Bu çağrı Göktürk Devleti’nin bilge kağanı, Bilge Kağan tarafından Türk milletine iletilmiştir. Bengü taşlara işlenen ve bin 300 yıl öteden sesleniş günümüz için anlamlar taşıyor. Özellikle bugünler belki göz atmak, kulak kesilmek gerekiyor.

Bilge Kazan şunları söylemiş; “Asi yaradılışlı olduğun için seni beslemiş bilge kağanına, her tarafa ulaşmış iyi durumdaki yurduna karşı kendin yanıldın ve nifak soktun. Böyle olmasaydı silahlı düşmanlar nereden gelip sizi dağıtabilecekti? Mızraklı düşmanlar nereden gelip sizi yurdunuzdan sürebilecekti.”

Derin manayı aktarabildim mi bilemiyorum, ama bu günlere bir sesleniş olduğu kesin görünüyor.

Konu 31 Mart seçimleri sonuçlarını içeriyor. Doç. Dr. Ali Burak Darıcılı şu tespiti yapıyor;

“Kandil merkezli talimat var. Planlı ve sistematik bir şekilde, sokağı terörize etmek istiyorlar. Asla izin verilmemeli. Askeri aparat HPG, askeri açıdan sıkışmışlığını açmak için, Türkiye içinde demokratik hak talebi görünümlü sokak şiddeti yaratmayı hedefliyor. Mesele, yaklaşan kara harekatını engellemek. Mesele, Suriye ve Irak’ta PKK’yı Süleymaniye merkezli olarak birleştirilmesine karşı çıkan Türk devlet aklını engellemek.

Mesele, Pençe Kaplan/Kilit bölgesinin Gara’nın kontrol edilmesiyle, tam anlamıyla güvenliğinin sağlanmasını engellemek. Mesele, daha fazla Türk sınırlarından öteye itilmeyi engellemek. Bana kimse demokrasi veya demokratik hak mücadelesi vs. demesin. Çünkü meselenin özü bu değil. Demokratik değerler anayasal güvence altındadır ama terörle mücadele etmekte kamu otoritesinin anayasal ve demokratik hakkıdır.”

Benzer söylemleri çok duydunuz ve duyacağız. Tunceli belediye başkanı seçilen Cevdet Konak: "Dersim Kürdistandır, Kurdistan Dersimdir"

Evet, Kandil’den kumandalı DEM’in “Kent Uzlaşısı” ve yerelde seçim kazanan başkan adayları benzer nağraları atıyorlar. Benim zoruma gidiyor, elbette sizlerin de öyledir.

Van süreciyle ilgili Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, “Herkes kendi cephesinden Van sürecini değerlendiriyor, anlaşılabilir. Ancak batıcı ve neo-liberal iç kesimlerin hevesleri kursaklarında kalacak. Türkiye toplumu yerel seçimlerde iktidara bir istikamet çizdi, bunu Devlet çok iyi okudu.

Bu seçim sonuçlarını Türkiye’yi batının egemen güçlerine teslim edilme koşullarını oluşturduğu şeklinde okuyanlara Milli Devlet iradesi haddini bildirir. Van süreci tamamen hukuki bir süreç olarak yaşandı. Ama bu hukuki süreci daha tamamlanmadan “ayaklanma” çağrılarıyla istismar eden terör örgütünü ve legal görünümlü uzantılarını meşrulaştırmaya çalışanların Devlet de Toplum da farkında.

Muhalefetin tüm aktörlerinin ve daha çarpıcısı iktidar içinde yer aldığı kabul edilen ve neo liberal zehirle zihin dünyalarını batıcılığa teslim etmişlerin Van olayında aldıkları tutumların kaydedildiğini de herkes fark eder. Nihayetinde Van konusunda YSK kişinin itirazını kabul etmiş ve hukuki süreç, kişinin lehine sonuçlanmıştır.

Ama buna rağmen bu süreç üzerinden halen daha ayaklanma stratejilerinin peşinden koşanların gerçek niyetlerinin demokrasi ve seçmen iradesiyle ilgili olmadığı, Türkiye’nin bütünlüğüne yönelik saldırı planlarının bir parçası olduğu ayan beyan ortaya çıkmıştır.”

İzleyeceğiz!

Elbette bin 300 yıl öncesinden seslenişi de dinleyeceğiz!

QOSHE - Türk milletine 1300 yıl öteden çağrı! - Kenan Biliz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Türk milletine 1300 yıl öteden çağrı!

8 0
15.04.2024

Bu çağrı Göktürk Devleti’nin bilge kağanı, Bilge Kağan tarafından Türk milletine iletilmiştir. Bengü taşlara işlenen ve bin 300 yıl öteden sesleniş günümüz için anlamlar taşıyor. Özellikle bugünler belki göz atmak, kulak kesilmek gerekiyor.

Bilge Kazan şunları söylemiş; “Asi yaradılışlı olduğun için seni beslemiş bilge kağanına, her tarafa ulaşmış iyi durumdaki yurduna karşı kendin yanıldın ve nifak soktun. Böyle olmasaydı silahlı düşmanlar nereden gelip sizi dağıtabilecekti? Mızraklı düşmanlar nereden gelip sizi yurdunuzdan sürebilecekti.”

Derin manayı aktarabildim mi bilemiyorum, ama bu günlere bir sesleniş olduğu kesin görünüyor.

Konu 31 Mart seçimleri sonuçlarını içeriyor. Doç. Dr. Ali Burak Darıcılı şu tespiti yapıyor;

“Kandil merkezli talimat var. Planlı ve sistematik bir şekilde, sokağı terörize etmek istiyorlar. Asla izin verilmemeli. Askeri aparat HPG, askeri açıdan sıkışmışlığını açmak için, Türkiye içinde demokratik hak talebi görünümlü sokak şiddeti yaratmayı hedefliyor. Mesele, yaklaşan kara harekatını engellemek. Mesele, Suriye ve Irak’ta PKK’yı Süleymaniye........

© Pusula Gazetesi


Get it on Google Play