Bilimle yükselen Güney, belirsizlikle sarsılan Kuzey!
MERT MAPOLAR’IN KÖŞE YAZISINI SESLİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ
“Bir ada, iki kader: Biri bilimin ışığında geleceğini inşa ederken, diğeri krizin gölgesinde yönünü arıyor.”
Kıbrıs bugün, aynı coğrafyada iki farklı dünyanın hikâyesini yaşıyor. Güney, Avrupa değerleriyle bütünleşen, bilimi ve dayanışmayı merkeze alan bir dönüşüm sürecinin içinde yükselirken; Kuzey, ekonomik daralma, sosyal çöküş ve güvenlik krizleriyle sarsılan bir gerçekliğe hapsolmuş durumda. Kıbrıs adasının bir yanında sürdürülebilir kalkınma, yenilik ve bilim konuşulurken; diğer yanında geçim sıkıntısı, adalet boşluğu ve toplumsal tedirginlik öne çıkıyor. Bu zıt tablo, Kıbrıs’ın yalnızca siyasi değil, zihinsel olarak da ikiye bölünmüş olduğunu gösteriyor ve artık, geleceğin yönünü belirleyecek olan şey sadece sınırlar değil, değişimi kucaklama cesareti de olacaktır...
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde son dönemde yaşanan gelişmeler, adanın güneyinde bilimsel ilerleme, Avrupa değerleri ve kurumsal istikrarın, ön plana çıktığı ile ilgili yeni bir döneme girildiğini işaret ediyor. Geçenlerde “Bilimsel Kıbrıs” temasıyla düzenlenen gala gecesi ve 13. Uluslararası Çok Tematik Tıp Kongresi; tıp bilimi, çevre sağlığı, yapay zekâ ve bütünleyici tıp gibi alanlarda, Güney Kıbrıs'ın, Avrupa’yla daha fazla bütünleşmiş bir vizyonun altını çiziyor. Güney Kıbrıs Rum Yönetim liderinin önderliğinde, hazırlıkları sürdürülen Avrupa Birliği Konseyi Dönem Başkanlığı, Kıbrıs’ın, Avrupa içinde stratejik bir aktör olarak konumlanma çabasının göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Schengen üyeliği, dijital dönüşüm ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri çerçevesinde yürütülen reformlar, Güney Kıbrıs’ı sadece bölgesel değil, aynı zamanda Avrupa genelinde saygın bir konuma da taşımayı amaçlıyor.
Son gelişmeler ile birlikte Güney Kıbrıs, bilim, dayanışma ve ortak değerler temelinde hedeflerini artırarak, son sürat ilerlerken, adanın kuzeyinde tam tersi bir tabloyla karşılaşmamız, dikkat çekici bir çelişkiyi de ortaya çıkarıyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde ekonomik daralma, hayat pahalılığı ve toplumsal huzursuzluk giderek derinleşiyor. Eylül 2025 itibarıyla Kıbrıslı Türklerin Güney’e geçiş sayısının 2,4 milyonu aşması, halkın ekonomik çıkış yolunu karşı tarafta aradığını ortaya koyuyor. Güney’de temel gıda maddelerinde KDV’nin sıfırlanması ve fiyatların daha uygun hale gelmesi, Kuzey’deki üretim ve ticaret alanlarını olumsuz etkileyerek, ekonomik bağımlılığı artırıyor. Bu tablo, Kıbrıs Türk ekonomisinin giderek dışa bağımlı hale geldiğini ve yerel dayanıklılığın ciddi biçimde zayıfladığını gösteriyor.
Son zamanlarda Güney Kıbrıs'a, daha da fazla artan geçişler, sadece ekonomik değil, sosyal bir dönüşüme de işaret ediyor. Kıbrıs Türk halkı, günlük yaşam ihtiyaçlarını karşılamak için Güney’e yönelirken, bu durum uzun vadede toplumsal kimlik, üretim alışkanlıkları ve ekonomik denge açısından da ciddi kırılmalar yaratabileceği, asla göz ardı edilmemelidir. Tüm bunların yanında, geçiş kapılarında yaşanan yoğunluk ve karşılıklı suçlamalar, iki taraf arasındaki idari iletişim eksikliğini de gözler........





















Toi Staff
Gideon Levy
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein