menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yükselen Rus Tehlikesi

14 0
17.12.2025

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’nin geçtiğimiz günlerde Rusya hakkında yaptığı açıklamalar, aslında Batı dünyasının artık meseleyi nasıl okuduğunu açık biçimde ortaya koyuyor.

Rutte, Rusya’nın yalnızca Ukrayna ile sınırlı bir savaş yürütmediğini, bütün Avrupa güvenlik mimarisini test eden, yıpratan ve zorlayan çok katmanlı bir tehdit haline geldiğini net bir dille ifade etti. Bu açıklama aslında bütün Avrupa’nın son üç yılda yaşadıklarının ve düşündüklerinin özetiydi. Çünkü bugün Rusya, doğudan batıya, kuzeyden güneye uzanan geniş bir coğrafyada aynı anda baskı kuran bir güç olarak hareket ediyor.

Doğuda Rusya’nın Çin ile kurduğu yakın askeri ve stratejik ilişki, özellikle Japonya açısından yeni bir güvenlik baskısı anlamına geliyor. Moskova ile Pekin’in ortak tatbikatları, hava ve deniz unsurlarının Japonya çevresinde giderek daha görünür hale gelmesi ve Pasifik’teki koordinasyon Rusya’nın artık sadece Avrupa merkezli bir güç olmadığını gösteriyor.

Japon hava sahasına yaklaşan Rus uçakları ve deniz trafiği, Japonya’yı savunma harcamalarını artırmaya ve ABD ile askeri entegrasyonunu derinleştirmeye zorluyor. Bu tablo, Rusya’nın Çin ile birlikte Batı’yı iki ayrı cephede meşgul etmeyi hedeflediğini düşündürüyor.

Batı cephesinde ise Rusya’nın yöntemi doğrudan savaş değil, düşük yoğunluklu ama sürekli bir taciz stratejisi. Polonya hava sahasına giren insansız hava araçları, Baltık ülkeleri üzerinde artan elektronik harp faaliyetleri ve sınır bölgelerinde yaşanan belirsiz askeri hareketlilik, NATO’nun reflekslerini ölçmeye yönelik adımlar olarak okunuyor.

Finlandiya’nın NATO’ya katılmasından sonra Rusya’nın bu ülke sınırında askeri varlığını artırması ve zaman zaman sınır güvenliğini zorlayan hamleler yapması, Moskova’nın genişlemeye karşı verdiği tepkinin fiili bir yansıması. Burada amaç bir savaş başlatmak değil, sürekli bir huzursuzluk hali yaratarak Avrupa’nın güvenlik algısını aşındırmak.

Güneyde ise Ukrayna savaşı bütün bu tablonun merkezinde durmaya devam ediyor. Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaş artık yalnızca toprak kazanımı hedefleyen klasik bir askeri operasyon değil. Bu savaş, Avrupa’nın enerji güvenliğinden gıda arzına, savunma sanayisinden siyasi bütünlüğüne kadar pek çok alanı etkileyen bir kaldıraç haline gelmiş durumda.

Ukrayna cephesi uzadıkça Rusya’nın askeri kapasitesinin tükendiği yönündeki yorumlar sıkça yapılsa da gelinen noktada........

© Milat