Savaş bitti. Şimdi sözdür savaşı hatırda tutan. Savaşın en acı yüzünü sözler taşıyacak yarınlara. Sözle uyanırız sabaha ve ardından gözle müşahede ederiz tabiatı. Bakarız ki bizimle birlikte uyanır toprak, ağaç, börtü böcek, yemyeşil ova… Ölü şehirler, denizler, ırmaklar bir bir canlanır bizimle. Korna sesleri ve martılar habercisidir ölü şehirlerin. Bütün bunlar sözün gözle göz göze gelmesidir.

Söz ve göz, göz ve söz savaşın tamamlayıcı unsurları oldu. Hamas’ın İsrail karşısında mücadelesinde sözün kıymeti karşısında gözün hikmeti de konuşuldu. Kırk dokuz günlük İsrail’in barbarca saldırısında bütün dünya, tanınmış dünya liderlerinin konuşmasını, İsrail yöneticilerinin konuşmasını dinlemiyordu. Ebu Ubeyde’nin efsanevî yürüyüşünü gözlüyor ve kürsüde onun efsanevî konuşmasına kilitleniyordu. Bu gözler yalan söylemez diyordu Ebu Ubeyde.

Ebu Ubeyde’nin söz ve gözün şahitliğinde tarih karşısında duruşu net idi. Ebu Ubeyde, sadece Müslümanların değil insanlığın onurunu kurtarıyordu. Bu nedenle büyük ve kitlesel yürüyüşler, protestolar İslam ülkelerinde değil Batı şehirlerinde olmuştu. Ebu Ubeyde, bugün dünya için, dünyadaki insanlar için hatta beşeriyet için sonsuzluğa doğru akan bir ırmağın yatağına sığınmış umut çiçeği olmuştur. Ebu Ubeyde, diriliş çağının mütevazı işçisi. Ne söylediğinin bilincindedir. Korku ve kaygılardan uzaktır. Sağlam kaynaklardan beslenmiştir. İzzeddin El Kassam, Seyyid Kutup…

Ebu Ubeyde, insanlık için bir Nelson Mandela’dır. Ki Nelson Mandela’nın ülkesi Güney Afrika Cumhuriyeti İsrail’le bütün diplomatik ilişkisini kesip bu lanetli insanları ülkesinden kovmuştu. Ebu Ubeyde dünyanın baş belası İngilizlere karşı destansı mücadele veren Gandi’nin de mirasçısı. Nitekim Nelson Mandela Gandi’den esinlenmişti. Bu iki lider Müslümanlarla gayrimüslimlerin bir arada yaşayabileceğinin sembolüydü. Tıpkı Hz. Muhammed’e mektup yazan Necaşi gibi. Ama onun öncesinde Bilal-i Habeşi’yi unutmamak gerek. Necaşi ve Bilal-ı Habeşi… İkisi de Habeşistanlı. Bugünkü Etiyopya ülkesinden.

Ebu Ubeyde; karınca ezilmesin, çiçekler incinmesin, çocuklar ağlamasın diye mücadele veriyor Yahudilere karşı. Hayır, hayır Siyonistlere karşı… Çünkü birçok Yahudi hatta Yahudi topluluğu İsrail’e ve Siyonistlere karşı protestolara katılıyor. Ebu Ubeyde dünyanın kalbini dinliyor. Dünya da onun kalbini…

Ebu Ubeyde insanlık kalesini sağlam duvarlarla örüyor. BBC, CNN gibi ahlak çöküntüsü yaşayan, yalan haberlerini dünyaya yayan. İsrail seviciliğini yapan medya zorbalarına karşı da mücadele veriyor. Bu gün Sezai Karakoç yaşasaydı bir Ebu Ubeyde şiiri yazacaktı. Erdem Bayazıt yaşasaydı, Akif İnan, Nuri Pakdil, Cahit Zarifoğlu yaşasaydı elbette mısralarının mecrası Ebu Ubeyde denizine doğru akacaktı.

Ebu Ubeyde, sözün saydam gölgesi olmaya devam ediyor. O ki sabırlıların mirasçısı, sabrın mucizesi Kuran’la övünenlerdendir. Ebu Ubeyde, Hz. İbrahim, Hz. Eyyub peygamberlerden sahabeler ve velilere kadar uzayan sonsuz bir sabır halkasının son temsilcisi Hz. Muhammed’in ümmetindendir. Son yüce peygamberin Mekke’de, Taif’te ve Uhud’da sabrın destan kahramanlığını yeniden yaşıyor ve yaşatıyor.

Son söz….

Sözle kuruldu insanlık yolunun çelik rayları. Kelimeler, cümleler, sıfatlar, varsın sözün durakları olsun. Ebu Ubeyde, sözün sonu… Sözün de elleri vardır. Tutmazsak düşer. Düşürmeyelim.

QOSHE - Sözün sonu - Eyyüp Azlal
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Sözün sonu

9 1
28.11.2023

Savaş bitti. Şimdi sözdür savaşı hatırda tutan. Savaşın en acı yüzünü sözler taşıyacak yarınlara. Sözle uyanırız sabaha ve ardından gözle müşahede ederiz tabiatı. Bakarız ki bizimle birlikte uyanır toprak, ağaç, börtü böcek, yemyeşil ova… Ölü şehirler, denizler, ırmaklar bir bir canlanır bizimle. Korna sesleri ve martılar habercisidir ölü şehirlerin. Bütün bunlar sözün gözle göz göze gelmesidir.

Söz ve göz, göz ve söz savaşın tamamlayıcı unsurları oldu. Hamas’ın İsrail karşısında mücadelesinde sözün kıymeti karşısında gözün hikmeti de konuşuldu. Kırk dokuz günlük İsrail’in barbarca saldırısında bütün dünya, tanınmış dünya liderlerinin konuşmasını, İsrail yöneticilerinin konuşmasını dinlemiyordu. Ebu Ubeyde’nin efsanevî yürüyüşünü gözlüyor ve kürsüde onun efsanevî konuşmasına kilitleniyordu. Bu gözler yalan söylemez diyordu Ebu Ubeyde.

Ebu Ubeyde’nin söz ve gözün şahitliğinde tarih karşısında duruşu net idi. Ebu Ubeyde, sadece Müslümanların değil insanlığın onurunu kurtarıyordu. Bu nedenle büyük ve kitlesel yürüyüşler, protestolar İslam ülkelerinde değil Batı........

© Milat


Get it on Google Play