menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kapitalizm yıkılıyor mu... Elon Mask açıkladı: Yeni bir sistem doğuyor

17 5
23.11.2025

Geçen hafta dünya medyasında yer alan en önemli konulardan biri Elon Musk’ın verdiği müjdeydi. Musk, yapay zeka ve robotik teknolojisinin önümüzdeki birkaç on yıl içinde çalışma ihtiyacını ortadan kaldırabileceğinin ilan etti. Dünyanın en zengin iş insanı, ABD-Suudi Yatırım Forumu'na katıldı ve bir panelde robotlar ve yapay zekanın işgücü üzerindeki uzun vadeli etkileri hakkında cesur bir tahminde bulundu. Musk, "Uzun vadenin ne olduğunu bilmiyorum, belki 10, 20 yıl ya da onun gibi bir şey olabilir" dedi. "Benim tahminim, çalışmanın artık isteğe bağlı olacağı yönünde."

ÇALIŞMA ZORUNLULUĞU KAPİTALİZMİN ÖZÜDÜR

Çalışmanın zorunlu olmadığı bir toplumun doğuşu kimileri farkında olmasa da tam bir sistem değişikliği ve kapitalizmin bitişidir. Yeni bir toplumsal düzenin ilk işaretleridir. Bu toplumu nasıl nitelendirmemiz gerektiği henüz açık değildir ve tartışılmaktadır. Ama üretim tarzı ve ilişkilerinin yepyeni özellikler taşıyacağı bellidir. “Peki, neden insanlar bunun bilincinde değiller” gibi bir soru sorulabilir. İyi ama toplumlar feodalizmden kapitalizme geçerken de bu değişim ilanlar verilerek olmamıştı. Sistem değişikliği insanlar farkında olmaksızın bir süreç içinde gerçekleşmişti.

Toplumsal bir düzenin çöküşünün mutlaka siyasal devrimlerle olup olamayacağı konusunu da bence tartışmaya gerek yok. Bugün gördüğümüz ve yaşadığımız gelişmeler bize somut durum hakkında bilgi veriyor çünkü. 31 Ağustos tarihli yazımda son rakamlara göre dünyada artık herkese yetecek yiyecek, giysi, barınma, eğitim ve sağlık olanakları sağlamanın mümkün olduğuna, bolluk devrinin başladığına işaret etmiştim. Bugün de robotlarla yapay zekanın birlikte kullanılması halinde nitelik ve nicelikte sınırsız bir iş gücü oluşturmanın artık somut bir gerçeklik olduğu görülüyor.

Elon Musk önümüzdeki yıl 1 milyon robot üretmeyi planlıyor. Birkaç yıl içinde de dünyada robot sayısı 1 milyarı aşacak. Bu da çalışmayı sadece gönüllü bir tercih haline getirecek. Konuya sadece ekonomi açısından bakarsak çalışma zorunluluğu, kapitalist toplumun baş özelliği ve temel kısıtlamasıdır. Bugünkü toplumda hayatta kalmak isteyen kişi, ya kendi başına mal üretmek için çalışmalı (örneğin zanaatkarlar veya küçük serbest meslek sahipleri gibi) ya da kendi emek gücünü satmalı yani kendini bir meta haline getirmelidir. Bu sonuncusuna sosyalistler kimi zaman “ücretli kölelik” de demişlerdir. Çalışma insanla doğanın kesiştiği noktadır. Marksizm ve diğer birçok teoride metaların değişim değerinin nasıl oluştuğundan, yabancılaşmaya kadar birçok konuda çalışma olgusu belirleyicidir.

Özetle feodal toplumun asıl baskısı nasıl ırgatın bağlı bulunduğu toprağı terk etme hakkı bulunmaması ise kapitalizminki de herkesin bildiği gibi çalışmayanın aç kalmasıdır. Şimdi insanlara yakın bir gelecekte çalışmanın kalkacağı söyleniyorsa bu sistemin değişmekte olduğuna bir işarettir.

SİSTEMİN ÇÖZÜLÜŞÜ

Gerçi dünyanın hemen her yöresinde emek yeni teknolojiler nedeniyle uzun bir zamandır eski önemini yitirmişti. Güney yarımkürenin büyük bir bölümünde, nüfusun çoğunluğu uzun zamandır bir anlamda "gereksinim fazlası" ilan edilmişti. Birçok ülkede insanlar, gayri resmi sektördeki çok güvencesiz işler ve çoğunlukla kadınların yaptığı aynı derecede güvencesiz geçim kaynakları sayesinde hayatta kalıyorlar.

Kapitalist merkezlerde, eski Fordizm'den miras kalan fabrika işçileri sınıfı ve yeni hizmet sektörü proletaryası, iş gücünün ekonomik değer kaybından en çok etkilenen kesimler oldu. Ancak Ford sonrası çalışma dünyasında göreceli olarak kazananlar, yani sözde yeni orta sınıflar bile, sosyal konumlarını korumak ve sürekli hızlanan çalışma makinesinin gerisinde kalmamak için giderek daha fazla çaba sarf etmek zorundalar. Ama şimdi kapitalizm robot-yapay zeka aşamasına geçerek kendi sonunu da yine kendisi diyalektik biçimde gündeme getirmiş oluyor.

Bir yandan da kapitalizmde yaşam koşulları sadece sosyal açıdan kaybeden emekçiler için değil, küçük bir oligarşi dışında herkes için giderek çekilmez oluyor, konutlar satın alınamaz hale geliyor ve yaşam maliyeti hızla artıyor. Bunun nedeni yine........

© OdaTV