menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Okullar açıldı, yaralar kapanmadı – Yusuf İpekli Yazdı

9 1
14.09.2025

8 Eylül 2025, Pazartesi.

Ülke, içi boş, alt yapısı gerçeklerden çok uzak, iftira dolu dedikodularla bile doldurulamayan, çerçevesi skandal denebilecek yalanlarla, ifadelerle dolu cümlelerle çizilen güya yolsuzluk, rüşvet, adam kayırma gibi yüz kızartıcı suçlamalarla düzenlenen operasyon ve davalarla meşgul edilmişken okullar açıldı.

Halk açken, vatandaş ayda bir kilo et yiyemezken, aile büyükleri torunlarına elli lira harçlık veremezken, yetmiş yaşındaki emekliler bile çalışma zorunda bırakılmışken, köylü çiftçiliği bırakıp traktörlerini satışa çıkarmışken, esnaf hızla kepenk indirirken, sektörünün dün en iyisi olan sanayi kuruluşları bugün üçer beşer iflas ederken, çek / senet / krediler ödenemezken, icra dosyalarında patlama yaşanırken, işsizlik önü alınmaz boyutlara ulaşmışken açıldı okullarımız.

Tüm kademelerde yaklaşık 18 milyon öğrenci ve 1.2 milyon öğretmen, bu yıl açılması planlananlarla birlikte ülke genelinde 74 bin 538 okul ve 761 bin 416 derslikte bir araya geldi*.

Hayırlı uğurlu olsun. İçimden gelmeye gelmeye öğrencilerimize, öğretmenlerimize başarılar, velilerimize kolaylıklar diliyorum.

Neden içimden gelmeye gelmeye dedim? En sonda söylemem gereken lafı dolaştırmadan, eğip bükmeden en başta söyleyeyim mi?

Peki!

İyi ki, memlekette CHP var. Yandaş medya ve trolleri sayesinde iyi ki var dediğimiz CHP yüzünden açlık, işsizlik, eğitim,sağlık başta olmak üzere hiç bir sorun konuşulmuyor, tartışılmıyor.

Mevcut iktidar yatıp kalkıp CHP’ye dua etmeli.

Neden?

Çünkü CHP özellikle Atatürk sonrası halktan kopuk bir biçimde, kendi iç sorunlarıyla uğraşıp durduğundan, ayrıca “Küçük olsun benim olsun!” anlayışı halkın malum duruma gelmesine dayanak oluşturduğu için sağın can simidi oldu. Bu işlevini içindeki hizipler, şahsi hırs ve kin ile hareket edenler yüzünden sürdürüyor.

CHP‘nin ikinci başkanı Milli Şef İsmet İnönü döneminde de, Kıbrıs fatihi, efsane Karaoğlan Bülent Ecevit zamanında da; etek düşkünü, hizipçi, klik ve kronik muhalefet Deniz Baykal‘ın genel başkanlığı sırasında da; Erdal İnönü‘nün SODEP’i, Murat Karayalçın‘ın SHP’sinde de; Hikmet Çetin ve Altan Öymen‘in kısa süren liderliği esnasında da parti içi kargaşa ve kavgalar bitmedi. Kemal Kılıçdaroğlu dönemi ise skandallarıyla tarihin çöplüğündeki yerini çoktan aldı. Bu durum Demokrat Parti‘ye, Adalet Partisi‘ne, Milliyetçi Hareket Partisi‘ne, Doğru Yol ve Anavatan Partisi‘ne, Refah Partisi‘ne, Adalet ve Kalkınma Partisi‘ne hayat verdi, can suyu oldu.

Özellikle ABD‘nin ülkemizdeki doğal........

© Medya Siyaset