Macaristan ve Avrupa Birliği’nin en kritik pazarlıklarından biri kazasız belasız atlatılmış gözüküyor. Herkes kopuşlara varacak restleşmelerin olabileceği bir AB Zirvesi beklerken, Orbán’ın yelkenleri suya indirerek Ukrayna’ya finansal yardımı onayladığı bir buluşma gerçekleşti.

Hatırlatalım: Başbakan Viktor Orbán’ın Ukrayna’ya yönelik politikasının AB ile taban tabana zıt olması, taraflar arasında zaten başka alanlarda süregelen krizleri yeni bir zirveye taşımıştı. 2023 sonunda AB, Ukrayna’ya 50 milyar Euro’luk yardımı tüm üyelerinin ortak kararıyla onaylamaya hazırlanırken sadece Macaristan’ın vetosuyla karşılaşmıştı.

Orbán, AB’nin Aralık Zirvesi’nin başlıca konuları olan, uzun vadeli bir proje olan Ukrayna’ya tam üyelik yolunun açılması ve kısa sürede gerçekleştirilmesi gereken 50 milyar Euro’luk yardım yapılması arasında ayrı rotalar izlemişti. Ukrayna’nın AB üyeliği sürecine girmesini, “Macaristan’ın ulusal çıkarlarına aykırı olacağı” gerekçesiyle olumsuz karşılasa da; şu aşamada veto hakkını kullanmayacağını belirtmişti. Buna karşılık, AB’nin önündeki ivedi bir mesele olan Ukrayna’ya finansal desteği bloke etmişti. Macaristan’ın blokajını aşmak için de, AB üye ülkelerinin liderleri, 1 Şubat’ta Brüksel’de buluştu. Buluşmanın arifesinde, Financial Times’da yayınlanan bir habere göre, Orbán’ın yardıma taş koymayı sürdürmesi halinde AB’nin de “nükleer seçeneğe” geçerek, Macaristan’ın ekonomisini sarsacak adımlar atılacağı öne sürülmüştü. Bu haberin yayınlanmasından sonra, Orbán’ın elinin güçlendiği ve “AB’yi Macaristan’ın aleyhine çalışmakla suçladığı” iç politika söylemine malzeme çıktığı iddia edilmişti. Dahası, Orbán’ın kendisi ve çevresi, Brüksel’de AB ile müzakerelere değil de, savaşa gidiyormuşçasına bir algı yaratmışlardı. Başbakan’ın kendisi, bir atın görüntüsünü “eğerimizi vurduk” diye paylaşarak; Brüksel’e sefere çıkan bir şövalye imajını yaratmaya çalışmıştı.

Ne oldu da, AB’yi bir kez daha “şoklayarak felç edeceği” öngörülen Macaristan Başbakanı Orbán, gayet uyumlu davranması sonucu sadece 1 saat süren bir toplantı sonucunda, Ukrayna için “hayat memat” meselesi olan bu yardımı onayladı?

İlk akıllara gelen soru; “AB, ne ödün verdi de, Orbán’ın onayını alabildi?” idi.

Macaristan Başbakanı, zafer kazanmış edasıyla yaptığı sosyal medya paylaşımında, “Görev tamamlandı; Macaristan’ın kaynakları, Ukrayna’ya aktarılmayacak ve söz konusu fonları, birinci ve ikinci yılların sonunda kontrol edebileceğimiz bir mekanizma olacak. Ukrayna’daki savaş konusunda istediğimiz değişmedi: ateşkese ve barış görüşmelerine ihtiyacımız var”.

Muzaffer bir portre çizmeye çalışan sadece Orbán da değildi; Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de, AB’nin “Avrupa’nın Ukrayna’nın yanında sarsılmaz biçimde durduğunu bir kez daha kanıtladığını” öne sürdü. Ve, Ukrayna’ya olan maddi desteklerinde de istikrarlı biçimde devam edeceğinin açık ve net olduğunu da iddia etti. Von der Leyen, Orbán’a herhangi bir ödün verilip verilmediği sorulduğunda, “kesinlikle hayır” yanıtını verdi.

1 Şubat’taki buluşmada, Orbán’ın iki yıla yayılacak 50 milyar Euro’luk desteği, her sene sonunda veto edebilecekleri bir düzenleme istediği bildiriliyor. Karşılık olarak da Avrupa Birliği’nin, Ukrayna’ya verilecek yardımın yıllık bir denetime tabi olması ve herhangi bir usulsüzlük veya yolsuzluğun söz konusu olmadığını teminat altına alacağı garantisini verdiği söyleniyor. Bu da, AB’nin zaten yapması gereken ve diğer üyelerin de talep edeceği bir ön şart.

Orbán’ın bu zirvede “kazandığı” bir şey olduysa, o da “üye ülkelerin, AB kriterlerine riayet etmedikleri zaman fonlarının kesilmesinin ‘orantılı’ biçimde gerçekleştirileceğine” dair bir atıfta bulunulması oldu. 2023 Aralık’taki AB Zirvesi’nde Macaristan’ın yaklaşık bir yıldır dondurulmuş bekleyen 30 milyar Euro’luk fonlarının üçte biri serbest bırakılmıştı. AB’nin Aralık’ta fonların 10 milyar Euro’luk kısmını Macaristan’a tahsis etmesinin, en başta dondurmaya yol açan “hukuk devleti kriterlerine uymama” konusunda düzelme sağlayacak bazı reformların hayata geçirilmesinden kaynaklandığı açıklanmıştı. Fakat asıl sebebin, Macaristan’ın Ukrayna’ya veto uygulamaması beklentisi olduğu da biliniyordu.

Sorumuzu yineleyelim: Orbán’ın da, daha önce 10 milyar Euro’luk “jest” karşılığında geri adım atmadı da; nasıl oldu da, 1 Şubat’ta sadece 1 saatte karşılığında hiçbir şey almadan, AB ne diyorsa yapıverdi?

Orbán’ı ikna eden “sihirli değnek”, AB Konseyi Başkanı Charles Michel, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un yakın diplomasi markajı olmuşa benziyor. Michel, Orbán’a AB kurumlarının artık ertelemeye tahammülünün kalmadığı mesajını sert perdeden verirken, Meloni ve Macron ise daha “yumuşak” biçimde ikna çabaları göstermişe benziyor. Michel’in Orbán’a, Macaristan’ın AB’deki oy haklarını tamamen kaybedeceği bir senaryodan da bahsettiği bildiriliyor.

Öte yandan, Meloni ve Orbán’ın, Brüksel’in şatafatlı otellerinden birinin yönetici odasında şampanya eşliğinde konuyu müzakere ettiği de söyleniyor. “Otel Amigo” (ironik biçimde İspanyolca “arkadaş” demek olduğunu anımsatalım; Orbán’ın Meloni dışında Macron’la da buluştuğu adres oldu. Macron’un, AB’nin amiral güçlerinden Fransa’nın lideri olarak, Orta Avrupa’nın küçük-orta ölçek ülkesi Macaristan’ın liderini iknaya çalışması başlı başına diplomasi zaferi gibi de algılanmış olabilir Orbán tarafından…

Ve Orbán, Otel Amigo’da Meloni ve Macron tarafından pohpohlanırken, Hollanda Başbakanı Mark Rutte ve Almanya Şansölyesi Olaf Scholz da Charles Michel ile, Macaristan’a uygulanabilecek “sopaları” konuşuyordu. Macaristan Başbakanı da, diğer “paralel görüşmenin” gerçekleştiğini biliyordu.

Evet; Orbán, bu kez geri adım attı-ama tutumlarını kökten değiştirdi diyemeyiz. Zira, AB ile Ukrayna’ya destek konusu (şimdilik) kapansa da, sırada NATO ile İsveç’in üyeliği konusu var. Önümüzdeki günlerin gündemi de o…

-----

Fotoğraf: Flickr



QOSHE - Orbán’ın şipşak AB zirvesi - Sezin Öney
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Orbán’ın şipşak AB zirvesi

6 0
05.02.2024

Macaristan ve Avrupa Birliği’nin en kritik pazarlıklarından biri kazasız belasız atlatılmış gözüküyor. Herkes kopuşlara varacak restleşmelerin olabileceği bir AB Zirvesi beklerken, Orbán’ın yelkenleri suya indirerek Ukrayna’ya finansal yardımı onayladığı bir buluşma gerçekleşti.

Hatırlatalım: Başbakan Viktor Orbán’ın Ukrayna’ya yönelik politikasının AB ile taban tabana zıt olması, taraflar arasında zaten başka alanlarda süregelen krizleri yeni bir zirveye taşımıştı. 2023 sonunda AB, Ukrayna’ya 50 milyar Euro’luk yardımı tüm üyelerinin ortak kararıyla onaylamaya hazırlanırken sadece Macaristan’ın vetosuyla karşılaşmıştı.

Orbán, AB’nin Aralık Zirvesi’nin başlıca konuları olan, uzun vadeli bir proje olan Ukrayna’ya tam üyelik yolunun açılması ve kısa sürede gerçekleştirilmesi gereken 50 milyar Euro’luk yardım yapılması arasında ayrı rotalar izlemişti. Ukrayna’nın AB üyeliği sürecine girmesini, “Macaristan’ın ulusal çıkarlarına aykırı olacağı” gerekçesiyle olumsuz karşılasa da; şu aşamada veto hakkını kullanmayacağını belirtmişti. Buna karşılık, AB’nin önündeki ivedi bir mesele olan Ukrayna’ya finansal desteği bloke etmişti. Macaristan’ın blokajını aşmak için de, AB üye ülkelerinin liderleri, 1 Şubat’ta Brüksel’de buluştu. Buluşmanın arifesinde, Financial Times’da yayınlanan bir habere göre, Orbán’ın yardıma taş koymayı sürdürmesi halinde AB’nin de “nükleer seçeneğe” geçerek, Macaristan’ın ekonomisini sarsacak adımlar atılacağı öne sürülmüştü. Bu haberin yayınlanmasından sonra, Orbán’ın elinin güçlendiği ve “AB’yi Macaristan’ın aleyhine çalışmakla suçladığı” iç politika söylemine malzeme çıktığı iddia edilmişti. Dahası, Orbán’ın kendisi ve çevresi, Brüksel’de AB ile müzakerelere değil de, savaşa gidiyormuşçasına bir algı yaratmışlardı. Başbakan’ın kendisi, bir atın görüntüsünü “eğerimizi vurduk” diye paylaşarak; Brüksel’e sefere çıkan bir şövalye imajını yaratmaya çalışmıştı.

Ne oldu da, AB’yi bir kez daha “şoklayarak felç edeceği”........

© P24


Get it on Google Play