menu_open
Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Vardın mı?

18 11
25.11.2024

Diğer

25 Kasım 2024

Bu günlerde bir haber dönmekte, sosyal medyada. Kadına karşı şiddetin dikkati için 25 Kasım’ın önemi vurgulanmakta: “Vardın mı?” endişesi. Bazıları artık varamıyorlar; çünkü artık mevcut değiller. Katledilmişler.

1999 yılında, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu; kadınların “sokakta, okulda, iş yerinde, özel hayatında” maruz kaldığı şiddete dikkat çekmek ve kadına karşı şiddet üzerine “toplumda farkındalık” yaratmak amacıyla 25 Kasım’ı uluslararası “Kadına karşı Şiddet” ile mücadele gününü ilan etmiştir.

25 Kasım günü; kadınlara karşı işlenen şiddetin, cinayetlerin, dayakların, küfürlerin, küçümsemelerin, adam yerine koyulmamanın, her türlü geleneğe dayalı dinsel dışlayıcılığın, şeytanlaştırırcılığın, cadılaştırıcılığın ve tam anlamıyla geleneksel bir bakışın içine kadınları sokarak bütün o güne kadar edinilmiş haklarını bir kenara bırakan güncel pratiklere karşı çıkılan uluslararası bir gün olarak kabul edilmiş.

Bu anlamda bu gün, eşitliğin, seçme ve seçilme hakkının, aile içi eşitliğin alanına tekabül etmekte. Türkiye kendi tekil tarihi içinde bazı Batı ülkelerinden çok önce edinmiş olduğu haklar sayesinde modernliğe hızlı bir şekilde girmenin avantajlarını yakalamış durumdaydı. Eğitim, okul içi eşitlik, kız ve erkek çocukların aynı sınıflarda okuma ve dolayısıyla arkadaş olabilme imkanlarını tarihinde yaşamış bir ülke olarak bu şansı yakalamış bir ülke. Bugün eleştirilen bazı konulara rağmen modernliği yaşamış ve sömürgeciliğin altında siyasi olarak ezilmemiş bir vatandaşlık süreci yaşamış bir yer. 1926 Medeni Hukuk’unun aile reisinin “evin erkeği” olduğu kanunu 2001 yılında değiştirilmiş ve bu yönde hukuki bir yapıya sahip olmuş bir yer.

2001’de yasadaki eski madde değiştirilmiş, ailenin reisi-kadın ve erkeğin eşitliği” üzerine kurularak reform yaşamıştır. 1992’ye kadar “erkek izin vermezse” kadının evin dışında çalışma izni olmayan 1926 maddesinden uzaklaşmıştır. Her ne kadar kanun maddeleri medyada yer bulmuş olsa bile bunların halkın nezdine inmesinin bir zamanı olacağını varsaydığımız zaman bu zaman birimi süresi içinde medyanın ve iletişim kanallarının, radyo ve televizyonun bu değişiklikleri yayma ve iletme imkanlarının olması gerekmekte değil midir?

Kadın ve erkeğin elma ve armut olduğu sözlerine karşın, kadın ve erkeğin........

© T24


Get it on Google Play