Kar taneleri
Memlekette gündem sorunu çekilmiyor.
-22 bin 104 liralık asgari ücret,
-16 bin liralık en düşük emekli maaşı,
-30 bin lirayı aşan açlık sınırı,
-Dikiş tutmayan ekonomi,
-Fatih Altaylı, Merdan Yanardağ, Enver Aysever, Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, Can Atalay, Tayfun Kahraman... Özgür olması gereken ama hapiste olan gazeteciler,
-”Geç gelen adalet, adalet değildir” sözünün ünlü olduğu bir ülkede, 4 bin 600 gün sürmesi planlanan bir yargılama,
-”Toplumsal çürüme arttı” yorumlarına neden olan suç ve şiddet örnekleri,
-Her geçen gün ayrı bir “vay be” dedirten “Terörsüz Türkiye” gelişmeleri...
‘Seç, beğen, yaz’ der gibi önümüzde duruyor.
Ancak ben bugün sizin önünüze başka bir gündem maddesi koyacağım: EĞİTİM
***
Hazır mısınız?
Sizi alıp serhat şehri Ardahan’a götürüp, kalbinizin, en sıcak yanına dokunmaya çalışacağım.
Ardahan’ı şöyle tasvir eder Dursun Akçam, Kafdağı’nın Ardı isimli eserinde:
“Kış uzun sürerdi bizim oralarda; insanın içi de kış olurdu bazen (...) Yoksulluk evimizin içindeydi; kapıdan girer, sobanın yanına otururdu...”
Peki bu yoksulluktan çıkıp sadece Ardahan’ın değil, Türkiye’nin önemli eğitimcilerinden biri haline nasıl geldi Dursun Akçam?
Tıpkı Ümit Kaftancıoğlu gibi...
Tıpkı Fakir Baykurt gibi...
Cumhuriyetin eğitim devriminin en önemli eserlerinden olan Köy Enstitülerinden birine yolu düştü. Cilavuz’u bitirdi.
***
Ardahan’ın Ölçek köyünden yola çıkmış, Cilavuz’a varmıştı Dursun Akçam.
Hayatını değiştiren yolculuğun başlangıcını şu cümlelerle anlatır:
“Cilavuz’un adını duyduğum gün, köy biraz daha dar geldi bana (...) Yola çıktığımda ardımda yalnız köyü değil, çocukluğumu da bırakıyordum........© Nefes





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Daniel Orenstein
Beth Kuhel