Neyi Kaybettiğimizi Hatırlayalım!
Ahlak yoksa, namaz yoksa, haram-helal hassasiyeti yoksa, kul ve kamu hakkı bilinci yoksa, ana-babaya hürmet, eşe nezaket yoksa, dili gıybet ve iftiradan, gözü haramdan, kalbi hasetten, mideyi haksız kazançtan, cebi faizden korumak yoksa, hangi partiden, cemaatten ve tarikattan olursanız olun sonuçta kaybedenlerden olacağınızı asla unutmayın!
Çünkü yaşanmayan ve yalnızca ideolojik bir mensubiyete dönüşen bir inancın ne bu dünya da ne de ahirette size hiçbir faydası olamaz…
Kalbinize vakit ayırın!
Uzun süredir namazlarınızdan tat alamıyorsanız, okuduğunuz Kur’an kalbinize etki etmiyorsa, şöyle gönülden bir dua yapamıyorsanız, dinlediğiniz sohbetler ve nasihatler kulaklarınızı aşıp da bir türlü kalbinize ulaşamıyorsa ya ruhunuzu ihmal ediyorsunuz ya da ibadetin ruhunu kaybetmişsiniz demektir.
Hasan el-Basri diyor ki: “Üç şeyde tadı kaybedene kapı kapalıdır: Zikirde, namazda ve Kur’an tilavetinde.” O halde kapıyı açmak için çabalayın! Kapıyı açacak olan samimiyettir. Önce rabbinize karşı samimi olun ki, tüm kapılar ardına kadar açılsın.
Bazı hesapları Allah’a bırakın!
Her kalp kırıklığının hesabını sormaya kalkmayın! Her iyiliğin karşılığını hemen beklemeyin! Çünkü bu dünya her kötülüğün hesabının sorulacağı ve her iyiliğin karşılığının........
© Milli Gazete
visit website