menu_open
Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İNŞALLAH!   

178 0
27.12.2024

Siyasiler, iş adamları, öyle şeyler söylüyorlar ki, konuşurken mangalda kül bırakmıyorlar. Sanırsın göklerin hazinesinin anahtarı onların elinde, göklerin ordularının komutası da kendilerinde.. Kendileri peygamberler soyundan mucizeler gösterecek, kerametleri ile insanları hayran bırakacaklar. Çevrelerine topladıkları ise hepsi kurmay! Oysa kimi siyasilerin vadettikleri şeyler peygamberlerin dahi hepsine birden sahip oldukları bir şey değil. Dikkat! Hz. Yusuf, 7 yıl bolluk, 7 yıl kıtlık olacağını doğrudan kendi söylemiyor. Firavunun rüyasını yorumlarken, rüyada gizli mesajı açıklıyor. Süreci yönetirken, “ben peygamberim o kıtlığı da dua eder kaldırırım” demiyor. Tedbir öneriyor.

Hz. Musa olmazı olduruyor: Allah’ın yardımı ile, denizi geçiyorlar. Ama on günlük düz yolu 40 yılda zor geçiyorlar. Denizi geçtik, düz ovada on günlük yolumuz var demiyor. Dememeliydi, demedi.

Tevrat’ı getirene, “Hızır” (onlara selam olsun), ben senin bilmediğin şeyleri biliyorum ve göreceklerini anlamakta ve dayanmakta zorlanabilirsin diyor. Hüdhüd kuşu da Hz. Süleyman’a “ben senin bilmediğin şeyleri öğrendim” demedi mi? Rüzgara emreden, Karıncalarla konuşan o Süleyman (ona salat ve selam olsun) Saba melikesi Belkıs’ın tahtını “kim getirecek” diye sorduğunda bir ifrit, bana müsaade et hemen getireyim” dedi. Niye kendi getirmedi. İlim sahibi zat da “buyurun” dedi. Allah kime ne verdi ise o ona sahip. Ve nimetin de beraberinde gelen emanet olarak ve imtihan. Vesilesi olan bir sorumluluğu var.

Resulullah’a gayrimüslim birileri gelip, Ashabı kehf’in kaç kişi oldukları konusunu Resulullaha sordular. Cebrail’in kendine bu konuda bilgi getirmesini umarak, yarın gelin söyleyeyim dedi. Bunu derken “inşallah” dememişti. Beklediği cevap o gün gelmedi Ayet geldi. “Allah’ın dilemesine bağlamadıkça (inşallah demedikçe) hiçbir şey için ‘Bunu yarın yapacağım.’ deme.” (Kehf, 18/23-24) (…) “Allah kimi doğru yola erdirirse, işte gerçekten doğru yola ermiş kimse odur. Kimin de yoldan sapmasına fırsat verirse, artık sen ona doğru yolu gösterecek bir yardımcı bulamazsın”(Kehf 17). İnsanlar, bu kıssanın verdiği dersler üzerinde düşünecekleri yerde: “Onlar üç kişidir, dördüncüleri köpekleridir” diyecekler. “Beş kişidir, altıncıları köpekleridir” diyecekler. Bunların yaptıkları gaybı taşlamaktan ibarettir. Bir grup da: “Onlar yedi kişidir, sekizincileri köpekleridir” diyecekler. De ki: “Rabbim onların sayısını daha iyi bilir. Zâten onlar hakkında doğru bilgi sahibi olan çok az insan vardır.” O halde onlar hakkında Kur’an’da haber verilen açık delillerin dışında kimseyle tartışmaya girme ve onlarla ilgili olarak hiç kimseye bir şey sorma!” (Kehf 22) “Hiçbir şey hakkında: ‘Ben yarın mutlaka şu işi yapacağım’ deme. Ancak: “İnşallah; Allah izin verirse yapacağım” de. Bunu söylemeyi unuttuğun zaman Rabbini hatırla ve: “Umarım ki Rabbim beni bundan daha yakın bir vakitte dosdoğru ve güzel bir başarıya eriştirir” de. (Kehf 23-24). Yine bir kısmı: “Onlar mağaralarında üç yüz sene kaldı” dediler; bir kısmı da buna dokuz sene daha ilâve ettiler. De ki: “Onların ne kadar kaldığını en iyi Allah bilir. Çünkü göklerin ve yerin gaybı Allah’ın elindedir. O ne kadar güzel görür, ne kadar güzel işitir. İnsanların Allah’tan başka hiçbir dostu ve yardımcısı yoktur. Onun aslını ancak Allah bilir. Bazı şeyleri demek ki bilmememiz gerekiyor. Ruh’un mahiyetini de mesela biz hiçbir zaman tam olarak bilmeyeceğiz. Allah, hükmüne ve hâkimiyetinin icrâsına hiç kimseyi ortak etmez. (Kehf 25-26). Ayet kesin bir rakam vermiyor. Ve Allah’ın kesin bir bilgi vermediği bir konuda insanların zanna tabi olarak kendi aralarında tartışmaları kınanırken, müfessirler, gerçekten iman edenlerle, kalplerinde hastalık olanların bu tür geçmiş ve gelecek hakkında kesin bir bilgi olmadığı halde tartışarak zanna tabi olmaları sonucu tartışmakta, tefrikaya düşerek sapmaktadırlar. Bu durum bugün dünyada siyasi, ideolojik, etnik çatışmalara sebeb olmaya devam etmektedir.

Allah zalimlere de güç, servet ve imkan ve iktidar verebilir. Allah servet ve iktidarı halklar ve ülkeler arasında evirir, çevirir. İnsanları ve........

© Mir'at Haber


Get it on Google Play