menu_open
Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bir fotoğrafın anlattığı…

51 0
30.12.2024

“Bahçeli, tek başına bunu yapıyor. Erdoğan’ın, devletin rızası, haberi yok” dendi. “Bu çözüm değil, süreç değil, girişim” diye eller alçaktan açıldı.

Ama DEM Parti heyetinin 28 Aralık 2024 tarihli İmralı ziyareti itibarıyla, 3 Ocak 2013’de BDP heyetinin İmralı ziyaretiyle Çözüm Süreci’nin başlangıç anına dönmüş olduk.

Gemlik’ten Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’i kostere bindirip İmralı adasına gönderme gücü Bahçeli’de olmadığına göre herhalde artık bu “sahipsiz süreç” edebiyatı da bitmiştir.

1 Ekim’den bu yana yapılan bu ikinci ziyarette Öcalan, “Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim. Heyet bu yaklaşımımı gerek devletle gerekse siyasi çevrelerle paylaşacaktır. Bunlar ışığında gereken pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazırım” dedi.

Ama hemen bismillah yazılı açıklamayla PKK’ya silah bırakma çağrısını yapmadığı için hızlıca dağ fare doğurdu diye küçümseyenler de “Terörü bitirecek, sesini kesecek” gibi efelenenler de oldu.

“Sayın Bahçeli ve Sayın Erdoğan” dan sonrasını okumayıp “İktidarla anlaştılar” diyerek Kürtlerin muhalefet cephesini terk edeceğinden endişe edenler, teröristbaşı kartına doğru eli gidenler de görüldü.

Bazılarının hali Çağrı filmindeki Bedir Savaşı sahnesinde, savaş meydanından kaçan Mekkelileri tek tek durdurup, ellerine kılıçlarını tutuşturmaya çalışan Hint’in çaresiz haline benzedi.

Halbuki şaşılacak olan PKK’nın silah bırakmaya yaklaşması değil, bunun 50 yıl sürmesidir.

Neredeyse bölgemizde PKK dışında silahlı örgüt kalmadı. Dünyada bu kadar uzun süredir varlığını sürdüren bir silahlı örgüt de pek yok.

Hiçbir isyan, savaş, silahlı çatışma sonsuza kadar sürmez.

50 yıl çok uzun bir süre, ölen 100 bini aşkın insan çok büyük bir sayı.

Bize hiç bitmeyecekmiş gibi gelen, kaç neslin hayatının bir parçası haline gelmiş bu silahlı çatışmanın sonuna gelmiş olabiliriz.

Tabii bunu usulünce yapmak şartıyla…

İmralı’dan Önder ve Buldan imzalı olarak gelen Öcalan mesajlarının, muhatapları dışında bize iletilen kısmında bunun işaretleri vardı.

Öcalan’ın “Sayın Bahçeli ve Sayın Erdoğan” hitaplarındaki sıralaması, “Türk-Kürt kardeşliğini yeniden güçlendirmek tarihi bir sorumluluk” mesajıyla Bahçeli’nin çıkışlarına cevap vermesi, “Gazze ve Suriye’de yaşanan hadiseler göstermiştir ki, dışarıdan müdahalelerle kangrenleştirilmeye çalışılan bu sorunun çözümü artık ertelenemez bir hal almıştır” diyerek yaptığı dış konjonktür ve aciliyet vurgusu ve iki yerde muhalefetin katkılarında bahsedip, bir yerde de bunun demokratik dönüşüme kılavuzluk yapacağını söyleyerek muhalifleri teskin etmeye çalıştığı cümleler özenle seçilmişti.

Ama herhalde en iddialı cümle, sondaki en sloganik görünendi:

“Devir Türkiye ve bölge için barış, demokrasi ve kardeşlik devridir.”

Peki neden böyledir?

Bunun cevabı hem........

© Serbestiyet


Get it on Google Play