Sağlık işçileri kavgayı büyütüyor, adımlarımızı adımlarına ekleme zamanı
Gabriel García Márquez’in Kırmızı Pazartesi kitabı işleneceğini herkesin bildiği bir cinayet öyküsü diye başlar. Santiago Nasar cinayeti, tek bir kişinin elinden çıkmaz; herkesin bildiği, gördüğü ama durdurmadığı ortak bir suç olarak gerçekleşir. 10 Kasım -ne tesadüftür ki kırmızı bir pazartesi- günü 200’e yakın sağlık çalışanının işten çıkarılması tam olarak böyle bir hikayeye dönüştü. Özel hastanelerdeki hukuksuzluklar, yolsuzluklar ve ‘olağan’ sayılan keyfi kararlar bir bir gözler önüne serildi. Sağlığın özelleşmesi ve metalaşması ile başlayan ve pandemi sonrası hız alan denetimsizlik, işçi kıyımı, toplumsal sağlığın yok edilişi ve sağlık sermayesinin SGK anlaşmaları ile kamu bütçesi üzerinden yükselişinin faturası özel olarak işçilere ve genelde de halka kesildi. Sessizlik Özel Okmeydanı Hastanesi sağlık işçilerinin “Bana masal anlatma” demesiyle bozuldu; sağlık oligarşisinin kirli yüzü görüldü.
Elbette ki geçtiğimiz dönemlerde hakları için direnen sağlık işçilerinin eylemlerine şahit olduk. Özel Okmeydanı Hastanesi sağlık işçilerinin direnişi ise haklarını arayan işçilerin direnişinden sağlığın neden toplumsal bir hak olarak örgütlenmesi gerektiğini işaret eden gerçekleri hatırlatmış oldu. Bu direnişten yola çıkarak sağlık hakkının toplumsallaşmasının gerekliliği üzerine birkaç not düşmekte fayda var.
Sağlık işçilerinin haklarını gasp edenler Şafak Grubu. Bu grup adını yenidoğan ünitelerinde bebek ölümleri ile vurgun yapan bir çete skandalı ile duyurmuştu. Devam eden davada 47 sanık içerisinde Şafak Grubu’na ait hastanelerin yönetim, hekim ve personel kadrolarının yanı sıra bugün işçilerin haklarını gasp eden Özel Okmeydanı Hastane yönetiminden isimler de yer alıyor.
Aynı Şafak Grubu’nun ismi 2007 yılından bu yana kamuyu zarara uğrattığı gerçeği ile karşımıza çıkıyor. Davaya konu olan SGK raporları Avrupa Şafak (MEVA) Hastanesi’ne göz muayenesine gelen 16 bin 512 kişinin gözlerine gereksiz yere lazer operasyonu yapıldığı gerekçesi ile 600 milyonluk zarardan bahsediyor.
Aynı Şafak Grubu’nun ismi meslekten men edilen bir doktorun tüp mide ameliyatı sırasında hastanın hayatını kaybettiği soruşturma dosyasında yer alıyor.
Aynı Şafak Grubu’nun ismi tedavi sonrası midesi ve bağırsağının bir bölümü alınan ve sahte rapor verilen bir hastanın dört ayrı savcılık tarafından soruşturma talebinin reddedildiği haberde yer alıyor.
Aynı Şafak Grubu’nun ismi hastanede rehin alınan ve darp edilen bir sağlık yöneticisi tarafından açılan “Cebir Tehdit veya Hile Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma” ve “Birden Fazla Kişi ile Birlikte İşyerinden Silahlı Yağma”........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Tarik Cyril Amar