menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Özal’dan Erdoğan’a değişmeyen kumar politikası

16 1
19.12.2025

Geçtiğimiz günlerde Türkiye gazetesinde kumarla ilgili şikâyetleri manşette görünce bu konuda bir yazı kaleme almıştım. Aradan çok geçmeden bu kez Akit gazetesinde benzer bir kumar şikâyeti manşetiyle karşılaştım. Aynı siyasi çizgide yer alan, iktidara yakın iki gazetenin dahi kumar meselesini manşete taşıması, sorunun ulaştığı vahim boyutu ve artık üzeri örtülemeyecek bir noktaya geldiğini göstermektedir. Bu nedenle kumar konusunu yeniden gündemime almak zorunluluğu hissettim.

Türkiye’de kumar meselesi yeni değildir. Sadece aktörler değişir, kullanılan kavramlar değişir ama zihniyet değişmez. 1980’lerde Turgut Özal döneminde ne yaşandıysa, bugün Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki iktidar döneminde de başka biçimlerde aynı tablo yaşanmaktadır. O gün kumarhaneler “turizm”, “döviz girdisi” ve “çağdaşlaşma” söylemleriyle meşrulaştırılmıştı; bugün ise sanal bahis “dijital ekonomi”, “bireysel özgürlük” ve “kontrol edilebilirlik” iddialarıyla toplumun tam ortasına yerleştirilmiştir. Değişen sadece ambalajdır. Bedel ise aynıdır: dağılan aileler, borç batağına sürüklenen gençler ve sessizce çürüyen bir toplumsal yapı.

Arşivler bu gerçeği inkâr edilemez biçimde ortaya koymaktadır. 1980’lerin sonlarına ait gazete kupürlerinde, bir yanda üretimin zayıfladığı, sanayinin daraldığı, işsizliğin arttığı bir Türkiye; diğer yanda ise kumarhanelerin hızla çoğaldığı, kumar makinelerinin ülkeye sokulduğu, büyük otellerde kumarın devlet eliyle teşvik edildiği bir tablo vardır. Dönemin manşetleri, kumarın “zenginlik” ve “modernleşme” göstergesi olarak sunulduğunu açıkça yazmaktadır. O süreçte de muhafazakâr toplum kesimlerinden güçlü bir itiraz yükselmemiştir. Çünkü gerekçe tanıdıktır: “İstikrar bozulmasın.”

Burada rahatsız edici ama kaçamayacağımız bir gerçek vardır. Özal’ı iktidara taşıyan toplumsal destek büyük ölçüde muhafazakâr seçmenden gelmiştir. Bugün kumarın toplumu çürüttüğünden şikâyet edenlerin önemli bir kısmı da aynı sosyolojik havzanın içindedir. Yani........

© Milli Gazete