menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kıran Gören Ömrümüze

12 0
29.04.2024

Dün sabah telefon uzun uzun çaldı. Üç yılda, bu üçüncü arayışı idi. Topu topuna üç yılda, üç kez aranmak. İlkinde depremin ertesi günü aramıştı. Havaalanında olduğunu birazdan uçağa bineceğini söyleyip birkaç dakika ancak konuşmuştuk. İkincisinde annem vefat ettiği günün ertesi akşamı aramış, kaçamak cevaplarla bu telefon sohbeti de benim gibi öksüz kalmıştı. Bu üçüncü telefonu halimi hatırımı sorarak başladı. Sonra sana bir şey söylemek istiyorum… Ben yarın sana gelmek için yola çıkıyorum dedi. Ne diyeceğimi bilemedim. Alo, alo orada mısın sesiyle kendime geldim. Sahi gelecek misin dediğimde, evet gerçekten geleceğim dedi. Trenle geleceğini söyleyip telefonu kapattı. Tam üç yıl önce bırakıp gittiği gün yazdıklarım geldi kıran giren ömrümüze…

Açmıştın ömrüme bahar gibi renk, renk çiçeklerinle. Gidişinle karanlıklar çöktü şehrime. Oysa benim seninle küçükte olsa bir hayatım vardı. Hayalinle mutlu olup, hasretinle kendimi dağladığım. Yanındayken ben hep kısa cümleler kurardım. Uzun cümleler seni rahatsız eder diye korkardım. Az yer, az içer, az para kazanırdım. Anlayacağın hep ben kendimle ilgili aza tamah ettim. Ben çoğu bilirsin hep seninle istedim. Seni çok ama çokta sevdim. Dünya’yı bu küçük varlığımla hep önüne serdim. Sevgilim, ben aslında sende hep aşırıya kaçtım.

Zaten ne olduysa senle olan tarafımda çok aşırıya kaçmak oldu. Yani seni çok sevmek oldu. Üzerine hep titremek, seni hep el üstünde tutmak oldu. Bir gün birlikte olacağımız hayaline öylesine kapıldım ki, ömrümü yoluna, uğruna heba ettim.

Olsun değip ömrüme kıran girdiğini bile çok sonradan fark ettim.

Ve bu ömrümde bir tek seni seçtim ve sen olmaz değip gittin. Sana her zaman söylediğim gibi küçük bir hayatım vardı benim içinde sen olan.

Aslında bende biliyorum hayattan imkansızı istedim oda olmadı...

Senden sonra da ben yine kısa cümleler kuracağım.

Umudum bir gün yine yaşadığım bu küçük Dünyama dönmen olacak.

Varsa bir hakkım helal olsun ve varsa hatalarım affet beni sevgilim…

Yarın akşam yar gelecek, karşılamak lazım gül ile bülbül ile. Her ne kadar neden geleceğini söylemese de gelsin de ne olacaksa olsun. Buradan Belgrad’a giderken sessiz sedasız kısa bir mesaj çekip gitmişti. Dün gibi aklımda, hiç çıkmadı ki. Ah yeşilim…

Küçük evimin bahçesindeki leylak ağacına astım hatıralarını

Dallarının altında kucak kucağa oturup sabahladığımız günlerin hatırına

Yıldızlar bu akşam getirsin kokunu serpiştirsin bahçeme

Göz kırpsın bu kez hayat bana ve kıran giren ömrümüze…

Birlikteyken her konuşmamızda hayal ettiğimiz bahçesi olan iki katlı eski taş evlerden bir tane satın aldım. Ama şairin dediği gibi “Neyleyim köşkü, neyleyim sarayı içinde salınan yar olmayınca” Eminim gördüğünde çok ama çok şaşıracak. Yüz yılın başından kalan mimarisi onu büyüleyecek. Altı ay boyunca her yerini nakış, nakış işledim. Ustalar ile tek tek her malzemesini bulup, küçük bir saraya dönüştürdüm. Ve yalnızca onunla bir hayat kurabilme hayaliyle tamamladım. Bir gün gelir diye çok sevdiği çivit mavisi karolarla zeminini döşettim. Bahçesine sardunyalar, lavantalar ektim. Kırmızı eski ev kapısını bulmak için, kaç defa Edremit’e gittim kaç eskici, antikacı dolaştım sayısını unuttum. Salona serdiğim zerdeçal renkli Balıkesir kilimleriyle,........

© Önce Vatan


Get it on Google Play