Bundan 5-6 yıl öncesine geri gittiğimizde Yunanistan’da moraller çok bozuktu. 2009’da patlak veren ve ülkeyi ağır biçimde borçlandıran ekonomik krizin etkisinin daha seneler boyu devam edeceği öngörülüyordu. Sanki Yunanistan’ın geleceği nesiller boyu aydınlanmamak üzere kararmış gibi bir karanlık bir ruh hali hakimdi.

Gelgelelim, tablo şimdi çok çok farklı: The Economist dergisi, 2023 yılının ülkesi olarak Yunanistan’ı seçmişti. Derginin Yunanistan’ı yılın ülkesi seçmesinin ardında, sosyoekonomik bakımdan en çok mesafe kateden ve kendisini en çok “iyileştiren” ülkelerin başına, tüm dünya ülkeleri arasında Yunanistan’ı yerleştiriyordu.

Yunanistan’ın, beklenenin çok üzerindeki sosyoekonomik çıkışının ardında, “daha fazla demokrasi” yatıyor olabilir mi?

Muhafazakar sağ bir iktidarı olmasına rağmen Yunanistan, “ilerici” politikaları benimsemeye başladı. Ülke, muhafazakar siyasi ve toplumsal yapısına rağmen 15 Şubat’ta bir tabusunu yıkarak, Ortodoks Kilisesi’nin sert muhalefetine rağmen “aynı cinsiyetten evliliklere” ve evlat edinmeye hukuki güvence sağladı. Associated Press’in deyişiyle, dünyada aynı cinsiyetten evlilikleri ve ebeveynliği tanıyan “ilk Ortodoks Hıristiyan ülke” oldu.

“Evlilik, iki farklı cinsiyet arasındadır” hükmünü veren medeni kanun maddesinin değiştirilmesiyle, cinsiyetten bağımsız olarak tüm çiftlere resmi nikah ve ortak çocuk edinme imkanı tanındı. Aynı cinsiyetten çiftler için çocuk sahibi olabilmek şu aşamada ancak evlat edinme yoluyla olabilecek: taşıyıcı annelerden çocuk yapma hakkı ise tanınmadı.

Tasarı, 300 temsilcinin olduğu parlamentoda 176 “evet” oyu ile kanunlaştı. Yunanistan parlamentosunun yüksek çoğunluklarla yasalara onay vermesi, pek de tanık olduğumuz bir durum değil. Bu sefer parlamentonun çoğunluğunun ortaklaşabilmesi, muhalefetin hükümetin arkasında durması ile mümkün olabildi. 158 milletvekili olan iktidardaki Nea Demokratia (ND-Yeni Demokrasi) Partisi’nin 52 temsilcisi, bu yasaya destek vermedi. Tasarının yasalaşması, ana muhalefetteki 36 sandalye ile temsil edilen SYRIZA’nın 3 milletvekili dışında tümünün ve sol ya da ilerici çizgideki diğer partilerin desteği ile mümkün olabildi. Merkez sol PASOK, Nea Aristera (NA-Yeni Sol) ve sol popülist Plefsi Eleftherias’ın (PE-Özgürlüğün Yolu) toplamda 36 vekilinin “evet” oyu da, çoğunluğun sağlanmasında belirleyici oldu.

Sol görüşlü SYRIZA’nın, Alexis Tsipras’ın seçim yenilgisi ertesi istifasından sonra parti üyelerinin oylamasıyla seçilen yeni lideri Stefanos Kasselakis, yakın zamanda ABD’li partneri Tyler McBeth ile evlenmişti. Kasselakis’in de partinin dışından gelip, liderliği ele geçiren imajının da etkisiyle, SYRIZA’da da yasayı destekleme konusunda tartışmalar yaşandı. Buna karşılık, Kasselakis’in yakın müttefiklerinden biri olan açık sözlü ve maço Girit eski belediye başkanı Pavlos Polakis, tasarıyı savununca dengeler değişti.

Buna karşılık, Kommounistiko Komma Elladas (KKE-Yunan Komünist Partisi), aynı cinsiyetten evliliklere sert biçimde karşı çıkan başlıca “ciddi” parti oldu. “Ciddi” diye özellikle vurguluyorum çünkü Yunan parlamentosunda olup da, tasarıya parti olarak karşı çıkanlar, Elliniki Lisi (EL-Yunan Çözümü) ve Spartalılar gibi popülist aşırı sağ partiler oldu.

Komünist Parti (KKE) lideri Dimitris Koutsoumpas, yeni yasanın “ebeveynlik” konusunda önemli değişiklikler getirdiğini ve “ebeveynliğin ticarileşmesine” yol açacağını iddia ediyordu. Koutsoumpas, muhalefetlerini şöyle açıklıyordu:

“Tasarı ne tarafsız ne de önemsizdir ve halihazırda var olan çocukların biyolojik veya evlat edinen ebeveynin partneriyle olan ilişkilerine ilişkin sorunları çözmüyor. Tam tersine, çocuk doğurma ve evlat edinmeyle ilgili konuları daha da ticarileşme yönünde önemli değişiklikler getiriyor.”

Koutsoumpas, KKE’nin “eşcinsel cinsel yönelime sahip kişilere” yönelik düşmanlığı kınadığını ve ayrıca herkesin her türlü ayrımcılığa karşı korunmasına yönelik özel öneriler sunduğunu da sözlerine ekliyordu.

KKE’nin, “ebeveynliğin ticarileşeceği” yönündeki argümanı, “evlat edinmenin ticari bir hale geleceği” iddiasına dayanıyor.

Öte yandan, iktidar partisi Nea Demokratia’ya aynı cinsiyetten evliliklere karşı en ciddi muhalefet, kendi içinden geldi. Muhafazakar sağ ND’nin Başbakanı Kyriakos Mitsotakis’in başbakanlığının ikinci döneminde, giderek artan ölçüde “liberal” bir çizgi sergilediğini söyleyebiliriz. Mitsotakis, bu çizgisinin “Yunanistan’ın Avrupalılığı’nın göstergesi olduğunu” iddia ediyor.

Mitsotakis, beklenenin üzerinde destek aldığı ve muhalefetin büyük ölçüde parçalanarak silikeştiği ikinci döneminin başında, uzun yıllardır Yunanistan gündeminde olup da, iktidarların el atmaya cesaret edemediği konularda reformlara girişeceğinin sinyallerini vermişti. Mitsotakis’in gündeminde, sporda taraftar şiddetiyle mücadele ve yüksek öğrenimde özel üniversitelerin açılmasına izin vermek gibi bir dizi tartışmalı reform da var.

Dediğimiz gibi, Mitsotakis, ülkenin kültürünü “liberal” yönde değiştirmek istiyor ve buna en büyük muhalefet de, kendi partisinin içindeki muhafazakarlardan geliyor. Özellikle de, Nea Demokratia’nın eski başbakanı ve şimdiki milletvekili Antonis Samaras da, Mitsotakis’in en dişli muhalifi. Samaras, aynı cinsiyetten evliliklerin önünü açan oylama öncesinde Meclis’te yaptığı konuşmada, yasa teklifini şiddetle eleştirdi. Samaras, tasarının, aile yasasını önemli ölçüde değiştireceğini savundu ve kendi deyimiyle “tehlikeli yasa tasarısı”na karşı oy kullanacağını açıkladı.

Güncel siyasette Yunanistan’ın muhafazakarlarının başlıca ismi olan Samaras, “eşcinsel evliliğin, insan hakları kapsamında olmadığını” ileri sürdü. Aynı cinsiyetten çiftlere ebeveynlik haklarının verilmesiyle ilgili olarak da, “bir çocuğun hem babaya hem de anneye ihtiyacı olduğu” argümanını ileri sürdü.

Samaras, “Önerilen yasa, ulusal yasadan temel bir sapmayı temsil ediyor ve milyonlarca Yunanlının inançlarıyla çelişiyor. Hükümetin bunu uygulamaya koymaması gerekirdi” dedi. Eski başbakan Samaras, hükümetin Yunanistan-Türkiye ilişkilerinde “yumuşama rotasına” girmesini ve Aralık başında Atina’da imzalanan Dostluk Anlaşmasını da şiddetli biçimde eleştirmişti.

Elbette Rum Ortodoks Kilisesi, yasayla ilgili en şiddetli muhalefeti yapan taraf oldu. Kilise, cinsiyet rollerinin “ortadan kalkmasına” yönelik bir adım olduğunu söyleyerek yasaya karşı çıktı.

Kilise’nin en yüksek organı Kutsal Sinod’u 23 Ocak’ta, “Tasarıyı ileri sürünler ve destek verenler, anne-babalığın ortadan kaldırılmasını, aile içindeki cinsiyet rollerinin ortadan kaldırılmasını ve eşcinsel yetişkinlerin cinsel tercihlerinin gelecek nesillerin çıkarlarının üstünde tutulmasını teşvik ediyor” diyerek, iktidarı da doğrudan hedef aldı. Oysa Mitsotakis ilk iktidara geldiğinde, en büyük destekçilerinden biri Kilise olmuştu.

Rum Ortodoks Kilisesi’nin en kıdemli ismi Başpiskopos Ieronymos, yasanın referanduma götürülmesi konusunda ısrarcıydı. Ama Mitsotakis, bu kumarı oynamadı. Ülke genelindeki Metropol Piskoposları da, kutsal Pazar günü ayinlerden sonra gösteriler düzenlediler. Pire Metropoliti Seraphim’in, “eşcinsel evliliğin günah olduğunu söyleyerek, yasayı milletvekillerinin aforoz edileceği” gibi sert çıkışları oldu.

Yasa, Ortodoks Kiliseleri arasındaki itilafı da büyüttü. Moskova Patrikhanesi Dış Kilise İlişkileri Dairesi Başkan Yardımcısı Başpiskopos Igor Yakimchuk, Yunanistan Kilisesi’ni suçlayan açıklamalar yaptı. Rusya’da değil LGBTQ+ haklarının savunulması, kimliklerinin kamusal alanda “görünür” olması bile yasak. Vladimir Putin başkanlığında artan ölçüde politize edilen LGBTQ+ karşıtlığı, farklı cinsel kimliklerin vatan hainliği olduğu iddiasına kadar vardı. Rus Ortodoks Kilisesi’nin, “Yunan Parlamentosu’nun eşcinsel evlilikleri ve onların çocuk evlat edinmesini yasallaştıran yasayı kabul etmesi, Yunan halkı ve geleneksel ahlaki ilkelerin bariz bir şekilde ihlal edilmesini önleyemeyen Yunanistan Kilisesi için trajik bir olaydır” sözleri de, Kiliseler arası sorunları derinleştirdi. Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin 2018’de İstanbul’da kurulması ve elbette, 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle, Rum ve Rus Ortodokslar arasında gerilim zaten yükselmişti.

Görüldüğü gibi Yunanistan’ın aynı cinsiyetten evlilikleri resmileştiren yasayı kabulü pek de kolay olmadı-ama siyasi kararlılıkla mümkün olabildi. Ülkede bu yolda verilen hak mücadelesi nasıl şekillendi ve zaman içinde kamuoyunun yaklaşımı nasıl değişti konularını da başka bir yazıda ele almak üzere…

QOSHE - Yunanistan “gökkuşağı bayrağını” açtı - Sezin Öney
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yunanistan “gökkuşağı bayrağını” açtı

13 0
18.02.2024

Bundan 5-6 yıl öncesine geri gittiğimizde Yunanistan’da moraller çok bozuktu. 2009’da patlak veren ve ülkeyi ağır biçimde borçlandıran ekonomik krizin etkisinin daha seneler boyu devam edeceği öngörülüyordu. Sanki Yunanistan’ın geleceği nesiller boyu aydınlanmamak üzere kararmış gibi bir karanlık bir ruh hali hakimdi.

Gelgelelim, tablo şimdi çok çok farklı: The Economist dergisi, 2023 yılının ülkesi olarak Yunanistan’ı seçmişti. Derginin Yunanistan’ı yılın ülkesi seçmesinin ardında, sosyoekonomik bakımdan en çok mesafe kateden ve kendisini en çok “iyileştiren” ülkelerin başına, tüm dünya ülkeleri arasında Yunanistan’ı yerleştiriyordu.

Yunanistan’ın, beklenenin çok üzerindeki sosyoekonomik çıkışının ardında, “daha fazla demokrasi” yatıyor olabilir mi?

Muhafazakar sağ bir iktidarı olmasına rağmen Yunanistan, “ilerici” politikaları benimsemeye başladı. Ülke, muhafazakar siyasi ve toplumsal yapısına rağmen 15 Şubat’ta bir tabusunu yıkarak, Ortodoks Kilisesi’nin sert muhalefetine rağmen “aynı cinsiyetten evliliklere” ve evlat edinmeye hukuki güvence sağladı. Associated Press’in deyişiyle, dünyada aynı cinsiyetten evlilikleri ve ebeveynliği tanıyan “ilk Ortodoks Hıristiyan ülke” oldu.

“Evlilik, iki farklı cinsiyet arasındadır” hükmünü veren medeni kanun maddesinin değiştirilmesiyle, cinsiyetten bağımsız olarak tüm çiftlere resmi nikah ve ortak çocuk edinme imkanı tanındı. Aynı cinsiyetten çiftler için çocuk sahibi olabilmek şu aşamada ancak evlat edinme yoluyla olabilecek: taşıyıcı annelerden çocuk yapma hakkı ise tanınmadı.

Tasarı, 300 temsilcinin olduğu parlamentoda 176 “evet” oyu ile kanunlaştı. Yunanistan parlamentosunun yüksek çoğunluklarla yasalara onay vermesi, pek de tanık olduğumuz bir durum değil. Bu sefer parlamentonun çoğunluğunun ortaklaşabilmesi, muhalefetin hükümetin arkasında durması ile mümkün olabildi. 158 milletvekili olan iktidardaki Nea Demokratia (ND-Yeni Demokrasi) Partisi’nin 52 temsilcisi, bu yasaya destek vermedi. Tasarının yasalaşması, ana muhalefetteki 36 sandalye ile temsil edilen SYRIZA’nın 3 milletvekili dışında tümünün ve sol ya da ilerici çizgideki diğer partilerin desteği ile mümkün olabildi. Merkez sol PASOK, Nea Aristera (NA-Yeni Sol) ve sol popülist Plefsi Eleftherias’ın (PE-Özgürlüğün Yolu) toplamda 36 vekilinin “evet” oyu da, çoğunluğun sağlanmasında belirleyici oldu.

Sol görüşlü SYRIZA’nın, Alexis Tsipras’ın seçim yenilgisi ertesi istifasından sonra parti üyelerinin oylamasıyla seçilen yeni lideri Stefanos Kasselakis, yakın zamanda ABD’li partneri Tyler McBeth ile evlenmişti. Kasselakis’in de partinin dışından gelip, liderliği ele geçiren imajının da etkisiyle, SYRIZA’da da yasayı destekleme konusunda tartışmalar yaşandı. Buna karşılık, Kasselakis’in yakın müttefiklerinden biri olan açık sözlü ve maço Girit eski belediye başkanı Pavlos Polakis,........

© P24


Get it on Google Play