Hayatımızda birçok kararlar alırız. Bazısı gün içinde eriyip gider, bazısı gününü gün eder, bazısı da hiç dünde kalmaz, yarına da bela olur…

En büyük eksikliğimiz kendimize bakamamak, sokakta yokuz, arkadaş ortamında da eksik olan yüz bizimkisi… Muhatap olduklarımızın yüzüne ve daha da öte gözüne bakarız, sözler havada uçuşurken gözden düşenleri, mimiklerin çizgilerinde saklanmış olanları yakalarız ve onu okuruz, yasaklı kitabı okur gibi. Yüzü, yalan söyleyen dil utansın mertliğindedir ve iç sesimiz bingo der yakaladım seni… Sonrasında o ne derse desin sözler sahilde kuma yazılmış gibi kalır, sahile vuran gizli gerçeklikte… Sonrasında ise diline vurmayanlar kalır…

O yüzden seçiciyizdir ve genellikle pek yanılmayız ya da aynı dile 2 defa sokulmayız. Fakat bizi en çok yanıltan ve peşine takılıp tufandan tufana sokan, bu son olsun dediğimiz de sonsuza kadar sürecek gibi bizi takip eden ne varsa bela eden nedir desem okuyamadığımız dersiniz. Okuyamadığınız şey ise görmediğimizdir…

Günlük hayat da en çok kime vakit ayırırız, kiminleyizdir düşünün… Kendimiz ile değil mi? Bize yön veren o içimizdeki içimizden olmayan sesin talepleri bazen o kadar büyük olur ki, Halep yerinde durur iken arşını elimize alıp haddini bil, bi dur diyemeyiz. Diyemediğimiz şey bizi yavaş yavaş eritir yaşamın içinde ve biz hala eline verilen zarı ‘’hadi at’’ diyen o içimizdeki nankörün vaatleri ile köprüden önceki son çıkışa umut bağlarız…

Aslında kitap okumalarından daha sık yüz okumaları yapmalıyız, başkasının yüzünde seyyah gibi gezinip gezindiklerimizde kendimizi kaybetmeden önce kendimizi okumalıyız. Gün içinde hiç çekinmeden, sabah sokağa taşmadan taşkınlık yapmaması ve kendine gelmesi için kendimizi uyarmalıyız. Ah bir bakabilsek gözümüze, yüz göz olmaktan korkmadan ve okusak dilimize taşınanların taşıyamayacağımız olduklarını, görsek ve elesek kendimizi ve elekten aksak hayata ve düşmesek neye yarar pişmanlığının sonuna…

Kişi kendisinin aynası olursa işi de, dili de aynısı olur .. Geçmişine bakıp düşman arayanların en büyük hatası kendisini de yanın alıp onunla düşman araması, aslında bir desek dur sen gelme ve onu da karşımıza alsak ve o an içimizde her zerremizi yıkan depremler olur. Yıkıntılarda kimse yok mu yerine ben yokum dersek kendimize, işte o zaman dilimizin altında kaç saat kalırsak kalalım yaşam için bir umudumuz var demektir.

QOSHE - Kendini görmek        - Kenan Seyrek
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kendini görmek       

5 1
22.03.2024

Hayatımızda birçok kararlar alırız. Bazısı gün içinde eriyip gider, bazısı gününü gün eder, bazısı da hiç dünde kalmaz, yarına da bela olur…

En büyük eksikliğimiz kendimize bakamamak, sokakta yokuz, arkadaş ortamında da eksik olan yüz bizimkisi… Muhatap olduklarımızın yüzüne ve daha da öte gözüne bakarız, sözler havada uçuşurken gözden düşenleri, mimiklerin çizgilerinde saklanmış olanları yakalarız ve onu okuruz, yasaklı kitabı okur gibi. Yüzü, yalan söyleyen dil utansın mertliğindedir ve iç sesimiz bingo der yakaladım seni… Sonrasında o ne derse desin sözler sahilde kuma yazılmış gibi kalır, sahile vuran gizli gerçeklikte… Sonrasında ise diline vurmayanlar kalır…

O yüzden seçiciyizdir ve genellikle pek yanılmayız ya da aynı dile 2 defa sokulmayız. Fakat bizi en çok........

© Kocaeli Koz


Get it on Google Play