Geçtiğimiz günlerde Türk futbol tarihine kara kele olarak geçecek bir olay tarihin sayfalarına not edildi. Trendyol Süper Lig’in 15’inci hafta karşılaşmasında MKE Ankaragücü ile Çaykur Rizespor’u karşı karşıya getiren maçın ardından MKE Ankaragücü Başkanı’nın, maçın hakemi Halil Umut Meler’e yumruklu saldırısı sonrası yaşananlar tüm futbol camiasını derinden üzdü. Yaşananlar centilmenliğe sığmayacak davranışlar olduğu için toplumun her kesiminden tepkiler gösterildi. Spor denince akla ilk gelmesi gereken tabirdir aslında ‘’centilmenlik’’.. Fair Play(adilane oyun)olarak da adlandırılan centilmenlik bünyesinde yapılan müsabakalarda sadece adilane bir mücadeleyi barındırmaz aynı zamanda sporcuların birbirine karşı saygı duymalarını da gerektirir. Kazanmak için her yol mübahtır anlayışı sporun doğasına terstir. Kazan ama centilmence kazan, kazan ama ahlak kurallarına uygun olarak kazan. Kazan ama şiddete ve öfkeye başvurmadan kazan.. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’te sporcunun nitelikleri arasında sayar zekiliği, çevikliği ve ahlaklı olmayı. Bu bakış açısıyla yaklaşan bir sporcu kazanmanın keyfini çıkarırken, kaybettiğinde de bunu olgunlukla karşılamasını da bilecektir. İşte bu centilmenlik kurallarından biri de aslında hakeme saygı göstermektir. Verdiği kararı saygıyla karşılamak ve tartışamamaktır. Kaba kuvvete başvurmak ne hakem ne de diğer futbolcular açısından asla kabul edilemez. Yaşananlara ve maçın hakeminin başına gelenlere baktığımızda Türk Ceza Kanunumuz bir kişiyi yaralamayı 86. Maddesinde yasaklamakta ve bunu yaptırıma bağlamaktadır. Kanuna göre ‘’ Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’’ demektedir. Ancak hastane açıklamalarına baktığımızda hakemin yaralanmasının o kadar da hafif olmadığı ortadadır. Hepimizin ekranlardan gördüğü üzere, gözünde morluk olduğu ve elmacık kemiğinin de çatladığını söylenmektedir. Bu durum hukuk dilinde basit tıbbi müdahale ile giderilemez bir yaralama olarak nitelendirilir. Bu nedenle suçun basit halinden değil de nitelikli halinden bir cezalandırma söz konusu olacaktır. Bu da temel cezayı arttıracaktır. İşin ceza hukuku boyutu haricinde futbol teşkilatı ve idari yapılanması içinde de elbette ki birtakım yaptırımların da gündeme gelmesi muhakkaktır. Kulislerde takımın küme düşürülüp düşürülmeyeceği konusu da dillendirilmektedir. Hakeme karşı yapılan davranış özü itibariyle bir saldırıdır ve bu davranış, Futbol Disiplin Talimatları’na aykırı bir davranıştır. Zira hakem bir Türkiye Futbol Federasyonu mensubudur ve müsabaka görevlisidir bu nedenle ona karşı gerçekleştirilecek bir davranışta kulüp yöneticileri bakımından hak mahrumiyeti gerektirdiği gibi para cezasını da gerektirmektedir. Tüm bu yaptırımlar aslında spordaki centilmenliği öğrenememiş kişilere bu davranışı kazandırmaktır. Hele hele örnek davranışlar sergilemesi gereken kulüp yöneticilerinin bu davranışlar sergilemesi ayrıca üzücüdür. Centilmenlik eğitimle kazandırılmamışsa bu tarz yaptırımlarla mecburen kazadırılmaya çalışılacaktır.

Eğlenme ve keyifli vakit geçirme, hem seyircilerin hem de sporcuların bundan zevk alabilmesi için bu kurullara uyulması zorunludur. Aksi takdirde bu olayda olduğu gibi benzer olayların yaşanılması kaçınılmazdır.

Spor Ahlaktır(Mustafa Kemal Atatürk)

QOSHE - HAKEME YUMRUK ATMA OLAYININ HUKUKİ BOYUTU - Av. Selçuk Yıldız
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

HAKEME YUMRUK ATMA OLAYININ HUKUKİ BOYUTU

13 11
15.12.2023

Geçtiğimiz günlerde Türk futbol tarihine kara kele olarak geçecek bir olay tarihin sayfalarına not edildi. Trendyol Süper Lig’in 15’inci hafta karşılaşmasında MKE Ankaragücü ile Çaykur Rizespor’u karşı karşıya getiren maçın ardından MKE Ankaragücü Başkanı’nın, maçın hakemi Halil Umut Meler’e yumruklu saldırısı sonrası yaşananlar tüm futbol camiasını derinden üzdü. Yaşananlar centilmenliğe sığmayacak davranışlar olduğu için toplumun her kesiminden tepkiler gösterildi. Spor denince akla ilk gelmesi gereken tabirdir aslında ‘’centilmenlik’’.. Fair Play(adilane oyun)olarak da adlandırılan centilmenlik bünyesinde yapılan müsabakalarda sadece adilane bir mücadeleyi barındırmaz aynı zamanda sporcuların birbirine karşı saygı duymalarını da gerektirir. Kazanmak için her yol mübahtır anlayışı sporun doğasına terstir. Kazan ama centilmence kazan, kazan ama ahlak kurallarına uygun olarak kazan. Kazan ama şiddete ve öfkeye başvurmadan kazan.. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’te sporcunun nitelikleri arasında sayar zekiliği, çevikliği ve ahlaklı olmayı. Bu bakış açısıyla yaklaşan bir sporcu kazanmanın keyfini çıkarırken,........

© Pusula Gazetesi


Get it on Google Play