menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Aynı köprünün başında

9 11
13.11.2025

Yas ülkesi olduk.

Acılar acıları kovalıyor.

Neye daha çok üzüleceğimizi şaşırmış halde, bir yandan izliyor, bir yandan dayanamayıp ekranı kapatıyoruz.

Ama kapatınca da içimiz rahat etmiyor; sanki yüz çevirmek bir tür vicdansızlık gibi.

İzlesek yürek dayanmıyor, izlemesek vicdan.

Bu kez Azerbaycan’dan kalkan askeri kargo uçağında şehit olan 20 askerimize ağlıyoruz.

20 asker, 20 hayat, 20 hikaye.

Kimi çocukluk hayalini gerçekleştirip pilot olmuştu...

Kimi rütbesini daha 3 ay önce almıştı...

Kimi baba olacağı günü bekliyordu.

Hepsi görev başında, gökyüzüne emanet.

Kaza kırıma uğrayan C-130 tipi uçak 1968’de üretilmiş.

2010’da Suudi Arabistan “artık yeter” deyip emekliye ayırmış.

Yenisinin tanesi 14 milyon dolar.

“Kutusunu” bile açmadığı S-400’e 2,5 milyar dolar verebilen, bu yüzden 1,4 milyar dolar ödediği F-35 programından çıkartılan Türkiye, askerine yeni uçak alacak kaynağı bulamamış.

Daha ucuz diye ikinci el uçakları alıp modernize etmiş.

Birçok askeri uzman modernizasyonun teknik olarak kabul edilebilir olduğunu söylüyor, “sorun yok” diyor.

Olabilir elbette...

Ama mesele sadece teknik değil.

Kaynak var, tercih yok.

Bu ülkenin insanına, askerine, emekçisine verilen kıymet işte tam da buradan ölçülüyor.

★★★

Aynı Dilovası’ndaki o parfüm imalathanesinde, günlük 650 liraya çalışan kadınlar gibi...

2’si çocuk yaşta 6 kadın, birbirlerine sarılarak öldü çıkan yangında.

Şişeledikleri tek bir parfümü satın almak için 17 ay çalışmaları........

© Korkusuz