İmamlar
Sekiz tane müftü ile ben, imam, murakıp ve vaiz olarak çalıştım.
Ölenlere Allah rahmet eylesin, kalanlara sağlıklı, hayırlı ömürler versin ve imanla Rabbin huzuruna varmayı lütfetsin.
Bunların içinde İstanbul müftisi Selahaddin Kaya Beyefendi ile merhum Abbas Şimşek hoca efendiler, en fazla hizmet ettiklerine inandığım değerli insanlardırlar.
Mersin’in Mut ilçesine vaiz olarak atandığımda, Abbas Şimşek merhum, Mut’un müftüsü idi.
Bir ay beni izledi; bir ay sonra bana, “Bu şehirde ne yapmak istiyorsan yap; arkanda değil şoförün olarak önde gideceğim” dedi ve müftülüğün makam arabasıyla, birlikte gitmediğimiz köy kalmadı.
Yalnız, 12 Eylül 1980 darbesinde Mut’a komutan olarak gönderilen yüzbaşının yanına benimle gelmedi ve ben yalnız gittim.
İmamlar, siz hiç kaymakam veya valinin yanına bir hizmet teklifiyle gittiniz mi hiç?
Gitmediyseniz neden? Kendinize sorun; neden?
İmamlar, siz yalnız imam değilsiniz. Halkı İslam’la irşat etmek için kimsenin sahip olmadığı imkânlara sahipsiniz.
Caminin anahtarı, 24 saat sizin elinizde.
Bu imkâna hiçbir kimse veya kurum sahip değildir.
Bu imkânı kullanmamanın günahı bize yeter de artar bile.
Hastalıktan ölmek üzere olan adam mahallesindesiniz ve onun aradığı ilaç da sizin dolabınızda olduğu halde siz o ilacı ona vermezseniz sorumlu olduğunuz gibi, inkâr çukurunda bocalayanlara, İslam’dan çıkış yolunu gösteren ayetleri okumazsanız daha fazla sorumlu olursunuz.
Camide bir tek cemaat bile olsa onu irşat etmek için........
© Milli Gazete
visit website