Özgür Özel’in hatası
Biliyorsunuz:
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Avrupa Devlet ve Hükümet Başkanları Konseyi kapsamında Belçika’da düzenlenen Avrupa Sosyalist Partisi/PES liderler hazırlık toplantısına katıldı.
Burada yaptığı konuşmada Avrupa sosyalist parti liderlerine, “Bazı otoriterlere karşı mücadele ederken başka otoriterleri desteklerseniz bizim gibi şu anda dünyada en çok belediye başkanlığı olan sosyal demokrat partiyi, ülkesinde birinci parti olmuş ve ilk seçimde iktidara gelecek ve bütün Avrupa için, bütün sol için yeni bir rüzgâr yaratacak bir partiyi tek başına bırakmış olursunuz” diye tepki gösterdi.
AKP de bu sözler üzerine Özgür Özel’e sitem etti: “Özgür Özel yurtdışında destek bulmak için Sayın Cumhurbaşkanımızı ve Türkiye’yi şikâyet etmeyi siyaset karakteri haline getirdi. Bu durum bir siyasi parti ve siyasetçi için çok kötü bir sicildir.”
Bu polemiğe girecek değilim. Ki ben yıllar önce, sadece sözle iğneleyen, karşı tarafı küçümsemeye dayalı siyaset tarzıyla ilgilenmeyi bıraktım. Bunun ülkeye yararı yok. Ancak şunun üzerinde duracağım: Avrupa solu Quo vadis/nereye gidiyor?
Bu soru beni yüzyıl öncesine/20’nci yüzyıl başına götürdü!
Avrupa’da başlayıp dünya solunu sarsan bir tartışmayı size anımsatarak başlayayım:
Birinci Dünya Savaşı öncesinde Avrupa solunun savaşa karşı nasıl tavır alacağı sorusu, ideolojik ayrılıkları keskinleştirerek derin bölünmeye yol açtı.
Bu bölünme hem teorik/“nasıl bir sosyalizm”, hem de pratik/“savaşta ne yapılmalı” düzeyde yaşandı.
Avrupa’daki sosyalist partiler........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Daniel Orenstein
Beth Kuhel