yaptığını anlattım. Bu STK’lara örnek verirken Maden Mühendisleri Odası’na özellikle dikkat çektim.

Ayhan Yüksel Beyefendi, bu sözlerimi üstüne alınmış olacak ki hemen bir yanıt döşemiş. Onu da iadeli taahhütlü olarak gazeteye göndermiş. Haddini aşıp benim gazeteciliğimi sorgulamış. Bununla da yetinmemiş, benimle yaptığı whatsapp yazışmasını, Maden Mühendisleri Odası’nın genel kurulunda bir ekrana yansıtmak suretiyle haziruna gösterip kendisini temize çıkarmaya çalışmış. O yazışmada ben kendisine “Anagold demedim. Bu şirketler dedim. Gazetecileri ilgili STK’ların temsilcilerini vs danışman yapıyor dedim” demişim.

★★★

Gerçekten de kastettiğim şirket, doğrudan Anagold değil, Anagold, Alamos gibi yabancı şirketlerin büyük hafriyat işlerini yapan taşeron şirket Çift Ay’dı.

Çift Ay şirketini yakından bilirim. Merhum Ziya Aydın’ı, oğulları Sabit ve Serkan Aydın’ı çok iyi tanırım.

Ben Ayhan Yüksel Beyefendi’nin bu meseleyi neden bu kadar kişiselleştirdiğini anlamamıştım ama işi özel yazışmalarımızı ifşa suçunu işleme noktasına getirince araştırdım ve buldum.

Kendisi Sivas’ın Divriği ilçesindeymiş. Merhum Ziya Aydın da Divriğili.

Ayhan Yüksel’in hemşerisi Aydın ailesiyle yakınlığını Serkan Aydın’la sohbetimizden anladım. Zira Serkan Aydın, Ayhan Yüksel’le çok samimi olduğunu saklamıyor ve kendisine “Ayhan Abi” diye hitap ediyor.

★★★

“Maden şirketinin sahiplerine yakın olmak bu sonucu çıkarmanıza yeter mi” diyebilirsiniz. Elbette yetmez. Ancak, 2019 yılında yaşananları anımsatırsam Ayhan Yüksel’in Çift Ay’ı koruma refleksini net bir şekilde görebilirsiniz.

Anımsarsınız belki...

O yıl Kaz Dağları’nda açılacak madene karşı halk direnmeye başlamıştı. Maden Mühendisleri Odası da durduk yerde, alelacele bir Kaz Dağları raporu hazırlamıştı. Raporun düzeltilmiş versiyonunu odanın sitesinde bulabilirsiniz. Düzeltilmemiş ilk haliyle ilgili bilgileri de 8 Ağustos 2019 tarihli BirGün Gazetesi’ndeki “Maden Mühendisleri Odası’ndan Kaz Dağları için ilginç rapor: Alamos Gold’a can suyu!’’, Evrensel Gazetesi’ndeki “Kaz Dağları’ndaki altın madeni için Maden Mühendisleri Odası tarafından hazırlanan ön inceleme raporu tepki çekti’’ ve 9 Ağustos 2019 tarihli Akşam Gazetesi’ndeki “Maden mühendislerinden dikkat çeken Kaz Dağları raporu: Yapılan genel maden çalışmalarından farklı değil” başlıklı haberlerde bulabilirsiniz.

Bakmaya üşenirsiniz diye ben size bir kolaylık sağlayıp, raporla ilgili pozitif haber yapan Akşam’dan önemli tespitleri alıntılayacağım:

“- Kaz Dağları’nda yapılan maden arama ve sondaj çalışmalarının genel olarak yapılan maden arama çalışmalarından farklı değildir.
- Tüm maden aramalarında olduğu gibi altın madeni arama faaliyetlerinin herhangi bir aşamasında siyanür kullanılmamaktadır.

- Altın arama çalışmaları milli park alanlarının dışında yapılmaktadır.
- Her sondaj için 100-300 metrekarelik alan kullanılmakta olup sondaj çalışmalarında su ve bentonit dışında başka bir devir daim sıvısı kullanılmamaktadır.
- Sondaj çalışmaları sonucu çevreye aşırı bir zarar verilmediği, yapılan çalışmaların Orman Müdürlüğü‘nün izni dahlinde olduğu belirtilmektedir.”

★★★

Alıntıladığım maddelerin gerçeği yansıtmadığı, daha sonra bir bir ortaya çıkmıştı.

Maden Mühendisleri Odası yöneticileri tarafından yazılan bir rapor düşünün ki halkın Kaz Dağları direnişini destekleyen iki gazete tarafından eleştiriliyor ama iktidara yakın Akşam Gazetesi tarafından övüle övüle bitirilemiyor. Altın şirketi bu raporu protestoculara karşı kullanıyor.

Bir de Ayhan Yüksel ve arkadaşlarının o raporu hazırlama süreci var ki detaylarını anlatsam “bu ne Alamos sevgisi, bu ne acele” dersiniz.

Başka detaylar da var ama daha fazla uzatıp başınızı şişirmeyeceğim.

Kendisi bu gereksiz polemiği o kadar abartıp o kadar uzattı ki bu yazıyla da yetinmeyeceğim.

Kişisel Verileri Koruma Kanunu’yla güvence altına alınmış bir hakkımı da arayacağım ve TCK’nın 132. maddesinin 2. fıkrasında ‘’ Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır’’ hükmü çerçevesinde kendisine dava da açacağım.

QOSHE - Bir cevap yazısı - Deniz Zeyrek
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bir cevap yazısı

521 21
16.03.2024

Bu tür yazıları yazmayı sevmem.

Çünkü gazeteciliği kişiselleştirmeden yapmaya, kampanya haberciliğinden uzak durmaya özen gösteririm. Saçma sapan sataşmalara, haber ya da tartışma konusu şahıslarla atışmalara meydan vermem.

Ancak zaman zaman muhataplarımız, sataşmaları karşısında sessiz kaldığımızda işi öylesine çığırından çıkarır ki biz gazetecilere “uysal koyun” muamelesi yapmaya kalkışırlar.

Böyle durumda da “yeter” diyerek karşılık vermek zorunda kalırız.

Bu karşılık memleket mevzularını ilgilendirdiği için sadece kişisel değil, aynı zamanda kamu yararının da gereğidir.

Şu anda da böyle bir durum yaşıyorum ve bu yazıyı da aynı çerçevede yazıyorum.

★★★

Bu yazımın konusu Maden Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Yüksel.

Kendisini tanımıyorum. Kendisiyle hayatımın hiçbir yerinde yolum kesişmedi.

Eski bir kamu çalışanı ve müfettişmiş.

İliç’teki maden kazası olduğunda, ben SÖZCÜ Televizyonu’nda ilgili sivil toplum kuruluşlarının, gazetecilerin zaman zaman doğaya çevreye zerre saygısı olmayan maden şirketlerine destek olduğunu, danışmanlık yaptığını anlattım. Bu STK’lara örnek verirken Maden Mühendisleri Odası’na özellikle dikkat çektim.

Ayhan Yüksel Beyefendi, bu sözlerimi üstüne alınmış olacak ki hemen bir yanıt döşemiş. Onu da iadeli taahhütlü olarak gazeteye göndermiş. Haddini aşıp benim gazeteciliğimi sorgulamış. Bununla da yetinmemiş, benimle yaptığı whatsapp yazışmasını, Maden Mühendisleri Odası’nın genel kurulunda bir ekrana yansıtmak suretiyle haziruna gösterip kendisini temize çıkarmaya çalışmış. O yazışmada ben kendisine “Anagold demedim. Bu şirketler dedim. Gazetecileri ilgili STK’ların temsilcilerini vs danışman yapıyor dedim” demişim.

★★★

Gerçekten de kastettiğim şirket, doğrudan Anagold........

© Sözcü


Get it on Google Play