28.10.2023 Tarihinde İstanbul’da “Umenau Aksa Derneği” Kongresine katılmıştım. Bu kongrede sâbık D. İ. Bşk. Mehmet Görmez Hoca Efendi’nin sunumunu -önemine binaen- okuyucu kardeşlerimle paylaşmayı uygun görmüştüm. Önceki bir yazımda sunumun giriş bölümü ve ilk mesajını paylaşmıştım. Şimdi kaldığımız yerden devam edip kalan bölümlerini küçük rötuşlarla arz edelim.

İkinci mesaj genel olarak uluslararası kurumlara, özel olarak ise İslami kurumlaradır.

Birleşmiş Milletler vb. uluslararası kuruluşlar; güya çatışmaları önlemek, halkların ve devletlerin haklarını korumak için kurulduklarını iddia ediyorlar. Ancak gerçekte bunlar, yalnızca hak sahibi olanlar üzerinde güç kazanmak, müdahalede bulunmak için kullanan güçlülerin elindeki araçlardır. Bunlar halkların haklarına zarar verip gerçek bağımsızlığa ulaşmaya çalışan her devletin baltalanmasına katkıda bulunuyor. Bu son krizde de çatışmaların uzamasına sebep oldu, ne Gazze'deki insanlarımızı korudu, ne çocukların kurtarılmasına katkıda bulundu, ne kadın haklarını, ne ibadethaneleri, ne de hastaneleri ve ambulansları korudu.

Başlangıçta yalnızca Kudüs'ü ve Filistin'i korumak, işgale karşı Filistin halkının haklarını savunmak amacıyla kurulan İslam İşbirliği Teşkilatı gibi uluslararası İslam kurumlarımız ise Cidde'de bir cadde üzerindeki süslü binalara dönüştü. Hayırseverlik etkinlikleri ve grup gezileri düzenlemekten başka hiçbir işlevi olmayan Müslüman ülkelerin hayati çıkarlarını koruması gereken bu kurumlar, onlara hiçbir hak tanımayan, büyük isimler taşıyan dernekler haline geldi.

Üçüncü mesaj tüm Müslüman âlimleredir.

Değerli İslam âlimleri kardeşlerim! ihtilaflar İslam ümmetinin ilmi yapısını parçalamıştır. Âlimler mezhebi olarak, siyasi olarak, meşrebi olarak, coğrafya bölgesel olarak ve hareket metot bakımından farklılaşmış ve darmadağın hale gelmişlerdir. Hatta nice aynı meşrep akımdan olan bir hareketin mensupları dahi bölünüp dağılmaktadır. Bunun sonucu olarak âlimler; ümmet üzerindeki kabiliyet ve etkilerini kaybetmişlerdir.

Ulemanın Müslümanlar üzerindeki vakar ve etkililerini ve Müslüman halklar nezdindeki imajlarını kaybetmelerinin bir sebebi de fer’î teorik konulara odaklanarak gerçek gündeminden uzaklaşmalarıdır. Biz âlimler kendi aramızda bölünmüşken milletin birliğini nasıl sağlayacağız. Liderleri kendi ihtilaflarıyla meşgulken halklarından haklarını savunmaları için harekete geçmelerini nasıl istesinler. Haddim olmayarak buradan; tüm meşrep ve guruplardan tüm âlimlere birlik çağrısı yapıyorum. Gelin meşrebimiz ve cemiyetimiz ne olursa olsun aslında İslam davası olan Filistin uğruna bir ve beraber olalım. Kudüs, Gazze ve Filistin özgür olup güvence altına alınana kadar farklılıklarımızı erteleyelim. Filistin, Gazze ve Kudüs özgür olup emniyeti sağlandıktan sonra her sorunumuz için söylenecek sözler vardır.

Dördüncü mesaj Ümmetin tüm gençlerinedir.

Ey genç Müslümanlar, sizler bu milletin geleceğisiniz ve bu mesele: Filistin meselesi sizin birinci meselenizdir. İzzetiniz ve bağımsızlığınız buna bağlıdır. Önceki nesiller kurtuluş mücadelesinde yollarını kaybettikleri, mezheplere ve partilere bölündükleri ve temel misyonlarını unuttukları için başarısız oldular. Umarım siz onlar gibi olmayacaksınız ve umarım görevinizin bilincindesinizdir. Sosyal medya sitelerinde ve tüm dillerdeki farkındalığınız dünyayı şaşırttı. Algılar oluşturan baskıcı ve taraflı medyaya karşı durumu tersine çevirdiniz. Siz gerçekleri aktardınız, gerçeklerin yanında yer aldınız ve tüm dünya gençliğine farkındalık aşıladınız. Hepinize selam ediyor ve tam zafer başarınız için Allah'a (cc) dua ediyoruz.

Ve sevgili ülkem Türkiye'ye, onun halkına ve liderlerine... Tek cümleyle sesleniyorum...

Emin olun asla unutmayınız ki, Gazze; Türkiye'yi savunmak için stratejik bir hattır. Filistin'e düşman olan her kim olursa olsun, o size de düşmandır. Kendisinde güç bulup gözü kestiği anda sizden kurtulmak için harekete geçmeye hazırlanıyor ve fırsat kolluyordur. O halde bu büyük tehlikenin ve bu tehlikenin önünde bir asırdır kale surları misali duran Filistin ve Gazze’deki kardeşlerinize sahip çıkma sorumluluğunun bilincinde olun. Şunu asla unutmayınız ki, Siyonizm muharref inancı gereği, sadece Gazze ve Filistin için değil, tüm İslam ümmeti için en büyük tehlikedir. Hatta sadece ümmeti Muhammed de değil, tüm insanlık için en büyük tehlikedir. Süthaneme... Bi-hamdike... Esteğfiruke...

QOSHE - Aksa Tufanı Mesajlar - Muhammed Özkılınç
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Aksa Tufanı Mesajlar

3 0
19.11.2023

28.10.2023 Tarihinde İstanbul’da “Umenau Aksa Derneği” Kongresine katılmıştım. Bu kongrede sâbık D. İ. Bşk. Mehmet Görmez Hoca Efendi’nin sunumunu -önemine binaen- okuyucu kardeşlerimle paylaşmayı uygun görmüştüm. Önceki bir yazımda sunumun giriş bölümü ve ilk mesajını paylaşmıştım. Şimdi kaldığımız yerden devam edip kalan bölümlerini küçük rötuşlarla arz edelim.

İkinci mesaj genel olarak uluslararası kurumlara, özel olarak ise İslami kurumlaradır.

Birleşmiş Milletler vb. uluslararası kuruluşlar; güya çatışmaları önlemek, halkların ve devletlerin haklarını korumak için kurulduklarını iddia ediyorlar. Ancak gerçekte bunlar, yalnızca hak sahibi olanlar üzerinde güç kazanmak, müdahalede bulunmak için kullanan güçlülerin elindeki araçlardır. Bunlar halkların haklarına zarar verip gerçek bağımsızlığa ulaşmaya çalışan her devletin baltalanmasına katkıda bulunuyor. Bu son krizde de çatışmaların uzamasına sebep oldu, ne Gazze'deki insanlarımızı korudu, ne çocukların kurtarılmasına katkıda bulundu, ne kadın haklarını, ne ibadethaneleri, ne de hastaneleri ve ambulansları korudu.

Başlangıçta yalnızca Kudüs'ü ve Filistin'i korumak, işgale karşı Filistin halkının haklarını savunmak amacıyla kurulan İslam İşbirliği Teşkilatı gibi uluslararası İslam kurumlarımız ise Cidde'de bir cadde üzerindeki süslü binalara dönüştü. Hayırseverlik etkinlikleri ve grup gezileri düzenlemekten başka hiçbir işlevi olmayan Müslüman........

© Müslüman Dünya


Get it on Google Play