İran’da Başörtüsü Yasakları Gerçekten Kalkabilir mi?
İran sokaklarında artık başörtüsüz gezebilmek mümkün mü? Pezeşkiyan’ın sözleri devletin ideolojik sınırlarında dikkatli bir yumuşamanın işareti olarak yorumlanıyor.
- ZEYNEP TEKDOĞAN
- 24 Ekim 2025
Son gelişmelerle birlikte İran’ın birçok yerinde başörtüsüz kadınların varlığı dikkat çekici bir şekilde arttı. Kadınların kamusal alanda başörtüsüz gezmesinin olağan bir durum haline gelmesi ve buna dair görüntülerin sosyal medya aracılığıyla paylaşılması farklı soruları da beraberinde getirdi. Özellikle Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan’ın ve Eski Meclis Başkanvekili ve Düzenin Yararını Teşhis Konseyi Üyesi Muhammed Rıza Bahonar’ın açıklamalarının ardından “Başörtüsü yasağı İran’da kalkıyor mu” sorusu konuşulmaya başlandı.
Pezeşkiyan, kadınların başörtüsü takmaya zorlanmasının da başörtüsünden vazgeçmeye mecbur bırakılmasının da doğru olmadığını belirterek sorunun baskıyla değil kültürel ikna ve toplumsal bilinçle çözülebileceğini savundu. Pezeşkiyan’ın bu sözleri devletin ideolojik sınırlarında dikkatli bir yumuşamanın işareti olarak yorumlandı. Bahonar ise 3 Ekim’de yaptığı konuşmada, “Hicab ve İffet Yasası artık uygulanabilir durumda değil” diyerek farklı bir tartışma alanı yarattı. Bahonar, söz konusu yasanın İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi tarafından mayıs ayında sessizce rafa kaldırıldığını öne sürdü.
Bu açıklamalar hükümetin dışarıdan gelen tehditlere karşı kamuoyundaki hoşnutsuzluğu kontrol altına almaya çalıştığı bir dönemde geldi. İran-İsrail çatışmalarının ardından İran’da pek çok muhalif gruba yönelik kapsamlı çalışmalar olmuştu. Özellikle Mossad ajanı olduğu iddiası ile pek çok kişi gözaltına alınmıştı.
İran’da Kadın Hakları Nasıldı?
İranlı kadınlar sadece devrim sonrasında haklarını aramak gibi bir girişimin peşine düşmediler. Aksine devrimden önce de farklı alanlarda haklarını teslim almak için birleşmiş ve sokağı politik alan olarak kullanmaya çalışmışlardır. Kadınlar, sadece “kadın hakları” özelindeki konularda değil, daha birçok sosyal ve siyasi olayda (1891-92 Tütün Protestoları, 1905-11 Anayasa Devrimi, 1979 İslam Devrimi gibi…) sokakta aktif bir şekilde yer almışlardı. Özellikle İslam Devrimi sırasında kadınlar “monarşinin son bulması”, Batı boyunduruğundan kurtulmak” gibi birçok taleple sokaklarda devrimin ilk ışıklarını yakan kişiler olmuşlardı. Devrimin kadınlar için en büyük trajedilerinden biri, kadınların büyük bir katılımla yer aldığı ender girişimlerden biri olmasına karşın kendileri nezdinde kazanımdan çok büyük kayıplara neden olmasıydı.
1979 İran İslam Devrimi sonrasında kadın haklarına yönelik pek çok değişim yaşandı. Hicap Yasası, İranlı kadınların kamusal hayatta başörtüsü takmasını zorunlu kılmışı. Değişen yasalarla birlikte İranlı kadınların birçoğu, kamusal alanlara asgari düzeyde dikkat ettikleri başörtüleri ile katılmaktaydı.
Kadınların bu zorunluluklar karşısında gösterdiği direnç farklı yıllarda kendini hissettirmeye devam etti. Başörtüsüyle ilgili yasaklar başta olmak üzere pek çok hakkın yeniden tanımlanması için protestolar düzenlemeye başladı. 2009’da Yeşil Hareket ile kendilerine görünürlük katan kadınlar, 2022’deki Mahsa Amini Protestoları ile bu eylemselliklerini farklı bir boyuta taşıdı. Bütün bunlar kadın hareketini farklı safhalara taşısa da ülkede köklü değişime yol açacak kadar güçlü bir etki doğurmadı.
Geçici Bir........© Perspektif





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Tarik Cyril Amar
Rachel Marsden